Eskil’i yönetenler!
Merhabalar...
Son yaşanan gelişmeler yönetim açısından beni ve etrafımdaki insanları kelimenin tam manasıyla şoke etti.
Bizi yönetmesi, Eskil’imizi geliştirmesi için seçtiğimiz kişiler neden bu kadar sessiz, neden böyle garip, neden böyle Eskilin çocuklarının geleceğini umursamaz tavrındalar?
Diyeceksiniz bu şimdi bu nereden çıktı?
Bildiğiniz üzere Eskil’e hükumetimiz Organize Sanayi Bölgesi kuracak. Gerçekten bu memleketimiz için bulunmaz bir nimet.
Rabbim devletimize zeval vermesin ama işte sorun burada başlıyor Organize Sanayi Bölgesi’nin yeri konusu.
Eskil ilçe merkezi dururken ilçeyle alakası olmayıp zamanında birkaç karış toprak için ilçe merkezinden kopmuş köylerin yanına kurulacak olması ve kurulacağı alanın verimli bir mera arazisi olması. Bizim eleştirdiğimiz nokta ise bu konuda yöneticilerimizin, ileri gelenlerimizin sessiz kalması şimdi bu konuya değinmek istiyorum.
Ve benim gibi onlarca insan merak ediyor.
Bunu çok merak ediyorum. Yani iki sebebi olabilir birincisi;
Ne haliniz varsa görün mü? Ya da: Aman ben fikrimi beyan edersem şimşeklerini üzerime çekerim korkusu mu? Her ikisi de gerçekten çok üzücü.
Öncelikle birincisini ele alalım, Nisa süresi 58. Ayette ne diyor? “İşi ehline verin.” İşin ehli olduğunu düşünerek yöneticiliğe talip olmuş Eskil’imizin ileri gelen yöneticileri, siyasileri, kanaat önderleri nasıl susabiliyorlar, nasıl vicdanları el veriyor?
“Aman ben konuşursam birkaç siyasinin tepkisini üzerime çekerim” diyenler sahi nasıl bu kadar aciz olabiliyorsunuz?
Geçtiğimiz aylarda OSB’nin yeri için Eskil Belediye Başkanı’nın öncülüğünde bir toplantı oluyor; siyasi parti ilçe başkanları, il genel meclis üyeleri, muhtarlar davetli...
“Olmaz efendim” diye o toplantıda ses yükselten ve imza atmayan tek kişi köy sınırlarına OSB kurulması tasarlanan Katrancı Muhtarı...
O imza atmıyor...
Onun dışındaki toplantıda olan herkes imza atıyor.
O kadar muhtarın içinden birisi de meslektaşlarının bu görüşüne saygı göstermiyor, adeta birbirleriyle yarış halinde imza atıyorlar!
Yazarımız Mutlu Eskilli'nin yazısının tamamı için tıklayınız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.