Eskil'in dildeki hissiyatı ve kelimeleri
Her insanın karakteri bir birinden farklı olduğu gibi yörelerinde karakterleri birinden farklıdır.
Bazı insanlar vardır ki onların karakterleri kişilikleri üslupları ve ışıltıları bambaşkadır.
Rutin içinde bu insanlar hemen gözümüze çarparlar. İşte eskilde kültür olarak benim izanımca bambaşkadır. Yöresel samimiyet, sıcakkanlılık, misafir perverlik, nüktedan tavır gibi daha birçoğunu sayabileceğimiz mizaç değerlerinden en farklısı da muhakkak ki dil üslubumuz. Bizim insanımız, sıcak bir şekilde kendisini dile çok farklı aktarmış. İstanbul Türkçesinde olmayan birçok kelimede bizim hislerimiz, duygularımız kısacası biz varız. Tabi bir de bu kelimeleri zarif bir şekilde tariz (dokundurma, iğneleme) yeteneğimiz var ki tariz edilen insan bile bu sanatın karşısında düşünmeden ve gülmeden edemez.
Yaşlılarımız, eskile özgü kelimeleri doğal bir şekilde kullanırken, gençlerimizde bunları hatırlatmaktan zevk alır. Kendimizi ifade ederken çok farklı kelimeler kullandığımızı hepimiz biliyoruz.
Sosyal paylaşım sitesinde ‘’Eskil’e özgü kelimeler’’ diye durum güncellemesi yapınca, arkadaşların ilgisiyle, unuttuğumuz çok sayıda kelime karşımıza çıktı. Ortaya çıkan kelime sayısı bizi şaşırtırken, Eskil Şivesi ile sorulan sorulara yine eskil şivesi ile verilen cevaplar da çok eğlenceli oldu. Bizde elimizden geldiği kadar bu kelimelerin tam telaffuzunu aktarmaya ve anlamlarını irdelemeye çalıştık.Birçok kelimenin nerden geldiğini görünce şaşıracaksınız. Aşağıda durum yorumlarından derlenen kelimelere geçmeden önce bütün arkadaşlara ve özellikle Kadir Altan’a çok teşekkür ederim.
Samet emmim eskiden koyun güderken aksi koyunlara gırılasıca diye bağırırdı (Kadir Altan)
(kırılasıca=bir şeye kızıldığında lanetli bir nida)
Keşşik Keşşik yazmayın.Ne varsa dağarcığınızda bir kerede yazın ativirin. (Ayhan Altan)
(Keşşik: sıra demektir. Keşşik keşşik: Sıra sıra)
Iccık Iccık aklımıza geliyor emmi. (Kadir Altan)
(Azıcık- azcık-accık- ıccık şeklinde yuvarlanmış)
ESKİL’DE KULLANILAN BEDDUALAR
‘’Vurgunu-yin-gelesice’’
(Vurgun yiyip gelesice nin yuvarlanmış halidir)
(Dursun ALTAN ls.mdr.)
'‘Yaşın donun gıt gelsin’’
(Yaşın ve elbisen eksik ve az gelsin)
(Kadir ALTAN)
‘’Boynun altında kalsın’’
(Kafan bir şeyin altında kalıp ezilsin)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Çenesi çekilesice’’
(Öldükten sonra çenenin çekilip bağlanmasına vurgu yapan beddua)
(Fahrettin ALTAN)
ESKİL’E AİT HASTALIKLAR
‘’İlancık’’
(Belli kişilerin masajı ile geçtiğine inanılan baş ağrısı)
(Mehmet ALTAN)
'‘Gurbacık’’
(Dilin altında çıkan kabarcık, Tedavisi ilancığa benzer)
(Mehmet ALTAN)
‘’Satlıcan’’
(Zatüre)
(Mehmet ALTAN)
‘’Surgubet’’
(Bacaklardaki romatizmal hastalık)
(Mehmet ALTAN)
''Arpacık''
(Göz kabağı şişliği)
(Mehmet ALTAN)
''Burgaca''
(Karın ağrısı)
(Ersan ALTAN)
''Yil Yanaşması''
(Yel yanaşması: Delirmek, akli dengesini yitirmek)
(Mehmet ALTAN)
ESKİL’DE KULLANILAN DEYİMLER
‘’Ağır otur batman kalk’’
(Batman eski ağırlık birimidir. Ağır otur ağır kalk demektir)
(Kadir ALTAN)
'‘Ölü ölüne kattı’’
(Felaket derece demektir)
(Kadir ALTAN)
‘’Meler çeler gomadı’’
(Meler: hayvan;Çeler:bitki
Hiçbir şey bırakmadı)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’İl gibi dutma’’
(Yabancıya ettiğin muameleyi etme biraz kayır)
(Mustafa ZAVLAK)
''Ağzı pakırsamış''
(Ağızda kekremsi tat oluşması, uzun süredir ağza birşey almamak)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Hayla karayı geç orayı''
(Üzerinde durma üstünü kapat geç rtık)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Ho diyecen altını kürüyverecen''
(ineklerin incitmeden ho diyerek altının temizlenmesinden gelen deyim, incitmeden hallet demektir )
(Oğuz Alper ALTAN)
''Lort olmak''
(Zenginlemek)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Fındık kırmak'',
(Keyfine diyecek yok demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
''O değilden sormak''
(o değilden: Çaktırmadan oralı görünmeden demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Yüriyem Kalktı''
(Yüreğim kalktı: Bazen tiksinme anlamında bazen de usanç ve bıkkınlık anlamındadır.
(Oğuz Alper ALTAN)
ESKİL’DE KULLANILAN KELİMELER
''NOĞRUN''
(Sıkça türevlerini kullandığımız bu kelime 'Ne iş görün' den 'iş'in düşmesi ile yuvarlanmıştır nasılsın demek)
(Ali Çalar)
‘’Dölek dur’’
(dölek: Düzgün ağırbaşlı demektir)
(Savaş ÇAKIN)
‘’Hicalet çıkısı’’
(Haclet: Osmanlıca da utanma ar ve utanma kösteği anlamına gelir)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Aklı az guşşuk-Guşşuk’’
(Guşur: topla / Guşşuk: Toplama, toplanmış, uyar akıl)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Ya zaar= Ya zahir’’
(Zahir: Açık ve aleni herkes tarafından izan edilen)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Kakalamak’’
(Kaktırmak)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Sekmeç’’
(Sek-meç, evin önündeki merdivenler)
(Savaş ÇAKIN)
‘’Mustafa goyunlar kaçıyor ‘’goma’’
(Koyverme-koyma-goma şeklinde yuvarlanmış)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Gocunma’’
(Üzerine alınmak)
(Savaş ÇAKIN)
‘’Dalım ağrıyor’’
(Dal: Sırt)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘İnciklerim ağrıyor’’
(İncik: Ayak bileği)
(Oğuz Alper ALTAN)
''İlenmek''
(beddua etmek)
Kadir ALTAN
‘’Çoğdurmek’’
(Çöm-dür-mek)
(Oğuz Alper ALTAN
‘Eşşik’’
(Eşik: Kapı girişi)
(Serkan SELCİ)
‘’Alengerli’’
(Alengerli: Sıra dışı, ilgi çekici, değişik)
(Serkan SELCİ)
‘’Yunmak’
’(Yunmak: Yuğmak,yıkamak
Eski türkçede ''yoğ'' oğ-ov anlamına gelir)
(Serkan SELCİ)
‘’Öteğan’’
(Öteğan: Öteki gün-Ötegün,Öteğün)
Geçen sefer)
(Serkan SELCİ)
‘’Duluk’’
(Yanak)
(Serkan SELCİ)
''Düremiyesice''
(Düremiyesice: Türemeyesice, soyu kesilecise)
(Zeki ALTAN)
''Malak''
(Malak: Kaba tabirde çehre, yüz demek)
(Zeki ALTAN)
''Öncüt''
(Öncüt: Ödünç)
(Memduh ALTAN)
''Age''
(Age: Al-gel birleşiminin yuvarlanmış hali, ''ver'' anlamında kullanılır)
(Memduh ALTAN)
''Mısırga''
(Mısırga:Hindi)
(Hatice Rabia ALTAN)
''Bayarlama''
(Bayarlama: Verilen değerin hürmetini gösterme, el üstünde tutma)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Yaltak döğme''
(Yaltak dövme: Aşırı yalakalık sergileme)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Örtme''
(Örtme: Evin giriş merdivenlerine dayalı balkon)
(Kadir ALTAN)
''Basanak''
(Basanak: Bas-a-nak, seyyar merdiven)
(Kadir ALTAN)
''İlam Döküleyığılağal''
(İlahi dölülüp yıkılakal:hoş bir anda Allah müstehakını versin anlamında kullanılır)
(Mustafa ZAVLAK)
''Döküle Yığılağassın''
(İstenilen şeyin olmadığına dair ''eğer varsa saklıyorsam karşına dökülsün saçılsın anlamında kullanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Keraat''
(Kerahet: Pislik, iğrenç harama yakın olan şey demektir.)
(Kadir ALTAN)
''Cİnca''
(Cinca: Cıncık, cam kırığı, cam parçası demektir)
(Ömer DERİN)
''Gidişmek''
(Kaşınmak)
(Hüseyin İNER)
''Divinmek''
(Devinmek, Eskil'de kıpırdanmak anlamında kullanılır)
(Kadir ALTAN)
''Şılıkmak''
(Şımarıklığını hareketlerine yansıtmak)
(Cenk ALTAN)
''Belenlemek''
(Afallamak-fallamak-fellenleme-belenleme aşamaları ile yuvarlanmış. şaşırma anlamındadır.)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Hıt'tımı Kestin''
(Çalışırken çıkan hıhg sesinden çıkmış bir yansıma sözcük. Mecalin tükendiğini anlatır)
(Oğuz Alper ALTAN)
ESKİL’DE KULLANILAN KELİMELER
''Irıldım''
(Nefesin hırıltıya dönüştüğü yerden alınmış yansıma sözcük- ''Hırr'ıldım'')
(Oğuz Alper ALTAN)
''Sende vardın ''binna''
(Bilmem ya gayrı'dan- Bilmem ya-Binnem ya- Binna ya yuvarlanmıştır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Dışdam''
(Dam=Oda
Dış oda-Salon)
(Merve ÇAKIN)
''Ötedam''
(Öteki oda)
(Fahrettin ALTAN)
''Yirçellemek''
(Yere Çelmek-Çalmakdan birşemiş yuvarlanmış ''Horlamak demektir.)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Çalık Çallanmak''
(Çal'ık= Eşarp
Çal'lanmak=Örtünmek''
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''İleğençe''
(Leğen)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Heleme''
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Çingil''
(Bakraç)
(Mustafa ZAVLAK)
''Gamıtmak-Domutmak''
(Kabaca Somurtmak)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Pişkir''
(Peşkir: Pamuk ipliğinden dokunmuş el bezi, havlu)
(Mustafa ZAVLAK)
''Hayat''
(Evi çevreleyen avlu, ihata duvarı)
(Kadir ALTAN)
‘’Sıyırma’’
(Bir diken türünün kabuğu ''sıyırıldıktan'' sonra yenen kısmı)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘'Gelengi’’
(Anadolu sincabı. Gelincikle karıştırıldığı için ismi ordan yuvarlanarak gelengi olmuştur.)
(Oğuz Alper ALTAN)
''İki 'dımık' kaldı''
(Dımık: Tırnak-dırnak-tırmık-dımık.Seviye dişleri yada tırmıkları için kulanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Ümbe''
''Yere yuvalanan örümcek türüne verilen isim)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Guruğeli''
(Kuyruğu eğri kelimesinin yuvarlanması ile oluşmuş bir kelime 'Akrep' demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Göğerçile''
(Göğer (ip) Çeler (mek) den yuvarlanmıştır. Nemlenip küf tutmaya denir.
(Zeki ALTAN)
''Yuka ekmek''
(Yufka: bazen eskilde ince anlamında kullanılır)
(Mustafa ZAVLAK)
''Goyun 'gığ'ı''
(Kığıl: koyun keçi gübresi demektir, yuvarlanarak eskilde gığ denir)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Bedime gitti''
(komiğine ve tuhafına gitmek)
(Zeki ALTAN)
''Birbiri ile uğraşmışlar''
(Kavgaya ramak kalan itilaf için uğraşma sözü kullanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Urba-Astap''
(Urba: Elbise
Astap: Çamaşır)
(Zeki ALTAN)
''Aksi Adam''
''Tersine iş gören zıt Anlamında kullanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Epelek''
(Kelebek)
(Kadir ALTAN)
''Çelerdirim''
(Fena döverim anlamında)
(Zeki ALTAN)
''Dozulatırım''
(Toz'ulatmak dan gelmiştir.Toza dumana katarımdan türeyen haşılarım anlamındadır)
(Zeki ALTAN)
''Gırşan''
(Alaycı bir şekilde Kır'şan-kırgın, bitkin ve keyifsiz anlamında kullanılır)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
'Bişmiş''
(Piş'miş sulu yemek anlamındadır)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Fanne''
(Faniladan yuvarlanmış örme kazak türü elbisel demektir)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Elcek''
(El-cek: Eldiven)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Siğirtmek''
(Genelde hayvanlar için kullanılan koşmak fiilidir)
(Mehmet ALTAN)
''Hacat''
(Hacet yani ihtiyaçtan gelmiştir. hacat Eskil'de 'alet anlamında kullanılır)
(Mehmet ALTAN)
''Havazalanmak''
(Tribe girerek şişmek havalanmak demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Tavatır''
(Tav: optimal
Tavatır, tavında mükemmel demektir)
(Dursun ALTAN ls.mdr)
''Tatar Böreği''
(Yufka ekmekle yapılan gözleme)
(Kadir ALTAN)
''Halbiysem''
(Halbuki)
(Kadir ALTAN)
''Keraat''
(Kerahet: Osmanlıca da harama yakın pis iğrenç demektir.)
(Kadir ALTAN)
''Cingan Avradı''
(Büyük tarla çekirgesi :D)
(Kadir ALTAN)
''Hössük''
(Daha kaba tabirle salak aptal demektir)
(Kadir ALTAN)
''Gabertleme''
(Kabart-la-mak dan gelen peynirli ekmek kızartması)
(Kadir ALTAN)
''Gubir''
(Bilye oyununda yere kazılan daire çukur''
(Kadir ALTAN)
''Hondu''
(Kaba halat demektir. Eskil'de kaba insanlar için kullanılır)
(Kadir ALTAN)
''Cıngırı cızzık''
(Tahtera valli :D)
(Kadir ALTAN)
''Gurt Lastiği''
(Lastik ayakkabı)
(Kadir ALTAN)
''Iğtı''
(Iğıltı: Rüzgarın teğet geçtiği yer ''Iğıltı bir liman'')
(Kadir ALTAN)
''Su içime 'Öğdü''
(Öğmek:Sıvının emici bir cisme yavaş yavaş işlemesi)
(Kadir ALTAN)
''Tane''
(Tenha)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Gapcak’’
(Eskiden defter yüzü (kap-cak) olan bu kelime Eskil'de sayfa yerine kullanılır)
(Kadir ALTAN)
‘Garamet’’
(Met'h övgü demektir
Kara met'h yergi
Eskil'de ''velveleye verme'')
(Oğuz Alper ALTAN)
''Kilekmek''
(Kınıkmak: Usanmak demektir
Kınıkmak-kinekmek-kilekmek.
Eskil'de Yakınma anlamı taşır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Dımışgı''
(Tımışkı: Kendirden yapılan narin ince sicim anlamına gelen bu kelimeden türemiştir. İtinalı ve güzel olan şeyler için kullanırız) (Oğuz Alper ALTAN)
''Kaymak Böcüsü''
(Uğur Böceği)
(Kadir ALTAN)
''Usul git''
(Us: Akıl
Usul: Akıllı yani yavaş git demektir :D)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Beni 'duşladı''
(Duşlamak: Kafaya takmak
'Hoca beni bu sene duşladı')
(Oğuz Alper ALTAN)
''Latıkası kısa''
(Tartışma karşında susup kalan mukavemetsiz)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Gayılolmak''
(Kayül: Razı demek
kayül olmak: Razı olmak)
(Zeki ALTAN)
''Penziyer''
(Panzehirden yuvarlanmış kıymetli veya az az anlamında kullanılır)
(Kadir ALTAN)
''Cengari''
(Sanırım Eskil'de açık mavi demek)
(Ayhan ALTAN)
''peldir peldir bakarım''
(Pel Pel bakmak)
(Kadir ALTAN)
''Yozlak''
(Doğurmaya yakın hayvan)
(Ersan ALTAN)
''Gıncıtmak''
(bir fiil için kıncıtmak nazlanmak)
(Kadir ALTAN)
''Gıtel''
(Gıtel:İç karartan demektir
Eskil'de mendebur yüzlü insanlara kullanılır)
(Ersan ALTAN)
''Mayalı''
(Mayalanmış anlamında ince silindir ekmektir)
(Ersan ALTAN)
''Dağıl''
('Dağıl'maktan gelen bu kelime küçük kum fırtınası demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Kerme''
(Tezek)
(Ersan ALTAN)
''Zarayı kaldırdık''
(Zahire: Depolanmış tahıl demektir)
(Kadir ALTAN)
''Cücük''
(Buğdaydan yapılan tarifsiz bir karışım)
(Ersan ALTAN)
''Kavurga''
(Buğday 'kavurması)
(Ersan ALTAN)
''Tarhana''
(Tahıl karışımından yapılan başka yerde görmedğim cips tarzında bir tür katık)
(Ersan ALTAN)
''Satanlarım ağrıyor ''
(Saten sanırım bacakta bir yer)
(Atilla ALTAN)
''Gilar''
(Kiler)
(Kadir ALTAN)
ESKİL’DE KULLANILAN KELİMELER
‘’Zıttıma gitti’’
(Gıcık kapmak-gıcık almak)
(Atilla ALTAN)
'‘Badas’’
(Buğday dan arta kalan nadas veya buğday artığı)
(Atilla ALTAN)
‘’Çeten gibi olmuş’’
(Çeten: Koyunların üşümemesi için toplaştırılan yer.Pis ve pasaklı yer için kullanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Zorlu’’
(Canı dişinde cesur anlamında kullanılan ad aktarmasıdır
Aldığı avrat zorlumuş :D)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Gel gelli’’
(Cazibeli)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Yavşak’’
(Yavşak: Bit yumurtası demektir.
Laçka insanlara kullanılır)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Bülüç''
(Piliçin yuvarlanması ile oluşmuştur civciv demektir.)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Gırışım''
(Kırı dan gelen kaba tabirle yavruşum, kırışım)
(Ayhan ALTAN)
‘’Dinelmek’’
(Dinelmek: Tikelmek, ayakta durmak)
(Serkan SELCİ)
''Yov''
(Seslenme ünlemi yahu demektir)
(Gürsel ÖZKAN)
''Baca''
(Pençere)
(Cevdet NOYAN)
''Buhari''
(Baca demektir
(buhar çıkış yeri)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Sini''
(Senit'in yuvarlanmış halidir.Yemek altıdır)
(Ramazan ÖZGİRAY)
''Namazlığa''
(Seccade)
(Ömer DERİN)
''Emeyaramaz''
(Emeğe yaramaz)
(Ömer DERİN)
''Çöl''
(Eskilin sazlık arazi için kullandığı kelime)
(Oğuz Alper ALTAN)
''Duşuna gidip geliyor''
''Düş'üne kelimesinden türer, boşuna beyhude demektir.
(Oğuz Alper ALTAN)
''Nuraylanma''
(Bilgiç bilgiç ve kurgun tavırlar)
(oğuz Alper ALTAN)
''Yarenlik''
(Yaren: Arkadaş
Yarenlik: Muhabbet)
(Oğuz Alper ALTAN)
‘’Gubuz’’
(Kubarmaktan türemiş bir ad aktarması. Tok duruşlu demektir)
(Oğuz Alper ALTAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.