Benim facebooktaki dindar(!) arkadaşlarım

Benim facebooktaki dindar(!) arkadaşlarım
Eskil'den sıkı haberfark.net takipçisi olan bir okurumuzun gönderdiği bir mektubu okurlarımızla paylaşıyoruz.

"Aynası İştir Kişinin Lafa Bakılmaz", Anlamı: "Bir insan hakkında herhangi bir yargıda bulunmak için söylediği sözlere değil yaptığı işlere bakmak gerekir." manasında kullanılır. Ziya Paşanın bir sözü. 
Bu paylaşımım biraz uzun olacak, zahmet edip okursanız memnun olurum.

Sözlerim önce kendime, kendi nefsime, sonra da üzerine alınan herkese. Üzerine alınmayana sözüm yok. Facebookta dolaşıyorum, 5000'e yakın takip ettiğim, birçoğunu şahsen tanımadığım 'arkadaşım' var. Ortam oldukça kalabalık. Bu kişiler içerisinde pek çok dindar var, paylaşımlardan öyle anlaşılıyor. Çünkü çok büyük çoğunluk dini paylaşımlar yapıyor.

Bu akşam biraz düşündüm, yahu madem bu kadar fazla dindar var, ama gerçek hayatta bu dindarlar nerede? Dini konularda havanda su bırakmıyoruz ama camilerimiz bomboş.

Cuma namazları da olmasa imamlarımız sıkıntıdan patlayacak, pek kimsenin gelip gittiği yok. Üç beş kişi ile namazlar kılınıyor.

Var ya ben ve facebooktaki dindar(!) arkadaşlarım camilere bir insek varya, camiler almaz, almaz dolar taşar. Her seti çiğner aşarız, Camilere sığmaz taşarız. İslamın şartlarından gidiyorum şimdi. Namazda durumumuz bu. Facebookta çok dindarız ama Camiye pek gitmiyoruz.
 

Gelelim zekat konusuna. Benim facebooktaki bu 5000 arkadaşımın pek çoğu da çok zengin haa.

Kiminin çiftlikler dolusu sığırları var, eğer zekatın en asgarisi 40'ta birini fakir fukaraya bir verseler varya, ortalık inekten geçilmez. Türkiye değil, dünyanın gündemine otururuz dağıttığımız zekatla. Binlerce ton pancar kaldıranı mı ararsın, mısır kaldıranı mı ararsın, ticaretle uğraşıp katrilyona yakın yıllık cirosu olan arkadaşlarım da var. Ama memleketimizden çıkıp, üniversiteye giden beş parasız onlarca gencimiz var. Birkaç kişi bir araya gelip bir fakirin bir fukaranın düğününü tutan, eşyalarını alıveren yok, kısacası zekat kaçakçısıyız zekat.

Benim facebook dindar(!) arkadaşlarımın  zekattaki durumu da böyle. Suriyelilere iki çuval un ve bir iki de battaniye gönderip, yardım tırının karşısında resim çektirerek Zekat işini de öylece hallediveriyoruz. 


İslamın şartlarından gidiyorum ya, gelelim Hacca. Benim facebook'taki dindar(!) arkadaşlarımdan varlıklı olanlardan birçoğu hacca da gidiyor. Yalnız hac'ta da pek ibâdet edecek vakit bulamıyorlar, Kabe'ye karşı sırtını dönerek, resim çektirmekten, selfi çekmekten, oğluna kızına hediye almaktan...

 
Hac'tan önce ve sonra da bir değil, birçok kez Umre'ye giderler benim facebook'taki dindar(!) arkadaşlarım, çünkü oğlana kızına alacakları daha bitmemiştir, daha unutulan ve resim çekilecek pek çok yer vardır. Yanlış anlaşılmasın niye bir çok kez Umre'ye gidiyorlar demiyorum. Zekatlarını verip öyle gitsinler, bir tane eksik gitsinler bir fakirin düğününü tutsunlar diyorum. 
Oruç' a gelelim. Habire birbirimizi ağırlarız, ben seni çağırırım, sen beni. Sen beni çağırırsan iftara ben seni çağırmazsam olmaz. Üç beş fakiri çağırıp, iftarı birlikte etmeyiz.


Kurbana gelince, iki hisse gireriz, üç hisse gireriz danaya, etini de eşle dostla yemez, fakirle paylaşmaz, sucuk yapar, kavurma yapar, pastırma yapar aylarca yeriz.


UZUN LAFIN KISASI KEŞKE FACEBOOKTA YAPTIĞIMIZ PAYLAŞIMLARDA OLDUĞU GİBİ YAŞASAK, YAŞAYABİLSEK.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum