90 bin Suriyeli kapıda bekliyor!
Suriye'nin yanı sıra birçok Ortadoğu ülkesinde de iç karışıklık sürüyor. Bölge ülkelerinde kan ve gözyaşı eksik olmuyor. Arap Baharı ile başlayan çatışmalar dış devletlerin de müdahil olmasıyla artarak devam ediyor. Bölgeyi yakından tanıyan İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Hasan Aynacı, Suriye ve diğer ülkelerde yaşanan olaylarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Komşu ülkedeki sıkıntılara dikkat çeken Aynacı, Suriye, Irak, Mısır ve Tunus gibi ülkelerin isim olarak demokratik, yönetim olarak diktatörel rejimlerin hakim olduğu bir coğrafyada yer aldığını belirtti. 2011 yılında Tunus'ta başlayan sonrada Arap Baharı olarak isimlendirilen bir sürecin yaşandığını, dile getiren Aynacı, bu sürecin bütün bir bölgeye yayıldığını söyledi. Aynacı, “Hafız Esed göstermelik bazı iyileştirmeler yaptı. Halkında bir sorun yokmuş izlenimi vermeye çalıştı. Suriye halkının verdiği tepki ile Türkiye ile Suriye arasındaki etkileşim arttı. Halk ayaklanması hiçbir ülkede beklenmiyordu. Özellikle Suriye'de hiç beklenmiyordu. İsmi muhalefet olan bazı partiler vardı fakat onlar dahi var olan sistemin içine entegre edilmişti. 30-50 bin insanını katleden bir sistemdi bu. Suriye halkının Hafız Esed'den sonra yönetime gelen Beşar Esed ile ilgili farklı seslere ve görüşlere açık olabilir mi düşüncesi vardı. Ama durum beklenen olmadı” cümlelerini kullandı.
SAVAŞ KÜÇÜK BİR OLAYLA BAŞLADI
Yemen'den sonra Suriye'nin Dara kenti küçük bir olay sebebi ile 5-10 çocuğun bu nizam düşmeli yazısı ile süreç başladığını ifade eden Aynacı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “14-15 yaşındaki çocukları göz altına aldılar. İşkenceler yaptılar. Tüm bunlara bağlı olarak fitiller ateşlendi. Tüm ülkeye yayıldı. Barışçı gösteriler 1 yıla yakın sürdü. Tamamen silahsız bir şekilde yapılan gösterilere maalesef oradaki rejim güçleri in sert şekilde müdahalede bulundu. Ordu içinde bir ayrım yaşanmaya başladı. Yüzde 7 civarında olan bir mezhepsel görüş ve fikrin yüzde 90'ın üzerine tasallut kurma gerçekliği vardı. Özellikle sunni subayların ordudan ayrılıp, onlarında savunma müdahalesine geçmesi ile başlayan bir süreç oldu. Süreç 6. yılına giriyor. Büyük bir süreç. Müslümanlar, tek bir gerçekte birleşemedi. Burada farklı muhalif güçlerinde etkisi var.”
BÖLGEDEKİ KATLİAMLAR DEVAM EDİYOR
1973 yılından beri İsrail'e kurşun atılmadığını, bölgedeki Suriye ve Mısır'ın İsrail'e komşu olmasının Amerika'ya komşu olmak demek olduğu şeklinde konuşan Aynacı, “İşkenceler devam ediyor. Bölge vatandaşları evlerini, köylerini terk etti. Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası hiçbir kurum yaşanan zulme tepki göstermedi. Sınırlarda büyük bir kriz var. Rus bombardımanı başladı. 90 bini aşan kişi sınırlarda bekliyor. Bölgedeki katliamlar devam ediyor. 2 buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye yerleşti. Bunların 800 bini mülteci kamplarında kalıyor. Biz İHH olarak gereken hizmetin en layıkını yapmaya çalışıyoruz. Büyük resme bakmalıyız. Suriye'nin sunni bölgeleri boşaltıldı. Şuna oralara farklı mezheplerde yer alan kişiler yerleştiriliyor. Bölge üzerinde çizilmiş harita mevcut. Bölgenin alt yapısı değişti. Umutlar kırıldı. Demografik yapının değişmesi büyük sıkıntılar doğurdu. Vakıf olarak çalışmalarımız devam ediyor. Yoğunlaşan göç hareketine karşı projelerimiz hızla işliyor. Acil yardım ekiplerimiz gece gündüz hizmette. Ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesinde de onaylanmayacak olaylar yaşanıyor. Sivil halk yaşananlardan bir hayli etkileniyor. Diğer illerde yer alan kurumların destekleri ile biz bu bölgemizdeki insanlarımızın yaralarına da merhem oluyoruz” dedi.
EMRE ÖZGÜL
haberfark.net
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.