Ali Bardakoğlu: "Her köşe din tüccarlarıyla doldu"

Ali Bardakoğlu: "Her köşe din tüccarlarıyla doldu"
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu Gerçek Hayat Dergisi'ne röportaj verdi.

Bardakoğlu röportajında, İslam ulemasının üstüne düşeni yapmadığını belirtti.

“BİRÇOK DİN İSTİSMARCISINA KARŞI YÜKSEK SESLE DUR DİYEMİYORUZ”

Ali Bardakoğlu şunları söyledi:

“İslam akaidine apaçık aykırı fikirler üreten, çığırtkanlık yapan, hak hakikat davetçisi gibi ortaya çıkıp fitne üretmekten başka işe yaramayan, insanları yaftalayarak ayrışmayı ve kamplaşmayı körükleyen birçok din istismarcısına karşı yüksek sesle dur diyemiyoruz. Fitneyi büyütmeyelim, kargaşa olmasın diye susuyoruz. Diyanet de onlara değer vermiş olmamak için genelde cevap vermiyor. Fakat mahalli televizyonlarda her köşe başında bir din tüccarı ortaya çıktı. Her biri adeta Allah adına konuşmaya başladı; kutsal otorite imajıyla müşteri toplama peşinde. Bu iyi bir gidişat değil. Böyle devam ederse Türkiye’nin ne olacağını, bu gidişatın 20 sene sonraki halini merak edenler Yemen’e, Bangladeş’e, Pakistan’a baksınlar.” 

“MAHALLE BASKISINA BOYUN EĞMESİNLER”

“Din nasıl da ayrışmanın ve kavganın malzemesi olabiliyor” diyen Bardaoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Onun için Türkiye’de Diyanet’in etrafında kenetlenmeye ve Diyanet’in birleştirici, bütünleştirici istikrar çizgisine ihtiyaç var. Her ne kadar kendilerinden çok şey beklediğimiz için eleştirsek de İlahiyat fakültelerine ihtiyaç var. İlahiyat fakültelerinin sesini çıkartmasına ihtiyaç var. İlahiyat hocaları bunca dini yanlış karşısında mahalle baskısına boyun eğmesinler, konuşsunlar. Böyle giderse din elimizde kartopu gibi eriyecek. Buna razı isek susmaya devam edelim. Ama 20-30 yıl sonra birçok şeyin elimizde eridiğini ve çocuklarımızın böyle bir Müslümanlıkla ciddi sorunları olacağını da görsünler. Emin olun artık gençler ciddi tereddütler yaşamaya başladı. ‘Bunlar sahte, sen yanlışları görme, doğrusunu bul ve gör’ diyoruz ama göstereceğimiz fazla örnek de yok. Bu bakımdan siyasetçilerimizin, İlahiyat hocalarımızın, Diyanet camiamızın gelecek nesillerimizin vebalini iç dünyalarında hissetmeleri lazım.”

“DÜNYA HAYATINDA BAŞKA BİR İNSAN OLUP ÇIKIVERİYOR”

Bardakoğlu “Ne yapılabilir? Çözüm yolu var mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Herkes hesabını ona buna değil Allah’a vereceği düşüncesiyle hayatını düzenlemek zorunda. Onu bunu memnun etmek için hayatınızı düzenlemeye kalkarsanız sürekli zikzak çizmek zorunda kalırsınız, yarın da pişman olursunuz. İkincisi herkes doğru bildiği, hesabını verebileceği işleri yapacak, sözü söyleyecek. Yanlış yapmayacağız. Kul hakkı yemeyeceğiz, insanların hakkını hukukunu koruyacağız. Dini sadece ibadetten ibaret görmeyeceğiz. Din genel bir rahmettir, çalışmaktır, dürüstlüktür, temizliktir, üretmektir, insanlara faydalı olmaktır, doğru sözlülüktür, güzel ahlaktır. Dine bakışımızı ve dindarlığımızı bütüncül hale getirmeliyiz. Sadece gözyaşıyla namaz kılıp, ‘Ya Rabbi tamam artık ben görevimi yaptım, bana müsaade. Ben biraz da bazı kötülükler yapayım’ gibi bir Müslümanlık olmaz.

Müslümanlar giderek dünyevileşiyor. Dini dar bir alana hapsediyor. Dindarlığı dar bir alanda derinlemesine yaşıyor, diğer alanlarda bu dindarlığın acısını çıkarırcasına, olabildiğince dünyevi ve çıkarcı oluyorlar. Bir zihinde nasıl bu kadar ayrı iki yaşam tarzı yaşatılabiliyor, aklım almıyor. Namazını kılarken gözlerinden yaşlar akan Müslüman, ticaretinde, komşularla olan ilişkilerinde, trafikte, dünya hayatında başka bir insan olup çıkıveriyor. Dini sadece şekle, ibadete, belli alanlara indirgeyen bir dindarlık, ama diğer alanlarda hoyrat, dünyevi ve giderek maddileşmiş, dünyevileşmiş bir insan tipi. Yani zihnimiz iki ayrı kompartıman.” haberfark.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.