Basın hür falan değil, sansürlü! Muz cumhuriyetinden beteriz!
Basın hür değildir, Sansür edilebilirYıl, 1990.TRT İstanbul Televizyonunda canlı yayındayız.Hodri Meydan Programı"nın konuğu, Başbakan Yıldırım Akbulut.Ülke sorunlarını konuştuktan sonra sözü, halk arasında dilden dile anlatılanAkbulut fıkralarına getiriyorum.Babacan, dürüst ve alçakgönüllü bir siyasetçi olan Yıldırım Akbulut,gülümseyerek dinliyor. Alışık olmadığımız düzeyde hoşgörü gösteriyor.Bundan aldığım cesaretle soruyorum:"Efendim hakkınızda fıkralar olduğunu biliyor musunuz?"Tabii biliyorum!""Sayın Başbakan, izin verirseniz, bu fıkralardan birini ekrana getirmekistiyorum. Ama sizin onaylayacağınız biri olsun.""Madem öyle, ben anlatayım!""Şaka yapıyorsunuz herhalde?""Yok canım ne şakası! Ne var bunda?"Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ekran başındaki milyonlarca seyirciyekahkahalar attıracak fıkrasını anlatmaya başlıyor:"Yıldırım Akbulut, Erzincan"daki meyve ve sebze halinin müdürüdür. Bir günsekreteri odasına gelir. Sıkıntılıdır. "Efendim evraklarımız birikti, artıkbunları koyacak yer bulamıyoruz. Kağıt fabrikasına gönderip imha ettireyimmi?" diye sorar.Yıldırım Akbulut, bir an düşündükten sonra kararını açıklar:"Tamam gönderip imha ettirelim ama, hepsinden mutlaka birer fotokopialdıralım!"Başbakan kahkahalarla gülüyor, ben gülüyorum, milyonlar gülüyor.Türkiye o gece yastığa başını, gülümseyerek koyuyor. X XYıl 2012.Başbakan Erdoğan hakkında fıkra mı?Aklınızdan zorunuz mu var?Ne fıkrası? Kimin haddine!Bırakın fıkrayı, karikatürünü çizenler bile soluğu mahkemede alıyor.Sokaktaki insan yüksek sesle konuşmaya korkuyor.Baskı, yafta, jurnal, tasfiye, hapis ileri geri konuşanları bekliyor.Dostane eleştiri yapanlara bile "düşman" gözüyle bakılıyor."Yıldız"daki, pardon Silivri"deki toplama kampı, muhaliflerle dolup taşıyor.Gazeteleri, televizyonları yönetenler her habere "yayınlarsak beyefendikızar mı?" diye bakıyor!..Cadı avına dönüşen demokrasi, (!) yeni hamlelere hazırlanıyor. X XBu koşullarda yeni Anayasa hazırlanıyor.Mevcut Anayasa"nın 28. maddesi "Basın hürdür, sansür edilemez" cümlesiylebaşlıyor. Ardından "milli güvenlik, kamu düzeni ve cumhuriyetin temelnitelikleri" gibi konularda, sınırlamalar getirilebileceği belirtiliyor.Anayasa Komisyonu"nun AKP"li üyeleri bu maddenin şu şekilde değiştirilmesiniistiyor:"Basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın,başkalarının haklarının, özel veya aile hayatının korunması, suçlarınönlenmesi, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması, savaşkışkırtıcılığının, her türlü ayrımcılık, düşmanlık veya kin ve nefretsavunuculuğunun engellenmesi amacıyla sınırlanabilir."Dikkat ederseniz öneriyle "cumhuriyetin nitelikleri, devletin bölünmezbütünlüğü, anayasanın değişmez maddeleri ve devlet sırrına" karşı birsınırlama talep edilmiyor. X XNereden nereye?..Başbakanın devlet televizyonunda kendisiyle ilgili fıkraları anlattığıyıllardan, basına sansür getirilmesinin istendiği ileri demokrasi (!)günlerine.Basın özgürlüğü sıralamasında, bir zamanlar dudak büktüğümüz kabiledevletleri ve muz cumhuriyetlerinin bile gerisine düşmüş durumdayız.Oldu olacak, "Basın hür değildir, sansür edilebilir!" desinler, rahataersinler!Uğur Dündar / Sözcü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.