Abdullah Büyük'ten Umre eleştirisi

Abdullah Büyük'ten Umre eleştirisi
Türkiye'nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan Ribat Eğitim Vakfının hizmet çalışmalarında, Kurban Bayramı başta olmak üzere, kurban ve diğer yardım çalışmalarında gönüllü çalışan gönüllülere teşekkür mahiyetinde bir program gerçekleşti.

Ribat Eğitim Vakfı Mütevelli Heyetiyle, Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu programa çok sayıda gönüllü katıldı.  Kuran'ı Kerim tilaveti ile başlayan teşekkür programında Ribat Eğitim Vakfı Onursal Başkanı Abdullah Büyük Hocaefendi de bir konuşma yaptı. Abdullah Büyük Hocaefendi şöyle konuştu: "Hizmet herkese nasip olmaz, bu bir nasip meselesidir. İradeyi sağlıklı kullanırsan, niyetin temiz olursa Rabbim seni güzel bir yerde istihdam eder. Rabbimizin rızası ile yapılan işin karşılığı ecirdir ve o ecrin sahibi de Allah'tır. Hizmet kervanımız hazır kıta gibidir ya da öyle olmalıdır.  Hizmet heyetimiz sistemleştirilmelidir, branşlaştırılmalıdır. Toplumun bütün ihtiyaçlarına yanıt verecek, kan ihtiyacı olduğunda koşacak, felaket olduğunda hemen yardıma gidecek, muhtaçlara yardıma koşacak ekiplerimiz olmalıdır. Elbette karaktere göre bu ayrımlar da yapılmalıdır, mesela bazı insanlar celalli olur, bu insanların yardıma muhtaç insanlarımızla muhatap yapmamak gerekir. Bu kardeşlerimiz başka alanlarda yardımlara katılmalıdır.

Merhamet ve hizmet bir nevi merdivene benzer, hizmet ve merhamet sahibine yücelmeyi sağlar. İmamı Şafi Hazretleri bir gün talebelerine ders okutuyormuş. Bir komşusu koşa koşa gelmiş ve "İmam oğlun öldü" demiş.  İmamı Şafi ise gayet rahat, "Allah'tan geldik, Allah'a gideceğiz", demiş ve komşusuna, "siz defin işlerine başlayın, ben de şu dersi verip geleceğim" şeklinde seslenmiş. İşte Allah'ın sevdiği, değer verdiği insan budur.

Bir Müslümanın anası, babası, çocukları hep arkasında olmalıdır, önünde değil. Önünde üç şey olmalıdır, bunlarda Kitap, Sünnet ve Cihattır. Hizmet ehlinin Rabbimize teslimiyeti işte böyledir ve bu güzellikler herkese nasip olmaz.  Hizmet ehli Rahman ve Rahim esmasından gıdalanır, hizmet verdiklerine karşı merhametli olur, şefkatli olur, hizmet ehlinde menfaat mantığı olmaz, dedikoducu olmaz, kibir olmaz, büyüklük olmaz. Hizmet ehli "benim mükafatımı ancak Allah verir" diye düşünür. Hizmet içtimai kulluk vazifemizdir. Hizmet ehli ferdi Müslümanlığı benimseyemez, Müslümanların kardeşliği merkezinde hareket eder.

Hizmet ehlinin çoluk çocuğunun rızkını temin ettiği işini ihmal etmesi de doğru değildir. Tabi aynı zamanda Allah yolunda hizmet etmeyi de diğer işleri yüzünden ihmal etmemelidir. İkisi arasında mutlaka denge kurmalıdır.

Bugün insanlarımızın bir çoğuna hizmet dendiğinde kaçıyorlar ama mesela Umre dendiğinde uçuyorlar. Bir Müslümanın bugün Umrede ne işi olabilir. Git gel, git gel, ne oldu şimdi. Mekke'ye gidip bir evde oturmaktansa, Horasan'a git tebliğ yap, demiş bizim ecdadımız. Farz olan Haccını yaptın, Sünnet olan Umreni de yaptın, tamam, yeter. Asrımızda kedi eti yiyerek açlıktan ölmemek için mücadele eden Müslümanlar var. O kardeşlerimizi düşünmeden Umre yapmanın mantığını ben anlayamıyorum, günümüzde Müslümanlar Umreye vereceği parayı ve zamanı yardıma muhtaç Müslüman kardeşlerimiz için sarf etmelidir." 

Abdullah Büyük hocaefendinin konuşması sonrası gönüllülere sertifika dağıtıldı. memleket.com.tr

haberfark.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum