Araziler toplulaştırılıyor!
Parçalı arazilerin bir araya getirilerek tarım arazilerinin daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılması için düğmeye basan İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, başta suya en fazla ihtiyaç duyulan tarım arazileri olmak üzere, Konya Ovası'nın tamamına bu hizmeti uygulayacak. Bu sayede hem girdi maliyetlerinin yüzde 30'lara varan oranlarda azalacağı, hem de birim alandan alınan verimde ciddi artışların olacağı öngörülüyor.
YARIM ASIRLIK BİR PROJE
Konuyla ilgili Merhaba'ya değerlendirmede bulunan İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü Orhan Özçalık, arazi toplulaştırma işinin arazideki parçalanmışlıktan kaynaklanan ihtiyaçtan doğduğunu dile getirdi. Türkiye'de ilk arazi toplulaştırma işinin 1960 yılında Çumra'nın Karkın kasabasında yapıldığını aktaran Orhan Çalık, “1960'tan bu yana 50 senelik dönemde toplulaştırma işini bitirmesi gerekirdi. Ama kurumlar arası görev değişiklikleri gibi farklı etkenlerle bu işler hep küçük alanlarda kalmış. Daha sonra GAP'ın öncelikli projeler arasında yer alması nedeniyle toplulaştırma işi o bölgelere kaymış. Ama günümüzde bu iş stratejik anlamda öneminden dolayı, ilimizde çok geniş alanlarda tekrar uygulanmaya koyuldu. Bizim ana stratejik hedeflerimizden biri de arazi toplulaştırma oldu. Daha önce Konya'da Köy Hizmetleri, Toprak Su Araştırma, İl Özel İdaresi döneminde 50 yılda yapılan 700 bin dekarlık bir toplulaştırmanın çok daha ötesinde hedefler koyduk” dedi.
6 MİLYON DEKAR ALAN TOPLULAŞTIRILACAK
İl Müdürlüğü olarak 2,5 yıl içinde 230 bin dekarlık bir alanın toplulaştırma işlemini tamamladıklarını kaydeden Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü Orhan Özçalık, “Bizim geçen yıl başlattığımız 10 ayrı proje, 45 köyde uygulandı. Toplam alanımız 1,5 milyon dekar gibi geniş bir araziydi. Bizim hedefimiz, uzun vadede tüm Konya'nın ovalarından, dağlarına kadar yapılabilecek her alanda toplulaştırmasını sağlamak. KOP İdaresi'nin ilimizin payına düşürdüğü toplam alan 6 milyon dekarlık bir alan. Toplulaştırmada şu an için birinci öncelikli alanlar, suyun en kıt olduğu, az olduğu bölgeler. Çünkü toplulaştırma hizmetleri bir bölgeye girdiğinde arazi sulama suyunda yüzde 30-40 civarında tasarruf ediliyor. Dağlık kesime doğru bir süreç devam edecek. Biz şöyle bir strateji ortaya koyduk, sadece suyun az olduğu ova köylerinde değil de, arazinin parçalı olduğu Seydişehir, Beyşehir, Doğanhisar gibi dağlık kesimlerin de bu hizmetten geri kalmaması için projeler üretiyoruz. Projeyi bitirdiğimiz yerlerde de uygulamaya geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
2023'E KADAR TOPLULAŞTIRMA BİTECEK
Konya Ovası'ndaki arazi toplulaştırma işini bitirmek için kendilerine 2023'ü hedef koyduklarını kaydeden Orhan Özçalık, “Devlet, bir vizyon ortaya koydu. 2023 yılına kadar her alanda belli bir seviyeye ulaşma arzusu içindeyiz. Biz de toplulaştırma alanında maksimum seviyede bu hizmeti ortaya koymak düşüncesindeyiz. Konya'da 6 milyon dekarlık alanın 1,5 milyon dekarlık alanında proje uygulanıyor. Bu da yüzde 25'ine tekabül ediyor. Bu gerçekten çok yüksek bir hedef ve çok yüksek bir gerçekleşme oranıdır. 2014 sonuna doğru ciddi bir bölümünü de tamamlamayı düşünüyoruz. Ancak arazi toplulaştırması sırasında çiftçinin yüzde 70'i kabul ediyor. Yüzde 20'si yaptığımız çalışmalarla ikna oluyor. Yüzde 10'luk kısmı ise ikna olmuyor. Bu nedenle zaman zaman mahkemelik olduğumuz durumlar da oluyor. En büyük gerekçe, vatandaşlarımızın bir kısmının kendi ektiği arazilerin yanında hazine arazileri var. Küçük ecri misil ödenerek, ya da hiç para ödemeden işgal yoluyla ektiği araziler var. Toplulaştırma ile bu arazileri ekemeyecekler. Yerler ve şekiller değişecek. Biz hazine arazilerinin de parçalı olanlarını bir araya getirip arazi üretiyoruz. Vatandaşın temel kaygısı bu hazine arazisinin elinden çıkacağı yönünde. Bu anlamda direnç ve tepki gösteriyorlar. Aynı şekilde meralar var. Ya da köyde arazi vardır ama bu arazinin sahiplerinin birçoğu şehirlerdedir. Hisseli arazilerin hissedarlarının bir arazideki hissesini alıp, başka bir yerde tarlası varsa tek parçada yeni bir parsel üretiyoruz. Öyle olunca, hisseli tarladaki hissesini köyde oturanlar işliyor. Şehirde oturan insan da arazisini kendi işleme yoluna gidiyor, ya da icar hakkı neyse onu almak istiyor. Bu da köydeki o tarlayı ekip dikenlerin işine gelmiyor.
Diğer taraftan vatandaş, 'burası babamdan kalma, annemden kalma, bende buranın hatırası var' diye düşünüyor. Elinden çıkacağı korkusu ile direnç gösteriyor. Bir de insanların kafasında her zaman ön yargı var. Bardağa boş tarafından bakıyoruz. Araziler değişken yapıya sahip. İyi yerde arazisi olanlar, daha kötü yerlerde arazilerinin olacağını zannediyor. Biz, toplantılarımızda vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Olumsuz yanından bakmaya lüzum yok. Böyle bir kaygıya da gerek yok” dedi.
MALİYET, YÜZDE 30 AZALIYOR
Toplulaştırmanın önemli bir faydasının da maliyetleri ciddi oranlarda düşürmesi olduğuna dikkat çeken Orhan Özçalık, “Her şeyden önce maliyeti ciddi oranlarda azaltıyor. Tarlaların sınırları var an dediğimiz. Buraları neticede tarım arazisi ama kullanılmıyor. Kullanılmayan alanlar toplulaştırma ile ekime dahil ediliyor. Her tarlaya yol ve su hattı veriyoruz. Bu araziler de tarımsal fayda için kullanılmıyor. Bakıldığında an dediğimiz yer çok az bir yer gibi görünüyor ama toplamda ciddi rakamlara ulaşıyor. Yolların kenarlarına şimdi ağaçlandırma hatları bırakıyoruz. Oralara bölgenin iklimine ve ihtiyacına göre ağaçlar diktireceğiz. Bu, bölgenin en azından müthiş derecede rüzgar erozyonunun azalmasında tedbir olacak. Ayrıca bu ağaçların bulunduğu bölgelerde, süne zararlısını biyolojik anlamda savaş açmış faydalı bir böceğin üreme ve yaşama alanları oluşturulacak. Tarım arazileri süne zararından çok daha az etkilenecek.
Bir başka faydası da, sulama suyundan, gübreden, traktör mazotundan, emekten ve zamandan yüzde 30'lara varan derecede fayda sağlanacak. Daha az girdi harcanıp, daha fazla ürün elde edecek vatandaş. Düşünün, on tane ayrı tarlanız var. On tarlayı sulamak için on ayrı kuyu vurduruyorsunuz. En düşük maliyetle 50 bin TL'den 500 bin TL yapar. On tarla iki parça olsaydı, 50'şerden 100 bin TL harcayacaktınız. 400 bin TL'yi de istediğiniz gibi yatırımlarınızda kullanabilecektiniz. Yine oraya döşeyeceğiniz borudur, su pompasıdır, elektrik hattıdır birçok girdiden de kurtuluyorsunuz.
Hisseli araziler bu sayede hisselilikten kurtuluyor. Kişiler kendi hissesini ayırttırıp, başka yerdeki tarlasında daha büyük bir parsel elde edebiliyor. Mesela iki kardeşin 10 dekar tarlası var. Kardeşlerden birinin başka yerde bir tarlası daha var. Bu vatandaşın tarlasını bir yerde toplamak için hisseyi bölüyoruz. Birini kardeşin diğer tarlasına dahil ediyoruz. Öbür hisseyi de diğer kardeşin tarlası ile birleştiriyoruz. Bu anlamda hisseli arazileri de bu şekilde birleştirmiş oluyoruz” bilgisini verdi.
TOPLULAŞTIRMA VERİMİ ARTIRACAK
Arazi toplulaştırmanın stratejik bir konu olduğunu ve gelecekte yeterli gıda üretiminin sağlanabilmesi noktasında arazi toplulaştırmanın öneminin daha iyi anlaşılacağını aktaran Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü Orhan Özçalık, “Tarım arazilerinden daha fazla ürün elde etmek için her alanda çalışılırken, toplulaştırma hizmeti sayesinde yüzde 30'lara varan oranlarda daha çok ürün elde edilecek. Konya'da değişkenlik göstermekle beraber buğday üretimi yıllara göre 2,5 milyon ton ile 3,5 milyon ton arasında değişir. Verimli yıllarda 3,5 milyon tona çıkar, yağışların az olduğu dönemlerde de 2,5 milyona kadar düşer. Kötü bir sezondaki üretimimize sadece toplulaştırma ile yüzde 30 ürün artırış sağlanmış olsa, yaklaşık 3,2 milyon tonluk bir rakam yapar. Çok verimli yıllardaki ürünü elde etmiş kadar fayda sağlar. Bu anlamda bizler hem arazide çalışıyor, hem de mühendislik hizmetlerini tüm hızıyla sürdürüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı... merhaba
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.