Baki Küpeli Hoca'nın büyük azmi

Görev yaptığı süreçte Eskil'de iz bırakan Baki Hoca öğrencilerinin yanı sıra Eskilspor'un kaymakamlık kupasında mücadelesinde bir Eskilli'den daha çok heyecanı yaşaması, oyunculara bir antrenör gibi çalıştırması hafızalarda kalan hoşça anılardan.

Emekli olduktan sonra da mücadelesini sürdüren Baki Küpeli bugün dağlarda koyun güderek gençlere örnek oluyor.

haberfark.net olarak ulaştığımız Baki Küpeli'ye ilk sorumuz, Hocam 1980'li yıllarda görev yaptınız, dünden bugüne neler yaptınız?

"1979-1984 yılları arasında Eskil Cumhuriyet İlkokulu'nda görev yaptım. Eskil'de hoşça anılarım, baki dostlarım oldu. Daha sonra iki yıl Hatay'da görev yaptıktan sonra 2005 yılına kadar memleketim Antalya'da farklı okullarda görev yapıp emekli oldum. Görev yaptığım sürede öğrencilerime hep Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır anlayışını vurguladım, ayrıca öğretmenliğim boyuncu çevre üzerine yaptığımız çalışmalarla bir çok ödül aldım. Bilmiyorum hala yaşıyorlar mı ama biz Eskil Cumhuriyet İlkokulu bahçesinde ağaçlandırma çalışmaları yaparken insanlar bize inanmıyordu ama daha sonra o bölgenin Ulu Camii ile en yeşillik bölgesi okul bahçesi olduğuna şahit olmuştuk."

1986 yılında evlenen ve bugün iki çocuk babası olan Baki Küpeli emeklilik sonrasını ise şöyle anlatıyor...

"2005 yılında emekli olunca kardeşimle birlikte tarım ve hayvancılık üzerine bir şirket kurdum. 60 inekle başladığımız çiftliğimizde büyükbaş hayvan sayısını 350'ye kadar çıkardık ve günde 2,5 ton süt satıyorduk. 2013'te şirketten ayrılmam ile birlikte 9 dönüm sera kurdum ve geçtiğimiz yıl serayı da satıp küçükbaş hayvancılık yapmaya başladım." diye konuştu.

Memuriyet hayatından sonra çobanlık zor gelmiyor mu?

"Her şeyin kendisine göre zorluğu var. Memurken kendini sürekli yenilemek zorundasın, ama çobanken kimseye zararın dokunmasın istersen bin yıl yaşa... Yani kendi kendinesin kimseyle olumsuz diyaloğa girmiyorsun, burada hayvanların masumiyeti, saflığı seni deşarj ediyor. Öte yandan üretmenin mutluluğunu yaşıyorum. Şimdi Burdur'un Söğüt Yaylası'nda 100 koyunumuz var ilkokul arkadaşım Sadullah Çakmak'la birlikte bunları güdüyorum ve çok huzurluyum. Bazen kendini ıssız bir adada yaşam mücadelesi veren Robinson Crusoe gibi hissediyorsun ve mücadele ruhu senin azmini artırıyor." şeklinde konuştu.

Eskil denilince aklınızda kalan ne?

"Eskil'den ayrılalı 33 sene oldu ama hala görüştüğüm hiç bağımı koparmadığım Alparslan Keskin, Fahri Sağlam, Mehmet Güç ve Çapan Öztürk gibi vefalı insanlar var, öte yandan hala sosyal medyadan bana ulaşan öğrencilerim var."

Son olarak Eskille ilgili bir anınız var mı?

"Evet tabii ki var... Öğretmen olana dek Antalya gibi doğa harikası bir yerde yaşamışım. Atamam Eskil'e çıktı. Acaba Eskil nasıl bir yer diye çok merak ediyorum. Antalya'dan Aksaray'a geldim, orada Mutlu Palas diye bir otelde geceyi geçirip sabah Eskil'e gideceğim ama o kadar merak ediyorum Eskil'i, sanki bütün ömrüm orada geçecek. Derken otelde benimle aynı odayı paylaşan bir amca var. Kendisiyle tanıştık kendisine Eskil'i biliyor musunuz? dedim. Tabii ki ben de Eskilli'yim dedi. Hay Allah sizden razı olsun ya amca benim de tayinim Eskil'e çıktı, Eskil nasıl bir yer? dedim. Bana oğlum nasıl bir yer olacak tam yerine düşmüşsün dedi. Allah Allah hiç öyle bir yer beklemiyordum orası bozkır değil mi? dedim. Ne bozkırı oğlum Eskil'in ortasından ırmak geçer, yeşillik, turistlerin uğrak yeri bir yer dedi. Bir anda neşe kat sayım arttı. Ertesi gün Eskil'e giden minibüse bindim. Gide gide gittik bomboz bir yer, kaptan son durak dedi. Herkes indi sadece ben kaldım minibüste, Kaptana ben Eskil'e gidecektim. Dedim. Hocam Eskil burası demesin mi? O anda öyle bir şok yaşadım ki! Neyse aradan bir süre geçti bizim öğrencilerden Cafer Caymaz okulun camını kırmış babasıyla geldi. Gele gele gelse bizim o Aksaray'da aynı otel odasını paylaştığım Halis amca, Eskil'i metheden kişi. Halis Amca seninle böyle bir anımız var dedim, oğlum bizim gözümüzde Eskil öyle dedi kendisi ile gülüşüp geçtik." şeklinde konuştu. haberfark.net