ABD'de Türkiye'nin bölünmesi senaryosu
Tolga Tanış’ın haberi
ABD Hükümeti’nin çatı istihbarat örgütü Ulusal İstihbarat Ofisi’nin pazartesi sabahı Washington’da açıkladığı “Küresel Trendler 2030” raporuna göre Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda Kürdistan’ın yükselişi nedeniyle bölünme riski var. Raporun hazırlayıcılarından Mathew Burrows Hürriyet’in sorusu üzerine, “Bu Ortadoğu için en kötü senaryo ve gerçekleşmeyeceğinden emin olmalıyız” dedi.
ABD Hükümeti’nin çatı istihbarat örgütü Ulusal İstihbarat Ofisi, bu sabah Washington’da “Küresel Trendler 2030” raporunu açıkladı. Raporun “Cin Şişeden Çıkınca” başlıklı bölümünde, bölgesel güçlerin başlarına gelebilecek senaryolar da sıralandı ve burada Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bölünme riskinden bahsedildi. Raporun 131. sayfasında bir tabloda sıralanan, dünyayı etkileyecek altı kötü durum senaryosundan birinde de Türkiye’den bahsedilerek, Kürdistan’ın yükselişinin Türkiye’nin bölünmezliğine bir darbe olacağı belirtildi.
EN SON 2008’DE AÇIKLANDI
En sonuncu 2008’de açıklanan ve şimdiye kadar beşinci kez yayınlanan trendler raporunun hazırlayıcısı Ulusal İstihbarat Konseyi, ABD Hükümeti’ne stratejik düşünce konusunda fikirler sunmakla görevli. Konseyin Washington’da sadece yabancı basın mensuplarına yaptığı özel bir sunumla açıkladığı rapor ise önümüzdeki dönemde dünyayı etkileyecek trendler, yeni ortaklıklar ve risklere odaklanıyor. Konseyin, aralarında Çin ve Hindistan’dan gelenlerin de olduğun 20 yabancı strateji, istihbarat uzmanından görüş alarak hazırladığı rapor, özetle önümüzdeki dönem ABD’nin dünyadaki ağırlığının azalacağını, küresel polisi olmaktan çıkacağını, hiçbir ülkenin küresel bir hegemonya olamayacağını, Çin, Hindistan, Brezilya gibi yeni güçler ortaya çıkacağını ve ABD’nin de Türkiye, Güney Afrika, Endonezya gibi yeni bölgesel güçlerle geliştireceği ortaklıklarla dünyadaki etkisini devam ettireceğini savunuyor. Ancak 11 Eylül’den sonra kurulan ve ABD’nin CIA’yi de bünyesinde bulunduran istihbarat koordinasyonundan sorumlu teşkilat, raporda ağırlıklı olarak Çin’in büyüyen etkisine odaklanıyor.
DÖRT MEGA TREND
Raporda dört mega trendden bahsediliyor: 1) Bireyler güçlenecek 2) Ülkelere arasında güç paylaşılacak 3) Dünya demografik değişimlerinden yoğun olarak etkilenecek, özellikle Avrupa’daki yaşlanan ülkeler geride kalacak 4) Gıda, su ve enerji belirleyici unsurlar olacak.
Raporun en çarpıcı bölümlerinden biri ise “Alternatif Dünyalar” başlığıyla verilen ve gelecek senaryolarının el alındığı kısım. Burada “Cin Şişeden Çıkınca” başlığıyla özel bir bölüm yer alıyor. Ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeleri etkileyecek gelecek senaryoları değerlendiriliyor. Altı kötü senaryodan oluşan bu kısımda, Türkiye’ye ayrılan maddede şöyle deniliyor: “Kürdistan’ın yükselişi, Türkiye’nin bölünmezliğine bir darbe ve çevresindeki komşularıyla büyük bir ihtilaf riskini artırıyor.”
EN KÖTÜ SENARYO
Raporun sunumu sırasında, Hürriyet’in konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Ulusal İstihbarat Konseyi yetkilisi Mathew Burrows, Suriye’deki olayların bölgeye yayılmasının sonuçları olduğunu belirterek, Türkiye’nin bundan etkilenen ülkelerin başında geldiğini söyledi. Burrows, Kürdistan senaryosu için ise şöyle konuştu: “Bu elbette sadece Türkiye için değil bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyecek bir gelişme. O yüzden bunun olmaması için güçlerin bir araya geldiğini göreceğiz. Bu sadece bazı durumlarda en kötü senaryoyu ele alan bir doküman. Bu da Ortadoğu için en kötü senaryo. Gerçekleşmeyecek olmasından emin olmalıyız.”
TÜRKİYE BÖLGESEL GÜÇ
Burrows, toplantıda raporda Türkiye’nin önümüzdeki dönem dünyada oynayacağı rolün de artacağını belirterek, “Türkiye, uluslararası arenada artan bir rol oynayacak ve uluslararası sistemde daha geniş bir etkisi olacak” dedi. ABD’nin Türkiye’yi Ortadoğu’da artan güvenlik riskleri ve Avrupa Birliği üyelik sürecinde nerede gördüğüne ilişkin sorumuza ise şöyle yanıt verdi: “Türkiye başarılı bir demokrasiye kesinlikle bir örnektir. Ekonomik büyümenin başarılmasında da Ortadoğu’da yeşeren diğer demokrasiler için bir modeldir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden bahsettiğiniz zaman ise Avrupa Birliği içinde genişlemeye karşı olan çevrelerin reaksiyonu, Türkiye’nin AB üyeliği önünde çok güçlü engellerden biri olacak. Ancak öte yandan müzakereleri sürdürmek ve potansiyel üyeliğin devamını sağlamak da çok önemli.”
RAPORDAN ÇARPICI BÖLÜMLER
* Çin ekonomisi, 20 yıldan az bir süre içinde ABD’yi geçecek ve Asya 2030’a kadar küresel güç olmayı Kuzey Amerika ve Avrupa’nın elinden alacak.
* Avrupa, Japonya ve Rusya’da ekonominin yavaş yavaş gerilemesi muhtemelen devam edecek.
* Küresel ekonominin başarısı, geleneksel Batı’ya değil, gelişmekte olan ülkelerin ilerlemesine bağlı olacak.
* 15-20 yıl içinde teknolojik aktiviteler Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelere kayacak.
* Google ve Facebook gibi ülkeler gerçek zamanlı bilginin başında oturmaya devam edecek ve bu konuda bütün hükümetlerden daha ileri olacaklar.
* Bilgi, şirketleri toplumsal davranışları etkileme konusunda hükümetler kadar güçlü kılacak.
* Yeni teknolojinin gelişimi, Ortadoğu’da görüldüğü gibi vatandaşları hükümetlere karşı çıkmak için bir araya getirme kabiliyeti kazandırırken, hükümetlere de benzeri görülmemiş biçimde insanları izleme yeteneği sunacak.
* 2030’da kadar İslami terörizm sona erebilir ancak bazı devletler bundan yararlanmak isteyebileceği için tam olarak yok olmayacak.
* Siber alanda uzmanlaşan bazı bireyler hizmetlerini örneğin teröristlere yüksek ücretlerle satarak, ekonomik ve finansal sisteme büyük zararlar verebilirler.
* Büyük ihtimalle dünya önümüzdeki dönem bir siber silahlanmaya tanıklık edecek.
Hürriyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.