Başkanlık, sultanlık değildir...

Başkanlık, sultanlık değildir...
Önce “usul hakkında” konuşmalıyız. “Başkanlık sistemi” hakkında “lehinde” ve “aleyhinde” konuşulmalı, yazılmalı, çizilmeli...

Güneri Civaoğlu-Milliyet

Gündem maddesi budur.
 
“Erdoğan başkan olsun mu, olmasın mı” değil.
 
Türkiye yeniden inşa edilecekse, bu, önümüzdeki 10’larca yılı belki de 100 yılı kapsayacak büyük proje, adı ister Erdoğan, ister başkası olsun bir “fani”ye nasıl endekslenir.
 
Elbette siyasi tavırlar alınır.
 
Demokraside bu doğaldır.
 
Gereklidir de...
 
Ama...
 
“Erdoğan kendine saltanat istiyor” söylemi sığ kalıyor.
 
Başkanlık siteminin simgesi ABD bir saltanat mı?
 
Her 4 yılda bir başkan seçiyor, o başkanlar yasamaya takıldıkları için hazine memur maaşlarını bile ödemekte engelle karşılaşıyor.
 
Böyle saltanat olur mu?
 
Yarı başkanlık sistemi ile yönetilen Fransa, işte 5 yıl sonra Sarkozy’yi sandıklara gömdü.
 
Sarkozy sultan olsaydı kuyruğuna baka baka Elysee Sarayı’ndan çıkar mıydı?
 
Şahısları değil, sistemi konuşmalıyız.
 
Merkeziyetçi sistem dünya demokrasilerinde çöküyor.
 
Başta Kürt sorunu olmak üzere idarenin yerel yönetimleri yeniden düzenleyen ve bunu başkanlık sisteminde yapılandıran değişim ekseninde tartışmalıyız.
 
 
 
ÖZAL VE ERDOĞAN
 
 
 
 
 
MERHUM Turgut Özal’ın bir özelliği kafasındaki projeyi kamuoyu önüne atmaktı.
 
Kenara çekilir tartışmaları dikkatle izlerdi.
 
Zaman zaman kendi takımından politikacıları da sahaya sürerdi.
 
Bu tartışmalar onun meteoroloji balonuydu.
 
Siyaset atmosferini böyle okurdu.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu “meteor balonlarını” fırlatıyor.
 
Tartışmaları izliyor.
 
Değerlendiriyor.
 
Siyasetin hava durumunu iyi okumak için gerekli bu.
 
“Başkanlık sistemi” için işte bu süreci yaşıyoruz.
 
 
 
BÜYÜK ADIM
 
 
ÖZAL’ın ikinci özelliği “büyük adım atmak”tı.
 
Ansızın ve büyük...
 
Şaşırtıcı...
 
Ve “çekingenlik” izlenimi hiç vermeden “geri vitesi” olmayan kesin adım.
 
Başkanlık sistemine geçiş için bu ikincisinin işaretleri
 
var.
 
Meteor balonu Başbakanlığa veriler taşıyor ama bunlar “siyaseti okumak” deneyimi olanlar için de “açık istihbarat” gibidir.
 
Bazı çabalar TBMM’de tıkanırsa -ki öyle gibi görünüyor- Başbakan Erdoğan’ın start düğmesine basması sürpriz olmaz.
 
Bu şartların neler olduğu aşağıdaki yazıda.

 


BAŞKANLIK SİSTEMİ ADIMLARI

 

 TÜRKİYE’NİN önümüzdeki süreçte iki sandıklı referanduma gitme olasılığı var.

 Birinci sandık yeni Anayasa.

İkinci sandık başkanlık sistemi...

 Aslında yeni Anayasa’nın Meclis’teki partilerin oydaşmasıyla, referanduma gitmeden de TBMM’de “nitelikli oy” çoğunluğuyla kabul edilmesi mümkün.

 Ama...

Şimdilik o “büyük konsensüs” uzak ihtimal.

 Siyaset ustası Cemil Çiçek’in aşamadığı engelleri, çevresinden dolaşarak geçen yapıcı çalımlarına rağmen gene de zor.

 Buna karşılık...

 AK Parti, referanduma götürmek için gerekli oy katılımını üretebilir.

 Ve...

 Bu durumda Anayasa’yı kendi istediği yapılanmayla oluşturabilir.

 Eğer...

 Başkanlık sistemine gidilecekse, yeni Anayasa’nın da bu sistemin altyapısına göre yazılması çok daha iyi olur.

 Aksi halde temelsiz bir bina gibi her sallantıda çökme tehlikesine açık kalır.

 Meclis’teki bütün partilerin katılacağı ve uzlaşacağı bir yeni Anayasa -Cemil Çiçek’in elleri arasından da kayarsa- AK Parti toplumun önüne şu gerekçeyle çıkabilir:

“O kadar uğraştık, bütün partilerin üzerinde mutabık kaldıkları bir yeni Anayasa yapılamadı.

Oysa Türkiye’nin artık sivillerin yaptığı bir Anayasa ile yönetilmesi gerekiyor.

 Bunu biz yapıyoruz.

 Referanduma götürüyoruz.”

Aynı yol haritasından başkanlık sisteminin geçmesi de ihtimal dahilinde.

 Bu da ikinci sandık.

 Ancak sürecin takvimi için şu aşamada biraz daha beklemek gerekiyor.

 2 sandığın 2014’e kadar yolu var.

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı süresinin 2014’te dolacak olması bir takvim kayması nedeni olabilir.


ASLAN YILI


 MAÇ öncesi ve maç sonrası olaylara dalıp “köşe kadılığı” yapmayacağım.

Aslanlar 2011-2012 futbol sezonunda iki kez şampiyon oldu.

Fatih Terim ne de güzel söyledi.

 Fatih Hoca’ya gazeteci soruyor:

“Bir Türkiye rekoru kırdınız. Takımını 5 kez şampiyon yapan tek hoca sizsiniz.”

Fatih Terim’in yanıtı şöyle:

“5 mi dediniz?

 6 olmasın? Hem lig, hem Süper Final’le bu yıl iki şampiyonluk aldık.

 Sonuç 6.”

Bunun üzerine ekleyecek “tek kelime” yok.

 Bu yıl “aslan yılı...”

Bunca zorluklara karşın FB’li topçuları da başarısı nedeniyle kutluyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.