Ah be Ali'm ah!

Ah be Ali'm ah!
Ah be Ali'm ah!

Hilmi YOL

Geçtiğimiz pazartesi günü kaybettiğimiz Eskil’in sevilen isimlerinden Ali Kesmez’in vefatı Eskil halkını yasa boğdu. O acıyı yaşayan isimlerden birisi de Mevlüt Keskin’di. Keskin’in, çocukluk arkadaşı Ali Kesmez’in vefatının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım okuyanları duygulandırıyor.

İşte o metin:

Ah be Ali’m Ah!
Önceki gün;
Can dostum,
Çocukluk arkadaşım,
Akrabam,
Köylüm,
Eskil’de kapı komşum,
İlkokul arkadaşım,
Beraber kuzu çobanlığı yaptığımız, futbol oynadığımız arkadaşım Ali’yi kaybettim.
Belki 4-5 yaşındaydım.
Köyde annemlerde bir üzüntü, ağlamalar… “Habbe ölmüş, Habbe ölmüş…”
Annemler cenazeye giderken, yanlarında beni de götürdüler.
O Habbe (Habibe) Eskil’de ilkokula beraber başlayacağımız Ali’nin (Fadik, Süleyman ve Murat’ın) annesiydi.
Arkadaşım Ali, küçük bir çocukken o minik yüreğine anne acısını gömdü.
11-12’li yaşlarda beraber kuzu çobanlığı yapıyoruz. Orada yaptığı bir kavgada yediği darbe sonrası içinde sanki bir fırtına koptu! “Benim annem yok diye mi bana böyle vuruyorsunuz…” dedi ve hıçkırıklarla ağlayarak kendini yere attı.
Yıllarca kulağımdan gitmeyen o ses…
O anda sanki içindeki anne özleminin, sevgisinin patlamasıydı...
14-15’li yaşlarda yaz sıcağında beni derinden üzen bir haber almıştım.
Ali’nin babası Alirıza Emmi kalp krizi neticesinde yaşama veda etmişti.
Alirıza Emmi, çalışkan, otoriter, çocukla çocuk büyükle büyük birisiydi.
Küçükken bana takılan, beni seven ve benim de çok sevdiğim birisiydi.
Gün doğmadan Alirıza Emmi’nin bütün çocukları ayakta olurdu.
Evinden hiç misafir eksik olmazdı, neredeyse her sofrada tabağa uzanan mutlaka bir misafir kaşığı bulunurdu.
Aynı çatı altında, Alirıza Emmi’nin babası Murat Emmi’den Şıhahmet Abinin çocuklarına dek 4 kuşak büyük bir saygı ve sevgiyle yaşardı.
İşte bazılarınca futbol oynamaya çok da sıcak bakılmadığı o yıllarda Ali’ye babasından ve Murat ağabeyinden izin almak çoğu zaman bana düşerdi.
O baskı Ali'nin futbol aşkını o kadar perçinledi ki vefatına kadar top oynadı.
Ali ile aynı takımda olmaya gayret gösterirdim, güçlü fiziğiyle çalım yemesi neredeyse imkansızdı.
Ortak tutkumuzun adı Galatasaray’dı.
İster Bayramdüğün’de, ister Eskil’de….
Aynı yerde olalım yeter.
Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi Maçları mutlaka beraber izlerdik.
Birlikte sevinilir, birlikte üzülürdük.
Kuzeni Fadik’le mutlu bir evlilik gerçekleştiren Ali’yi yıkan olay, bu kez 1994’te Aksaray’da Mamasın Barajı’nda boğularak hayata vedan eden ağabeyi Süleyman’ın (Muhammet) vefatı oldu.
Anne ve babadan sonra ağabeyin ölümü onu derinden sarstı, ona olan sevgisinden, ağabeyi vefat ettiğinde birkaç aylık olan oğlu Alirıza’nın ismini Süleyman olarak değiştirdi.
Beyefendi kişiliğiyle Eskil’in sevilen sayılan esnaflarından Ayyıldız Fotoğrafçılık Süleyman’ın yanı sıra 3 kız babası olan Ali.
Annesi Habibe’nin yanı sıra kayın validesi Ayşe'nin ve ömrünce ona analık eden Şahane yengenin isimlerini çocuklarına verdi.
Önceki akşam vefat haberini duyunca inanmak istemedim.
Haydi Ali’m yalan olsun.
Telefonunu arayım ve hıçkırıklarla Ali sen yaşıyorsun de mi? diyeyim, seni ilk gördüğümde sana sımsıkı sarılayım dedim, ancak ne yazık ki o acı haber gerçekti.
Onlarca anımın olduğu çocukluk arkadaşımın vefatı, ölümü bana bu kadar yakından hissettirdi.
Ah altın kalpli Ali’m belki annene, babana, ağabeyine özlemin içinde kanıyordu!
Belki şimdi onlara sımsıkı sarıldın!
Ama öksüz ve yetim Ali’m.
Bu gidişinle eşin ve evlatlarınla birlikte dostlarını yapayalnız bıraktın be can dostum.
Şimdi sen öksüz, yetim bıraktın!
Rahmetli Babam Hüseyin Keskin seni gördükçe sana takıldığı iki dize bir söz vardı,
"Ali'm şaşırdın beni beni,
Derde düşürdün beni beni" diye.
Ali'm bu gidişinle sevenlerini hem gerçekten şaşırttın!
Hem de derde düşürdün.
Mekanın cennet olsun!
Ruhu için el-fatiha

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum