2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi Sonuçlandı

2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi Sonuçlandı
Konya’da 2’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi’nin kapanış programı gerçekleştirildi.Konya Ticaret Odası (KTO), Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve KTO Karatay Üniver...

Konya’da 2’ncisi gerçekleştirilen Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi’nin kapanış programı gerçekleştirildi.

Konya Ticaret Odası (KTO), Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) ve KTO Karatay Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 2. Uluslararası İslam Ticaret Hukuku Kongresi’nin sonuçlarının ve değerlendirmelerinin yapıldığı kapanış programına Konya Valisi Muammer Erol, KTO Başkanı Selçuk Öztürk, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, İslam ülkelerinden temsilciler ile çok sayıda ilim adamı ve ilahiyatçı katıldı.

Kongrenin kapanış programında oluşturulan 5 farklı oturumda İslam’da kira, zekat, faiz, borsa, sigorta gibi konuların yeri tartışıldı.

Kongrede borsa konusunda açılan oturumun başkanlığını yürüten Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı, "Gerçekten 19 yıl evvel yapılan toplantının daha mükemmeli, daha iyi organize olanını burada görmekle tertip heyetine müteşekkir olduğumu beyan edeyim. Son derece cazip, güzel konular, yeni konular, münakaşa ve münazara konusu olan teferruata da giden bir Türk katılımıyla da olan bizi hayrete düşürecek kadar hoş ve uzun müddet, çeyrek asırdan fazla yurt dışında kalmış biri olarak muazzam, diğer gelişmelerin yanında akademik gelişmelere de işaret eden bir faaliyet yaşadık" dedi.

Kongrede birçok görüş ve konunun tartışıldığı belirten Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da, din hakkında yapılan konuşmaların fetva olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Bardakoğlu, “İlim adamlarının burada ileri sürdüğü görüşler mülahazaların müdahaleleri bir fetva olmaktan ziyade fetvayı da kazayı da kanunlaştırmayı da besleyen bir doktrin olarak algılanmalıdır. Çünkü fukahanın (İslam hukukçusu) ürettikleri doğrudan fetva doğrudan kaza değildir. Öteden beri tarihimizdeki tecrübe de odur. Tarihimizde de hep fukaha, hem kazayı, kanunlaştırmayı yönlendiren, tasvip eden uyaran, hem de fetvayı besleyen önemli bir fonksiyonu icra etmiştir. Elbette ülkemizin de çeşitli mekanizmaları vardır, fetva usulleri vardır. Yoksa her din hakkında konuşanın, fıkıh hakkında konuşanın görüşünü fetva gibi algılarsak bugün İslam dünyasında yaşandığı gibi bir fetva enflasyonu oluşur. İnsanlar bu fetvalar sebebiyle bir kaos ortamı içine bile girebilir. Onun için fetvanın adabını biz korumak zorundayız. Biz ilk dönemden itibaren yazılan kitapların bir kısmı edebü’l-kazadır, bir kısmı edebü’l-fetvadır. Yani yargılamanın adabı, usulü, bir de fetvanın adabı, usulü. Bu olmazsa sistem kendi kendini tahrip etmeye başlar" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Sabri Orman ise, “Ben bu tür kongreleri, toplantıları, gayretleri, Müslümanların modern dünyada yeniden kendilerini konumlandırma gayretlerinin örnekleri olarak görüyorum. Kolay olmuyor. Çünkü tavır belirlemede sıkıntılar yaşıyoruz. Halbuki aslında bizim bu konuda yaşadığımız tecrübemiz var. Bu kadar da acemilik çekmemeliydik diye düşünüyorum. Ama anlaşılıyor ki aradan geçen zaman içinde bizim geçmişle bağlarımızda bir kopukluk var, yani bir gevşeme var. Velhasıl bir hadise var. Çünkü bizim şimdi yaşadıklarımızın bir benzerini İslamiyet’in ilk nesilleri yaşamıştı. Yani İslamiyet ortaya çıktığı zaman iki meydan okumayla karşılaştı. Bir içine doğduğu ortamların kurumları vardı, bilgileri vardı. Onlarla karşılaştı. İkinci olarak da tabi mevcuda bir ilavede bulunmaları icap etti ve bu iki boyutlu bir ilave gayretiydi. Bir taraftan mevcut kurumlara yenilerini eklemeleri gerekiyordu. Yeni kurumlar üretmeliydi. Diğer taraftan da mevcut bilgilere yeni bilgiler eklemeleri gerekiyordu. Yeni bilgiler üretmeleri gerekiyordu. Onlar çok başarılı oldular. Hem diğer toplumlardan, medeniyetlerden teneffüs ettikleri kurumları ve bilgileri çok iyi değerlendirdiler, hem de onlara yenilerini katmada son derece başarılı oldular. Şimdi biz aynı konumdayız. Bence zaman zaman İslam’ın ilk nesillerinin bu işi nasıl yaptığına bakmamızda fayda var" ifadelerini kullandı.

Kongrenin her 4 senede bir kez yapılarak geleneksel hale getirilmesi için çalışma yaptıklarını belirten KTO Başkanı Selçuk Öztürk ise, "İlki 19 yıl önce düzenlenen Kongre’nin 2015 yılında KTO, KTO Karatay Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi işbirliğiyle başarılı bir şekilde ikincisini gerçekleştirmiş olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Kongreye katılmak için dünyanın ve ülkemizin dört bir yanından şehrimize gelen, yurt içinden ve yurt dışından katılımlarıyla Kongremize katkı sağlayan tüm alim, bilim adamı ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Böylesine önemli bir organizasyonu düzenlemek için gecesini gündüzüne katarak çalışan Kongre Tertip Komitesi’ne de ayrıca teşekkür ediyorum. Kongremize 19 yıl ara verilmesi dolayısıyla haklı bir eleştiri var. Bu sene ikincisi düzenlenen kongremizin üçüncüsü 2019, dördüncüsü 2023 yılında olmak üzere 4 yılda bir yapılarak geleneksel hale getirilecektir. Böylelikle 2023 yılında da Kongremizi düzenleyerek ülkemiz finans sitemi için büyük bir katkı sağlamış olacağız. KTO Karatay Üniversitesi’ne ’İslam Ticaret ve Ekonomisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’ kurulması önerisi bizi son derece mutlu etmiştir. İslam Ticaret ve Ekonomisi konusunda lisans bölümü açmak için girişimlerimiz devam etmektedir. YÖK tarafından yüksek lisans programı tavsiye edilmiştir. Üniversite yönetimi olarak hem yüksek lisans hem de lisans programı açmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

haberfark.net

islam-kongresi-2.jpgislam-kongresi-3.jpgislam-kongresi-4.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.