Böğet Köyü Muhtarı Mustafa Özkan “Suyumuz 200 Metreden Çıkıyor”
Hilmi Yol
Eskil bölgesinde yeraltı sularının hızla çekilmesiyle birlikte bölge hızla korkunç bir sona gidiyor.
Eşmekaya Barajının altında bulunan ve biri ortasından, ikisi de farklı noktalardan olmak üzere üç akarsuyu bulunan ve ortasında su değirmeni olan Böğet Köyü'nde vatandaşlar son günlerde içme suyunu zor bulmaya başladılar.
Konuyla ilgili açıklama yapan Köy Muhtarı Mustafa Özkan,”2000'li yılların başına kadar köyümüzde akarsu vardı. Köyümüzün su ihtiyacını sağlayan birinci kuyumuz 25 metreden su veriyordu. Yeşil ürünün hızla ekilmeye başlamasının ardından, bölgemizde önce akarsularımız kurudu. Ardından yeraltı suları çekilmeye başladı. Son 18 yıl içerisinde sırf içme suyunu karşılamak için onlarca farklı noktaya su kuyusu açtırdık. Ve söylemeye dilim varmıyor fakat son kuyumuz tam 200 metrede. Şu anda vatandaşa içme suyunu sağlayabilmek için farklı farklı 3 kuyudan aldığımız suyla depoya su basabiliyoruz. Oda bir hafta bile zor yetiyor. Önümüzde ki dönem içerisinde ne yazık ki önlem alınmazsa, bırakın tarım yapmayı, içme suyunu dahi bulamayacağız. Belki beni ciddiye alan yoktur, fakat 18 yıl içerisinde 175 metre suyun tabana gittiğini düşünürsek, gerisini hesap etmeye gerek yok. Yetkililer bu bölgeye biran önce bir çözüm planı uygulamalı. Öncelikli ikinci ürün ekimi kesinlikle yasaklanmalı. Bunun yanında yeşil bitkilerde ciddi kısıtlama yapılmalı. Bunun yerine daha az suya ihtiyaç duyan kurak ürünlere hububata vatandaş yönlendirilmeli. Hububatta destek ve teşvik artırılmalı. Yoksa Eskil ve bölgesini çok korkunç bir son bekliyor. Bunu belki şu anda net görmüyoruz, fakat bugün buradaki açılan 200 metrelik kuyu korkunç sonun habercisi.” dedi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Böğet halkı,”Sularımız hızla çekilmektedir. Artık içme suyumuzu alabilmek için 200 metre inmek zorunda kaldık. O da ne kadar gidecek belli değil. Köyümüzden bir zamanlar akarsu geçiyordu. Ortasından değirmen vardı. Şimdi ise durum bu. Bölge tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bırakın tarım arazilerinin sulanmasını, evimizde bulunan hayvanlarımızı sulayamayacağız. Yetkililer biran önce çözüm bulmalı. Her seferinde tamam deniyor, ama ciddiye alınmıyor. Bölgemize biran önce en yakın kaynaktan su getirilmeli ve şu yeşil bitkilerin ekilmesinin önüne geçilmeli. Sırf daha fazla kazanmak için ürün üstüne ürün eken, gece gündüz hoyratça sulayan çiftçiler su bitince ne yapacak çok merak ediyoruz. Lütfen su bitiyor. Vatandaşlar dikkatli olalım. Sonumuz geliyor. Suyumuza sahip çıkalım” dediler.
Bölgemizde 1980’li yılların başlarına kadar kuru tarım yapılıyordu. 80’li yılların başından itibaren tarımda makineleşmenin hızlanmasıyla birlikte, kuru tarımdan hızla sulu tarıma geçiş başlamıştı. Hızlı bir şekilde su tüketimi yapılan bölgemizde hızlı su kullanımıyla birlikte yeraltı suları da hızla çekilmeye başladı. Vahşi sulamayı önlemek için yağmurlama ve damlama sistemi getirilmiş fakat bu sistemler dahada fazla su kullanımına neden oluyor. Zira çiftçilere göre salma sulamada ekilemeyen arazilerin hepsi, damlama ve yağmurlama sulamada ekilmeye başlamıştı.
Su Getirilmezse Bölgede Sulu Tarım Sona Erecek
Pancar, ayçiçeği, yonca, mısır gibi sulu tarıma dayalı ve çoğunluğu hayvansal amaçlı kullanılan ürünler, suların çekilmesiyle birlikte sulu tarımdan kuru tarıma geçiş sonucu bölgemizde üretimi gittikçe azalması bekleniyor. Kuru tarımla birlikte bölge tekrardan 1980’li yıllar öncesi gibi arpa, buğday, çavdar, yulaf, mercimek gibi hububat ürünleri ekmeye yönelmek zorunda kalacak.
Nasıl Bir Çözüm Getirilmeli?
Uzmanların görüşüne göre bölgeye dışarıdan bir destek su getirilebilir. Bu kalıcı çözüm olmayacaktır. Fakat sulu tarımın yok oluş sürecini biraz daha uzun zamana yayacaktır. Eskil bölgesine getirilecek olan su sayesinde, sulu tarımın önümüzde ki 150 yıl daha devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle yetkililerin bölgeye yapabilecekleri en büyük yatırımın başında su sorununu çözmek gelmeli. Yetkililer bunun çabası ve gayreti içinde olmalılar.
Alternatif Çözüm Ne Olabilir?
Bölgeye su getirilmemesi ve sulu tarımın sona ermesiyle birlikte bölgede zorunlu olarak kuru tarım başlayacak. Hükumetin kuru tarıma artıracağı destekler ve teşvikler sayesinde kuru tarım üzerinde yoğunlaşma yapılabilir. İkinci alternatif olarak bölgede hayvancılık daha fazla teşvikle artırılabilir. Yine uzmanların görüşüne göre, sulu tarımın sona ermesiyle birlikte belki hayvancılıkta maliyetlerin artması bekleniyor. Zira sulu tarımda üretilen hayvansal yem ürünleri, üretimi durduğu zaman, hayvan üreticileri dışarıdan almak zorunda kalacaklar. Buna çözüm olarak hayvan üreticilerine destek sağlanabilir.
haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.