Devlet rantını yiyen Gülen cemaati değil!

Devlet rantını yiyen Gülen cemaati değil!
Star gazetesi yazarı Elif Çakır devletin rantını Gülen cemaati yiyor diyenleri eleştirdi ve asıl rant sahiplerini araştırdı.

İşte Elif Çakır'ın o yazısı!

Yatıştırıcı değil kışkırtıcı, olabildiğince töhmet altında bırakan
epeyce dışlayıcı ve bir o kadar da suçlayıcı bir cümle değil mi?

Ve gereksiz bir alınganlıkla 'biz değiliz biz değiliz' çıkışı.

Nasıl mı?

Öncelikle ortada sağlam bir rantın olduğunu ve hiçbir emek sarfetmeden
cukkalayan, avantacı bir kesimin olduğunu da anlıyoruz bu cümleden.

Sonrasında çıkarlarından dolayı devletin (Bu AK Parti oluyor) dibinden
ayrılmayan bu kesimden 'Gülen cemaatinin de' rahatsız olduklarını çakıyoruz.

Sonracıma bu 'rant' kelimesinin ne kadar kötü ne kadar rencide edici
olduğunu fehmediyoruz ki ben de katılıyorum.

Sonra. Sonra asıl öldürücü darbe geliyor "Bizim arkadaşlarımız, çevremiz
o rant yiyen kesimde yoklar. Düşünüyorum. Bakıyorum, biliyorum. Yoklar.
Ama rant yiyenler var." Haydaaa.

Şimdi o halde... 

Yazının başlığını bir kez daha okuyup aklınıza ilk gelen cümleyi siz de
sesli söyleyin.

Bakın ben ilk tepki sözümü söylüyorum.

Gülen cemaati değilse o halde kim?

A) İsmail Ağa cemaati

B) Menzil cemaati

C) İskender Paşa cemaati

D) Süleymancılar

E) Hiçbiri

Rant kelimesi ne kadar rencide ediciyse 'biz değiliz ama varlar' söylemi
de o kadar incitici ve rencide edici olduğunu söylemeliyim.

Farkındayım, bu sözün kime ait olduğunu merak ediyorsunuz. Söyleyeyim.
Başlığa çektiğim bu cümle Gazeteciler Yazarlar Vakfı'ndan Cemal Uşşak'a ait.

***

Geçen hafta Radikal'de Ezgi Başaran Bilgi Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Dekanı Prof. Aydın Uğur ile bir mülakat yaptı. 90'lı yıllardan
bu yana sayısı ve hacmi arttığı düşünülen İslami burjuvaziyi konu alan
(Sanki Türkiye'de gerçek anlamda burjuvazi varmış da İslami'si de eksik
kalmış!) ve yeni sermaye sahiplerinin de siyasetin gerilmesinden
(Gezi'ye gönderme) duydukları endişeyi dillendiren bir söyleşiydi!

Gidişattan sadece 'modernlerimizin' değil 'nurjuvazimizin' de endişeli
olduğunu anlatıyordu Aydın Uğur. (Bilgi Üniversitesi şu günlerde pek bir
üretkenler!)

Gülen cemaatine yakın işadamlarının da içinde yer aldığı İslamcı sermaye
gruplarından oluşuyormuş nurjuvazi. Velhasıl dünün
'yeşil-islamcı-anadolu-muhafazakar' sermayesi oldu mu sana nurjuvazi?

Cemal Uşşak, canhıraş bir şekilde Ezgi Başaran'ı arayarak işte bu
röportaja böyle itiraz ediyordu: Devlet rantını yiyen Gülen cemaati değil.

Bu arada...

Cemal Uşşak'ın röportajdaki "Hizmet hareketinin işadamlarından hiç kimse
devlet imkanlarından faydalanmadılar. İhaleler almadılar. Devlet
imkânları AK Parti döneminde kendilerine açık olmadığı için onlar TUSKON
ile dışarıya açıldılar" sözü üzerine TUSKON Genel Başkanı Rızanur
Meral'i aradım.

Nurjuvazi tartışması hakkında ve Uşşak'ın açıklamaları konusundaki
düşüncelerini ve  "TUSKON olarak 'devlet ihalesine girilmeyecek' diye
bir şartınız mı var? Devlet ihalesine girmek bir ayıp mıdır, kusurlu
kötü bir hal midir? Devlet ihalesine girmek devletten rant elde etmek
midir? Helal kazanç değil midir?" diye sordum Rızanur Meral'e...

Meral, bu tür tartışmaların içinde yer almak istemediğini ve aslında
yorum yapmak istemediğini söyleyip ekledi: "Devlet ihalesine girmek ayıp
değil, hangi üyemiz giriyor girmiyor bunun çetelesini tutmuyoruz. Giren
üyelerimiz de elbette var. Bizim 'devlet ihalesine girmeyeceksiniz' diye
bir söylemimiz yok olamaz da. Öyle bir şartımız da yok. Kamuyla iş yapan
üyelerimiz de yapmayan üyelerimiz de var. Ayrıca İslamcı sermaye İslamcı
olmayan sermaye ayrımını doğru bulmuyorum. Bir avuç ülkede yaşıyoruz. 52
bin üyemiz var ve aynı zamanda başka STK'lara üyelikleri olanlar da var
sonuçta. İhaleler herkese açık. Şartlar uygun olduktan sonra niçin
girilmesin. Bu ülkenin daha önemli sorunları var. Lüzumsuz tartışmalar
yerine el birliği içerisinde ülkemizi nasıl güçlendiririz, buna
bakmalıyız" dedi. Nokta.

Benim anlayamadığım ise normalde ayrıştırıcı değil birleştirici,
suçlayıcı değil kapsayıcı bir dile uslüba sahip olan Uşşak'ın neden
'ayrıştırıcı' bir dil kullandığı, neden 'AK Parti'ye yakın isimler var
onlar rant elde ediyorlar. Biz de biliyoruz' suçlaması yaparak
birilerini 'töhmet' altında bıraktığı...

Bu dil kendisine 'Haydi söyle, kimlermiş o rant yiyenler' sorusunun
yöneltilmesini de kaçınılmaz kılar.

Elif Çakır/ STAR

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.