Çağın Hastalığı: Sanal İlişkiler

Çocuk henüz lise ikiye gidiyor. 3 ay önce "facebook"ta tanıştığı yabancı uyruklu bir genç kızla yazışıyor... Habere göre, "arkadaşlıkları ilerliyor."Yabancı uyruklu kız, genç delikanlıyla ilişkisini kesiyor.Delikanlı bir kere tutulmuş... Hemen ailesinden Çek Cumhuriyeti'ne gitmek için para istiyor. Reddediliyor.Delikanlı evin camlarını kırıyor. Sokağa fırlıyor. En yakınındaki bir inşaata çıkıp, kendini 11'inci kattan aşağı bırakıyor.Sanal aşk, beraberinde gerçek ölümü getiriyor.Aşkların hızla eskitildiği, gerçek sevginin ne olduğunu kavrayamayan gençler, bir anda kendini bunalımın dipsiz kuyusunda buluyor. Hayatı ucuz zannettikleri için, ölüme de pisi pisine gidiyorlar.Gerçek aşk yerine, mecazi aşklara takılarak "mutluluk" oyunları oynuyorlar.

Ne demiş Fuzuli aşk için, "Aldanma ki şair sözü elbette yalandır."Günümüzde yaşasaydı acaba, "Aldanma ki sanal aşklar elbette yalandır" der miydi? Yoksa "Aşk, aşktır" diyerek gerçek aşka mı yönlendirirdi sevdalıları?İnternet sınırsız özgürlük duygusunu veriyor insanlara... Fanteziler gerçekleştirmek için ise mükemmel bir araç.Başlangıçta toy beyinler, bunun farkına varamaz... Zaman hızla akıp gider... Bir bakmışsınız ki, gerçek hayatta oynanan rollerden sıyrılmış, fantastik bir tür oluvermiş.."Gerçek" ile "sanal" yer değiştirir. Artık "sanal" bir gerçektir onlar için... "Gerçek" ise bir hayal!

Ne güneşin doğuşundan etkilenirler, ne yüzlerine öpücük konduran yağmur şıpırtılarından... Onlar varsa yoksa, hayali sevgi ve sevgilinin peşinde at koşturur. Çünkü, kıblesi bilgisayar ekranlarıdır artık.Bu yüzden internette yaşadıkları "aşk"la gerçekte yaşanan "aşk ilişkileri"nden etkileniyorlar. Kendilerine yazılan her yazının "özel" olduğu hissine kapılıyorlar. Birden bire yoğun duygulara kapılıp sonra da kırılmaya sebep olabilecek türde davranış sergiliyorlar.

Sanal ilişkide:
- Erkekler çok daha içten pazarlıklı ve yalancı oluyor.

- Kimse dürüst değil. Bir çoğu evli olduklarını gizliyor. 10 erkekten 6'sı meslekleri, yaşları ve ekonomik durumları konusunda yalan söylüyor... Yakalandıklarında itiraf ediyorlar.

- İnternet kullanıcılar arasında kadınların tek gizlediği şey isimleri.

- Kadınlar yüz yüze söyleyemedikleri her şeyi on line ilişkide rahatça paylaşıyor. Eşleri ile ilgili problemleri, iş hayatı, aile problemleri, hayalleri beklentileri vs...

- Erkekler, tanışma konusunda daha cesur! (Yani burada günah işlemeye hazır potansiyeller için araştırma kurumları 'cesur' ifadesini kullanıyor).

- Yaşları 18-35 arası değişen 3 bin erkekten yüzde 70'i chat yaptığı kişi ile tanışmak istiyor. Kadınların sadece yüzde 20'si chat ilişkisini yüz yüze tanışmaya kadar götürebiliyor..

- Kadınlar sanal ilişkide yaşlarını gizlemiyor... Kadınlar tanımadığı erkeklerin sorununu çözmeye çaba sarf ediyor. Hatta önerilerde bulunuyor.

- Kadınlar on line ilişkide cinsiyet farkı gözetmiyor. Hemcinsleriyle arkadaş olabiliyor.

- Sonuç vermeyen ilişki erkeğe cazip gelmiyor. Erkeklerin diğer ilgi alanları: otomobil ve spor!

- Sanal ilişkide ilk teklif erkekten geliyor. 18-25 yaş arası kadınlar romantik arkadaşlık istiyor.

- 30-35 yaş arasında evlilik problemleri öne çıkıyor. Kadınlar koca, erkekler macera arıyor.

Alt alta sıraladığımız bu liste "sanal arkadaşlığın" getirdiği anti ilişkiler. Yani hepsini toplasanız, sanal ilişkide olumlu tek "doğru" bulamazsınız.

Dürüst ve içten olmayan hiçbir ilişki sağlıklı değildir. İnternet ortamında doğan sanal dostluklar insanın hangi duygularına cevap verebilir ki?

Teknolojinin baş döndürücü gelişmesine karşı kimse kayıtsız kalamaz. Evet bu bir nimet... Ama nimeti "nikmet" haline getirmemek lazım.

Tamamen fantezilerden oluşan, gerçekle bağlantısı olmayan, içi boş, süfli duyguları tetikleyen... Karşıdaki kişiyi tatmin edecek bir "obje" haline getiren son derece çirkin teknoloji karşısında, sanal ilişkileri "çağın hastalığı" diye isimlendirsek acaba çok mu abartmış oluruz?


Davut ŞAHİN