Beyin Cerrahisinde "Navigasyon" Teknolojisi
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı, “Nöronavigasyon” cihazı ile beyindeki patolojilere daha etkin ve güvenli müdahale etme imkanı sunuyor.
Yaklaşık bir ay önce Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kullanılmaya başlanan cihaz ile beyin cerrahisinde hedeflenen lezyona en kısa ve güvenli yoldan minimal sapma ile yaklaşım sağlanabiliyor. Araçlardaki en kısa rotayı gösteren navigasyon sistemi mantığı ile çalışan ve bilgisayar teknolojisinin üst düzey tasarımı olan “Nöronavigasyon” cihazı, dokuların korunmasını da sağlayarak hastaları daha kısa sürede günlük yaşamlarına döndürebiliyor. Nöronavigasyon teknolojisi Türkiye’de sınırlı sayıda merkezde kullanılıyor.
“NÖRONAVİGASYON HAZIRLIĞI VE PLANLAMA 15 DAKİKA SÜRÜYOR”
Nöronavigasyon cihazıyla yapılan ameliyatlar hakkında bilgi veren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Karabağlı, "Cerrahi öncesi hastaya Nöroradyoloji bölümümüzde üst damağından kafatasının en üst noktasına kadar ince kesitler şeklinde MRG ve/veya BT volumetrik çekimleri yapılıyor. Bu görüntü kesitleri Nöronavigasyon cihazının ameliyathanedeki çalışma ünitesine yükleniyor. Daha sonra ameliyathanede anestezi tarafından uyutulmuş ameliyat edilecek hastanın başının son pozisyonu veriliyor ve baş sabit olarak tespit ediliyor. Hastanın önceden belirli çeşitli anatomik noktaları veya planar (Z-touch) olarak adlandırdığımız Nöronavigasyonun ekipmanı ile yüz ve baş taraması yapılıyor. Hastanın başına yakın planda bulunan ve infrared manyetik dalgaları ileten bir anten, hastanın o andaki başının pozisyonuyla resimlerde bulunan görüntü verilerini üst üste eşleştiriyor. En son Nöronavigasyon cihazı üzerinde bu nöroradyolojik kesitler ve hastanın taramaları 3 boyutlu işleniyor. Bu eşleşmenin doğruluğu bilgisayar tarafından kontrol edildikten sonra, cerrahın elindeki özel manyetik prob hareket edip yön değiştiriyor. Böylece operasyon öncesi hastanın patolojisine göre ameliyat planlaması ve stratejileri yapılabiliyor. Hastanın lezyonuna ulaşacak en uygun cilt insizyonu ve kafatası kemik kapak planlanmasının belirlenmesi de, bilgisayar teknolojisinin üst düzey bir tasarımı olan Nöronavigasyon cihazı ile sağlanabiliyor. Ameliyathanedeki bütün bu işlemler yani Nöronavigasyon hazırlığı ve planlanması ortalama 15 dakika sürüyor” diye konuştu.
“HASTALARIN HASTANELERDE KALMA SÜRELERİ KISALIYOR"
Prof. Dr. Karabağlı, şöyle devam etti:
“Ameliyat sırasında Nöronavigasyon cihazı cerrahın beyindeki lezyona en doğru cerrahi rota ve koridordan kontrollü olarak ilerleyebilmesini ve lezyonun neresinde olduğunu anlayabilmesini sağlıyor. Bu şekilde ameliyat sırasında sağlıklı dokuda oluşabilecek zarar en aza düşüyor ve lezyonun maksimum güvenle çıkarılması mümkün oluyor. Nöroronavigasyon ile patolojiye ulaşabilmek için hastalara yapılacak olan cerrahi kesiler daha küçük yapılabiliyor, kafatasında daha küçük kemik kapak açılabiliyor, ameliyat süreleri kısalabiliyor. Dolayısıyla, hastaların hastanede kalma süreleri kısalıyor. Nöronavigasyon, beynin ulaşılması riskli olan bölgelerine ve derinliklerine yerleşmiş tümörlerin çıkartılmasında veya biyopsi örneklemesinde, başka organlardan beyine yayılmış tümörlerin çıkartılmasında, derin lokalizasyonlardaki apselerin boşaltılmasında, Parkinson hastalığının cerrahisi tedavisinde kullanılan elektrotların doğru noktaya yerleştirilmesinde, omurga ameliyatlarında, omurgaya yerleştirilen vidaların yönünü belirlemede kullanılabiliyor."
“BAZI TÜMÖRLERİ BURUNDAN GİREREK ÇIKARMAKTAYIZ"
Beyin cerrahisinde burundan girilerek lezyonun çıkarıldığı ameliyatlarda da Nöronavigasyon cihazını kullandıklarını söyleyen Prof. Dr. Karabağlı, “Özellikle beynin ortasında görme sinirlerinin çapraz yaptığı noktanın altında ve her iki şah damarının beynin içinde devam ettiği bölgede Nöronavigasyon eşliğinde güvenli bir koridordan lezyona ulaşılmakta ve çıkarılmaktadır” dedi.
Hastaların tümörlerinin yüksek güvenlik prensibiyle çıkarılmasının bu cihaz sayesinde sağlandığını vurgulayan Karabağlı, hastanın ikinci bir ameliyat veya kalıntı tümörlerden dolayı tekrar bir ameliyat geçirme ihtiyacının da azaldığını kaydetti.
haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.