Bu Galatasaray manyak bir takım!

Bu Galatasaray manyak bir takım!
Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı Schalke 04'ü Şampiyonlar Ligi'nden eleyen Galatasaray'a 'manyak takım' dedi

İlk maç bittiğinde "Galatasaray gruplardan deplasmanlarda çıktı, çeyrek finale de deplasmanda çıkar" diye yazdık. Çıktı... Diğer maçları izlemedim ama her halde dün gecenin en keyifli, en stresli, en heyecanlı maçını oynadık Gelsenkirchen'de. Takım daha ilk dakikalarda bu maçı almak istediğinin, turu geçmek istediğinin sinyallerini veriyordu.

İlk maçta oduğu gibi 5. dakikadan itibaren maçın kontrolünü ele aldı. Baskıyı kurdu, golü arayan taraf aldu. Ama her zamanki hastalığımız nüksetti ve iyi oynarken Muslera'nın hatasından golü yedik. Ancak ne takım bozuldu bu gole, ne taraftar. "Bu maçı alacağız, bu turu geçeceğiz başka yolu yok" durumu sahada görülüyordu. Nitekim Hamit, inanılmaz bir gol attı. Sezonun direk vurma şampiyonu yine direğe nişanladı ama bu kez içinde. Roberto Carlosvari bir şutla beraberliği getirdi. Sonrasında hakim olan yine Galatasaray'dı.
Ve bu hakimiyetin meyvesini Burak'ın akıl almaz golüyle aldık. Burak gerçekten ancak çok güçlü futbolcuların atabileceği bir golü attı. Şampiyonlar Ligi'nin gol krallığı yarışını sürdürdü. Soyunma odasına da bu morelle indik.

Ancak ikinci yarı bambaşka bir Galatasaray ve bambaşka bir Schalke vardı. Oyun tam anlamıyla tek kaleye döndü. Schalke ablukası vardı. Galatasaray dayandı dayandı ama golü yiyeceği belliydi. Muslera ikinci kez topu çelip rakibe bırakınca golü hakettik. Yedik. Rahatladık. Fakat durum değişmedi. Schalke yine tek kale oynuyordu. Galatasaray direniyordu. Sanki 25 yıl önceye dönmüş, Monaco maçının bir benzerini oynuyorduk.
Bu arada Muslera iki inanılmaz top çıkararak yediklerini afettirdi. Terim'in ilk değişikliği yerinde bir hareketti. Biten Sneijder çıktı yerine Amrabat girdi. Ve Sneijder'den daha iyi top tuttu, daha iyi atak yaptı. Ama top sürekli Schalke'deydi. Galatasaray ise şaşkın bir halde dan dun topu uzağa atmaya çalışıyordu. Uzatmalara da bu dan dunla girdik. Ama topa biraz daha fazla sahip olmaya da başladık. Top en azından 15-20 saniye bizde kalmaya başladı ama Schalke'nin atakları da bitmek bilmiyordu. Dakikalar 94'ü gösterirken Schalke etkili geldi top Muslera'da kaldı ve Muslera topu hızla oyuna soktu.

Ben "Aptal adam topu tutsana derken" bir de baktık ki, Muslera müthiş bir asiste rakibi 4-2 durumda bırakmış. Selçuk o topu, sürdü, sürdü ve Umut'un önüne inanılmaz kritik bir pasla bıraktı. Umut kaleciyle karşı karşıya kaldı. Galatasaray'ın en az beş golünü büyük başarıyla engelleyen Schalke kalecisi bu topu da kesti ama top yine Umut'un önüne düştü. Bu sefer kale boştu ve Umut içeri yuvarladı. Santra yoktu. Galatasaray'ın sevinci vardı. Galatasaraylı oyunculara bakarsak. Melo ilk yarı çok iyi, ikinci yarı vasatın altındaydı. Selçuk genelde vasattı. Oyunu yavaşlatma hastalığını tedavi ettirmesi gerek. Sneijder ilk yarı iyi, ikinci yarı bitikti. Hamit ilk yarı süperdi, ikinci yarı ise bir ara çıktı yerine başkası girdi zannettim. Burak kötüydü ama golcüydü. Drogba çok kötüydü ama Drogba'ydı. Savunma ise bana göre muhteşemdi. Takımın yardımlaşması ve takım olması ise bu maçla başladı. Umarım sürer.

Sonuç olarak hop oturup hop kalktığımız, yüreklerimizin sürekli ağzımızda olduğu bir maç izledik. Bu yazıyı yazarken sahadaki futbolcular kadar yorgun hissediyorum kendimi. Bu skorla çeyrek finale 'merhaba' derken söylenecek tek söz var: Çünkü bu Galatasaray manyak bir takım. İnsanı da manyak ediyor.
Not: İsveçli hakem tam bir pislikti. Galatasaray'ın net bir penaltısını vermedi. Schalkeli oyunculara ilk yarıda göstermesi gereken kırmızı kartı 'es' geçti. Galatasaray'ın yediği ilk gol öncesi Drogba'ya yapılan faulü çalmadı. 2. golden önce Muslera'ya yerde yapılan faulü görmezden geldi. Galatasaray turu hakeme rağmen geçti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.