Bakır kapları sanat eserine dönüştüren adam: Nizamettin Demir

Bakır kapları sanat eserine dönüştüren adam: Nizamettin Demir
Bir zamanlar her evin vazgeçilmezlerinden olan bakır kaplar tarih oluyor. Doğalgazın yaygınlaşması ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte evlerde kullanılmayan bakır kaplar ince ince süslenerek, vitrinlerde yerini almaya başladı.

Yakın tarihe kadar hemen hemen her evin mutfağında yer alan bakır kaplar, 20-25 yıl öncesine kadar evlerde kullanılır ve raflarda yerini alırdı. Alüminyum, plastik ve daha sonraları çelikten imal edilen mutfak eşyalarının yaygınlaşması ile birlikte bakır kaplar eski önemini yitirmeye başladı. Bakır eşyaların kullanımının azalması ile birlikte hem bakırcılık sanatı hem de kalaycılık meslekleri yok olmaya yüz tuttu. Dükkanlarda çok sayıda dövme çekiç tekniği ile yapılan bakraç, güğüm, ibrik, maşrapa, sahan, şekerlik, kazan, tencere gibi bakır kaplar günümüzde artık yapılmazken, bakırcılık ve kalaycılık gelişen teknolojiyle artık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Evlerde kullanılmayan bir köşeye atılan bakır eşyalar ise son yıllarda yeniden kıymete bindi. Bakır güğümler, ibrikler, bakraç ve sahanlar bakır işleme atölyelerinde süslenerek, evlerdeki vitrinlerde yerini almaya başladı. Vatandaşlar, işlettikleri bakır eşyaları kurdukları şark odalarına ya da evdeki vitrinlerine koyuyorlar. Bir zamanlar evlerin depolarına atılan bakırlar artık antika eşya kadar kıymetlendi.

4-1-001.jpg

KONYA’DAKİ TEK BAKIR SÜSLEME USTASI

Konya’da yaşayan bakır süsleme ustası ise bu mesleği icra eden tek usta. 65 yaşındaki bakır süsleme ustası Nizamettin Demir, 40 yıllık mesleği olan Bakır işleme sanatını Aziziye Mahallesi'ndeki atölyesinde sürdürmeye çalışıyor. Yıllardır bakır işleme sanatını sürdüren Erzincanlı Nizamettin Demir Usta, karşılaştığı zorluklara rağmen mesleğini yaşatıyor. Konya’ya gelmeden önce farklı il ve ilçelerde bu mesleğini sürdüren Demir, Ereğli’de bu işi 15 yıl sürdürdükten sonra sanatına Konya’da devam ediyor. Üçler Mezarlığı girişi karşısındaki küçük atölyede vatandaşlardan gelen bakır ürünleri süsleyen Nizamettin Usta, bu mesleği kendisinden sonra yapacak kimsenin bulunmadığını söyledi.  Bugüne kadar çok sayıda çırak yetiştirdiğini dile getiren Nizamettin Demir, yeni neslin bu tür el sanatlarına merak duymadığına dikkat çekti.

ANTİKA EŞYALAR KADAR KIYMETLENDİ

4-2-001.jpg

Bakırın günümüzde birçok malzemeden daha sağlıklı olduğunu söyleyen Demir, “Bakır kaplardan içilen sular faydalıdır. Bakır zehirleyici bir madde değildir. Günümüzde asıl zehirli ve zararlı maddeler plastikler ve türevleridir. Kanser vakalarının artmasında da plastik ürünlerin olması etkilidir” dedi. Bakır işleme sanatı ile insanların dolaplarında sakladıkları eski bakırlarını vitrine çıkardıklarını belirten Demir, tek amacının kazanç olmadığını ve yüksek bir kâr için bu işi yapmadığını söyledi. Bakır işleme sanatının oldukça zahmetli olduğunu ifade eden Demir, “Bu sanat ile bakırlar bir nevi antika değeri kazanıyor. Bu sanatı yaparken de bakırın özelliğini bozmadan yapıyorum. Bakır bir güğüm, yapılan işlemeden sonra hiçbir özelliğini kaybetmiyor. Bakır işleme yapılan ürünler sıcakta zarar görmüyor. Evimizde kullanılan bakır eşyalar, işlenerek daha güzel hale geliyor. Bu sanat eski bir Türk sanatıdır ve herkes evindeki bakır ürünleri bu şekilde işleterek kullanmalı. İşlenen bakır ürünler aynı zamanda süs maddesi olarak da kullanılabilir. İnsanlar evlerinde kullanmadığı bakır eşyaları getirerek, burada işletiyor. Kurulan şark odalarına veya vitrinlere süslenen bakır eşyalar konuluyor. Bu eşyalar 10-15 yıl sonra daha da kıymetlenecek” dedi.

adsiz-001.jpg

BAKIR SÜSLEME SANATI YAŞATILMALI

Bakır işlemede kullanılan yöntemleri anlatan Demir, şunları söyledi: “İnsanlar bana eski kalaylı ve kalaysız bakır ürünlerini getiriyorlar. Ben bunları özenle temizledikten sonra üzerine bakırı çürütmemesi ve oksitlenme yapmaması amacıyla koruyucu nitelikte boya sürüyorum. Bu boya bakırı koruyor. Fakat istek üzerine boyasızda işlem yapabiliyorum. Boyanan bakırların üzerine desen çiziyorum. Bu desenler yılların birikimiyle kazanılan atalarımızın yaptıklarına bakarak içimizden gelen motifleri yapıyorum. Motifleri çizdikten sonra oyma işlemine geçiyorum. Oyma işleminde ortaya bakırın kendi rengi olan kırmızı çıkıyor. Daha sonra çizim ve oyma işlemi bittikten sonra yaptığım işin üzerine vernik atıyorum. Desenlerde yer alan beyaz işlemeler ise tamamen gümüştür. İnsanlar ilk baktıklarında bunu boya zannedebiliyorlar. Oysaki bu gümüş sıvama tekniği oldukça zor bir teknik. Pek çok kimyasal tepkime sonucu yapılıyor ve tamamen meslek sırrıdır. Bu gümüş sıvama malzemeleri de çok zor temin ediliyor. Bu gümüş malzemeleri İstanbul’da Ermeni bir tüccardan alıyoruz. Bu malzemeler parasal bir durumdan değil, az olması nedeniyle Türkiye’de sadece bu adamda bulunuyor. Bakır işlemede tam olarak desenlerin çıkartılması 5 yıllık bir emekten sonra öğreniliyor. Mesleği öğrenmek için ise sabır çok önemli. Aynı zamanda resim kabiliyetinin de olması gerekiyor. Bakır süsleme sanatının yaşatılmasını ve bakırın evlerde kullanılmasını istiyorum.”

İbrahim Büyükeken haberfark.net

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.