Binali Yıldırım: "Dost bildiğimiz Avrupa, Amerika terör sevicisi haline geldi”
TBMM Eski Başkanı Binali Yıldırım, Barış Pınarı Harekatı başlar başlamaz dünyanın ayağa kalktığını belirterek, "Dost bildiğimiz Avrupa, Amerika terör sevicisi haline geldi" dedi.
TBMM Eski Başkanı Binali Yıldırım, Selçuk Üniversitesi (SÜ) 2019-2020 Akademik Yılı Açılış törenine katıldı. Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından SÜ Dilek Sabancı Konservatuvar ekibi Türk Halk Müziği dinletisini gerçekleştirdi. Selçuk Üniversitesi tanıtım filminin izlenmesinin ardından öğrenciler tarafından hazırlanan "Son Başbakan" isimli kısa film izletildi. Daha sonra Binali Yıldırım için "Fahri Doktora Tevcih Töreni" düzenlenerek, kendisine SÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin tarafından Fahri Doktora Payesi verilerek cübbesi giydirildi.
"Bizim kaderimiz bu topraklarda yaşamak"
Törenin ardından konuşan TBMM Eski Başkanı Binali Yıldırım, Türkiye Cumhuriyeti'nin bulunduğu coğrafyanın çok dinamik bir coğrafya olduğunu belirterek, "Meşhur bir laf var; coğrafya kaderdir, bizim kaderimiz de bu topraklarda yaşamak. Bu topraklarda yaşamanın bedeli ağır. Biz bunu asırlardır yaşayarak görüyoruz. Hele hele son 40 yıl içerisinde maalesef ülkemizde bir yandan bölücü terör örgütü bir yandan FETÖ başta olmak üzere egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi korumak için amansız bir mücadele veriyoruz. 40 yıl içerisinde kaybettiğimiz insan sayısı İstiklal Harbimizde kaybettiğimizden çok daha fazla. Kaybettiğimiz parasal kaynak, daha doğrusu terörle mücadeleye harcadığımız para 1.5 trilyon doları buldu. Yıla vurursak 40 milyar dolar terörle mücadele için, ülkenin birliği, beraberliği, toprak bütünlüğü için her yıl bir harcama yapıyoruz. Eğer bu kaynağı terörle mücadeleye harcamamış olsaydık neler yapılabilirdi? Bugün dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Havalimanı'ndan yılda 4 tane yapabilirdik. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden 20 tane yapabilirdik, İstanbul-İzmir otoyolu ve Osmangazi Köprüsü'nden 4 tane yapabilirdik. Bugünlerde sözleşmesi imzalanıp çalışmalarına başlanacak Konya metrosundan 40 tane yapabilirdik, eğer bu kaynakları teröre harcamasaydık. Bu topraklar üzerinde planı olan emperyal güçler Türkiye'nin enerjisini azaltıp terörle, vesayetle enerjini azaltarak emellerini, hedeflerini gerçekleştirmek istiyorlar. Türkiye'nin kalkınma mücadelesini geciktirmek istiyorlar, bunu biliyoruz. Bu henüz bitmiş de değil" dedi.
"En büyük bedeli biz ödedik"
Suriye'de 2011 yılında iç savaşın başladığını hatırlatan Yıldırım, sınır komşusu olduğu için bu karışıklıktan en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti. Yıldırım, "En büyük bedeli biz ödedik ve burada 20 milyon insanın bir kısmı bu iç karışıklıkta hayatını kaybetti. Bir kısmı ülke içinden başka yerlere göç etmek mecburiyetinde kaldı ve büyük bir kısmı da Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere geçerek canlarını kurtardılar. Bizim beklentimiz bir an önce Suriye'de bu iç savaşın son bulması, süper devletlerin emperyal hayallerinin sona ermesi ve bölgede barışın huzurun tekrar tesir edilmesi. Biz bunun için gayret ederken, bunun için zorda darda kalmış insanlara kucak açıp, aşımızı, işimizi paylaşırken maalesef gördük ki hudutlarımız boyunca yeni bir sorun alanı oluşturulmaya başlandı. Demokrafik mühendislik yapıldı ve etnik değişikliklerle bölge terörize edilmeye çalışıldı. Bunun için başbakanlığım döneminde önce Fırat Kalkanı Operasyonunu, hem de 15 Temmuz alçak darbe girişiminde hemen sonra gerçekleştirdik. 2 bin metrekarelik alanı terörden, YPG'den, PKK'dan, DEAŞ'dan temizledik. Daha sonra 2018 Ocak ayında Zeytin Dalı Operasyonu'yla Afrin bölgesinde aynı temizliği yaptık. Şimdi Fırat'ın Batısı tanımladığımız bu bölge güvenli hale geldi ve buraya 360 bin Suriyeli döndü, yerleşti, yerleşik hayata geçti" şeklinde konuştu.
"Dost bildiğimiz Avrupa, Amerika terör sevicisi haline geldi"
Bu operasyonlardan sonra da terör örgütlerinin boş durmadığına değinen Yıldırım, "Ne yazık ki dost ve müttefik bildiğimiz Amerika Birleşik Devletleri DEAŞ'ı yok edeceğim bahanesiyle, bizim 40 yıldır başımızı ağrıtan PKK'nın Suriye'deki yeğenleriyle; YPG bölücü terör örgütüyle iş birliğine gittiler. Hedef "Biz DEAŞ terör örgütünü yok edeceğiz'. Nasıl yok edeceksiniz? Bir terör örgütü ile iş birliği yapıp, başka bir terör örgütü yok edilirse, o zaman elinizde kalan terör örgütünü yok etmek için yeni bir terör örgütü mü üreteceksiniz? Böyle bir yol olabilir mi? Bir devletin böyle bir politikası olabilir mi? Maalesef bütün duyarlarımıza rağmen bu yanlışta Amerika yönetimi devam etti ve sonunda dedi ki " İş başa düştü'. Bildiğiniz gibi en son Cumhurbaşkanımızın iradesiyle Barış Pınarı Operasyonu'nu başlattık. Barış Pınar Operasyonu başlar başlamaz dünya ayağa kalktı ve dost bildiğimiz Avrupa, Amerika terör sevicisi haline geldi" ifadelerini kullandı.
"100 dolara bunlar her şeyi yapmaya hazır"
Türkiye'nin Kürtleri öldürmekle suçladıklarını vurgulayan Yıldırım, "Şunu bütün dünya bilmeli. Bütün insanlık bilmeli. Türkiye hiçbir zaman bir masumun, bir sivilin kılına zarar gelmemesi için azami gayret gösteren, itina göstererek bu operasyonları yapan bir ülkedir. Biz Fırat Kalkanı Operasyonu'nu bir haftada da yapabilirdik. Niye 7 ay sürdü? Çünkü sivilleri kalkan olarak kullandılar. Sivillerin zarar görmemesi için adeta bir cerrah ustalığıyla titiz bir çalışmayla, teker teker o sivillerin arasından alçak terör unsurlarını çıkararak, temizliği yaptık. Kürtler bizim kardeşimiz. Asırlardır etle kemik gibiyiz. Hiçbir zaman burada Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Türkmen kavgası olmamış. Bu topraklarda hep barış olmuş. İki şeyi bir birinden ayırmamız lazım. Kürtler değil, bizim hedefimiz, düşmanımız bölücü terör örgütüdür. Bunların ipinin ucu da başkalarının elindedir. Bunlar kim öderse ona hizmet ederler. Bunların Kürtlerle bir alakası yok. PKK terör örgütü, Kürtlerin en büyük sorunudur. Bu ülkenin sorunudur. Şimdi o 30 kilometrelik banttan bunlar çıkınca ne oldu? Amerika talimat verdi. İnin Deyrizor'a, petrol kuyularını bekleyin. 100 dolara bunlar her şeyi yapmaya hazır, silahlı, kan dökücü alçaklardır. O görevleri bitti. Şimdi başka bir görev için daha güneye gidiyorlar. Nereye giderse gitsinler, ne yaparsa yapsınlar bu ülkenin huzurunu, bu ülkenin güvenliğini bozmaya asla izin vermeyeceğiz. Bunun için orada güvenlik şeridini oluşturduk. Bizim yayılmacı bir politikamız yok. Bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Ama Suriye toprakları kullanılarak bizi rahatsız edenler olursa ona da kimse kusura bakmasın eyvallah edecek değiliz" diye konuştu.
"10 büyük projenin 7'sini Türkiye yaptı"
Türkiye'nin 15 yıl boyunca nasıl geliştiğini anlatan Yıldırım, "2002 yılında Türkiye yollar, demiryolları, havaalanları, internet yani altyapı bakımından dünya sıralamasında 39. Sıradaydı. Benim bakanlığı bıraktığım 2012 yılında, 10 yıl sonra Türkiye alt yapı gelişmişliği bakımından dünyanın 9. Ülkesi haline geldi. 39'dan 9. Sıraya yükseldi. Bunu nasıl başardık, bölünmüş yollarla, otoyollarla, hızlı trenlerle, dünyanın en büyük havalimanını yaparak kazandık. 2008 dünya büyük krizinden itibaren yatırımlar durdu. 2008'den bu tarafa dünyada 10tane büyük proje yapıldı. Bu 10 büyük projenin 7'sini Türkiye yaptı. Hangi projeler bunlar, İzmir-İstanbul otoyolu, Osmangazi projesi, dünyanın en büyük havalimanı, İstanbul Havalimanı, Konya-Ankara-Eskişehir-İstanbul demiryolu, Marmaray, Avrasya Tüneli ve daha diğerleri" ifadelerini kullandı.
"Aydınlık yarınlarına sahip çıkacak genç beyinlerimiz var"
Son olarak öğrencilere seslenen Yıldırım, Türkiye'nin geleceğinin aydınlık olduğunu kaydederek, "Her ne kadar engeller çıkarsalar da, hızımızı kesmeye çalışsalar da asla başarılı olamayacaklar. Çünkü geleceğimiz, gençlerimiz var. Pırıl pırıl yetişen ülkemizin aydınlık yarınlarına sahip çıkacak genç beyinlerimiz var. Ne diyor bir Çin atasözü; eğer 1 yılı hedefliyorsanız tohum ekin, eğer 10 yılı planlıyorsanız ağaç dikin, eğer 100 yılı, nesilleri planlıyorsanız insan yetiştirin. İşte Selçuk Üniversitesi de bunu yapıyor, nesilleri nesillere taşıyacak, gençlerimizi yetiştiriyor. Ben bu vesileyle bugün akademik yılı açılışında sizlerle beraber olduğum için duyduğum bahtiyarlığı bir kez daha ifade ediyor, yeni eğitim-öğretim yılının başarılarla dolu geçmesini Mevlam'dan niyaz ediyorum" dedi.
Akademik yılın başlangıcı hakkında konuşan SÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin ise, "2019-2020 eğitim, öğretim yılına, ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Üniversitemizin kuruluşunda emeği geçen ve bugün hayatta olmayan rektörlerimizi ve hocalarımızı rahmetle anıyorum. Hayatta olan rektörlerimize, tüm akademisyenlerimize, personelimize ve Konyalı Hemşehrilerimize emek ve katkılarından dolayı minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Öğrencilerimizin başarılı ve verimli bir öğretim dönemi geçirmelerini temenni ediyorum. Başka protokolün siz saygıdeğer üyeleri olmak üzere bizleri bu programda yalnız bırakmayan kıymetli misafirlere teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum" dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.