Haçlı Seferi Konya'da bitecek
Saadet Partisi Bölge Toplantısı için Konya'ya gelen Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Haçlı Seferleri'nin yeniden başladığını, bunun yerine Müslümanların İslam Birliği'ni kurması gerektiğini söyledi. Kamalak, bu hareketin Konya'dan başlayacağını dile getirdi
Saadet Partisi'nin Konya, Antalya, Isparta, Burdur, Karaman, Aksaray, Niğde ve Nevşehir illerini kapsayan Bölge Toplantısı Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak'ın katılımı ile Konya il binasında gerçekleşti. Programda Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak'ın yanı sıra, Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, Genel Başkan Başdanışmanı Mustafa Özkafa, İl Başkanı Mehmet Şen ile bölge toplantısına katılan illerin il başkanları ve çok sayıda partili de hazır bulundu.
Programın basına açık olan bölümünde konuşan Genel Başkan Prof. Dr. Mustafa Kamalak, yeniden kurulmuş olan Haçlı Birliği'nin bozulması gerektiğini söyledi. Kamalak, Haçlı Birliği'nin Konya'dan başlayan hareketle bozulacağını söyleyerek, “Haçlı Seferleri günümüzde de devam ediyor. 2002 yılında Amerika Irak'ı işgale başladığında ABD Başkanı Bush 'bu yeni bir Haçlı Seferi'dir' demişti. Bu Haçlı Seferi'nde 2 milyona yakın Müslüman şehit edildi. Kız kardeşlerimizin namusları kirletildi. Milyonlarca çocuk öksüz ve yetim bırakıldı. Şu an da o Haçlı Seferleri devam ediyor. Tarihtekinden farklı olarak, yüksek fiyatlar ile silahlar Müslümanların ellerine sıkıştırılıyor. Bir tarafta Müslüman kanı akarken, diğer tarafta, küresel Emperyalizmin para kasaları dolmaktadır. Bu oyunu sizler bozacaksınız. Bu oyunu bozma hareketini evliyalar yurdu Konya'dan başlatalım. Milli Görüşü en iyi anlayacak illerden bir tanesi de burası. Tarihi misyonu ile geleceğe bakış açısı ile bu zamana kadarki basireti ve hizmetleri ile inşallah önümüzdeki mahalli seçimlerde Konya’mızdan bir destan bekliyoruz” dedi. Konya'dan kimsenin Haçlı Seferleri'ni desteklemediğini söyleyen Kamalak, “Ne olur, karşılaştığınız her Konyalı kardeşinize 'sen Haçlı Birliği'nden yana mısın, İslam Birliği'nden yana mısın?' diye sorun. Hiç şüphesiz tüm Konyalım 'İslam Birliği'nden yanayım' diyecektir. Müslümanların bir araya gelmesinden başka kurtuluş çareleri var mı? Önceki gün Irak yerle birdi, dün Libya çökertildi, bugün Suriye vuruluyor. Asıl hedefte Türkiye var. Buna fırsat vermememiz lazım. Bu oyunu bu mübarek ilimizden başlayarak bozacağız” diye konuştu.
MİLLİ GÖRÜŞ'ÜN TEK TEMSİLCİSİ SAADET PARTİSİ'DİR
Türkiye gündemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kamalak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Erbakan Hoca'nın yolundayız' demesini eleştirerek, “Herkesin olaylara baktığı bir pencere vardır. Biz Saadet Partisi olarak olayları Milli Görüş açısından, milletimizin menfaatleri açısından değerlendiririz. Milli Görüş'ün tek temsilcisi, Saadet Partisi'dir. Merhum Hocamız 17 Ekim 2010 tarihinde partimize Genel Başkan seçildiği zaman teşekkür konuşmasında, 'Milli Görüş'ün tek temsilcisi vardır o da Saadet Partisi'dir' demiştir. 'Eğer, bir başkası çıkar da bizler de Milli Görüşçüyüz diyecek olursa o ancak palyaçoluk yapmış olur' diyordu. Son zamanlarda Sayın Başbakanımız 'yolumuz Erbakan'ın yoludur' diyor. Bu sözünden dolayı kendisine teşekkür ederiz. Biz onun dediği sözü, 'ey aziz milletim, ben her ne kadar Milli Görüş Gömleği'ni çıkarmış isem de yolun doğrusu Erbakan yoludur. Biz her ne kadar Avrupa Bakanlığı'nı kursak da takip etmemiz gereken yol İslam Birliği'ne giden yoldur' olarak algılıyoruz. Konya’mız, Milli Görüş açısından, D-8'ler yönünden ve İslam Birliği'nin öneminden dolayı çok önemli bir ilimizdir. Ben o münasebetle sorarım, Mevlana'nın torunları Avrupa Birliği'nden yana mısınız, yoksa İslam Birliği'nden yana mısınız? Cevap bekleyen temel soru budur” dedi. Kamalak, Avrupa Birliği'nin Hristiyan Birliği ve Haçlı Birliği olduğunu, Başbakan'ın da bu gerçeği gördüğü için kendisinin dönmese de millete bu mesajı verdiğini ifade etti.
FAİZ TÜM KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR
Hükümetin 2013 yılı için öngördüğü bütçe nedeni ile yatırımların gerçekleşemeyeceğine dikkat çeken Genel Başkan Kamalak, “2013 yılı bütçesi, bir borç ve faiz bütçesidir. Bakıyoruz borç açısından harcamalar için 404 milyar TL öngörülüyor. Muhtemel gelirler 370 milyar TL deniliyor. 34 milyar açık var. Bunu borçla kapatacaklar. 53 milyar faiz var. Başbakan 'bizim IMF'ye olan borcumuz, 900 milyon dolar' diyor. Madem IMF'ye olan borcumuz 900 milyon dolar, bu 53 milyarlık faizi nereye ödüyoruz? O kapıyı aralama diyorlar. O defteri açma diyorlar. Ama açmamız lazım. Çünkü AK Parti iş başına geldiğinde bizim dış borcumuz 129 buçuk milyar dolardı. 2011 yılı itibari ile 306 milyar 600 milyon dolar. Aradaki fark 177 milyar. 80 yıllık Cumhuriyet dönemindeki borç 129 milyar, 9 yıllık ilave borç 177 milyar. Yüzde 150 artmış. İç borç da 2002’de 155 milyar TL, 2011 yılı sonu itibariyle 387 milyar TL. Fark, 232 milyar TL, artış yüzde 200 civarında. Bu nasıl kapanacak? Bunlar yeni borçlar ile kapatılacak. İç borç olarak bu sene 166 milyar TL ödenecek. Bütçenin 53 milyarı faize ayrılmıştı, 166 milyarı da borca gittiğinde 34 milyar açık var. Peki yatırımlar ne olacak? Yatırımlar için de 33 milyar öngörülmüş. Eğer borç bulunabilirse o zaman yatırım yapılır. Sayın Başbakanımız da söyledi, Sayın Demirel de söylemişti 'Borç yiğidin kamçısıdır' diye. Kamçının temel özelliği can yakmasıdır. Sayın Demirel'in dediği dönemde bu ülke 70 sente muhtaç hale gelmişti. Şu anki durum da ondan daha düzgün değil. Bu yolun sonu oraya doğru gider. Borcun bir takım iktisadi, sosyal yönden etkileri vardır. Borcun en önemli özelliği sosyal dengeyi bozmasıdır. Gelir dağılımını tahrip etmesidir. Borç faiz karşılığında alınır. Gönüllü olarak, kim imkanı varsa o borç verir. Fakir fukara borç veremez. Devlete faiz karşılığı da olsa zenginler borç verir. Borcun anaparası ve faizlerini vergi ile garibanlar öder. Şu halde borcun temel özelliği, faiz yolu ile alt tabakadan üst tabakaya doğru gelir aktarımı yapmasıdır. Bunun sonucunda hırsızlık, gayri ahlaki yaşantılar, kapkaç olayları, terör olayları artar. Adalet Bakanı'nın açıklamasında Türkiye'deki cezaevlerinin kapasitesi 60 bin hükümlüyü barındırabilecek seviyededir şeklindeydi. Ama içerdeki insan sayısı, 121 bini aşmıştır. Bir milletvekilimiz Adalet Bakanlığı'na bir önerge vermiş, verilen cevap sonunda da fuhşiyat AK Parti'nin ilk dönemi ile bu dönemin arasında yüzde 200 ile yüzde 465 nispetinde arttığı görülüyor. Bir yerdeki hata toplumun temelini sarsacak temsiller meydana getiriyor. Dış borç, ülkedeki kıt olan kaynakların bir kısmının yabancı ülkelere aktarılması demektir. Hem anaparayı hem de faizini alacaklar. Bu bir kısım kaynakların yurt dışına ödenmesi demektir. Bu yurt dışına ödenen kaynaklar ile ülke yatırımlardan mahrum kalacak, istihdam daralacak, işsizlik artacak. Türkiye’deki işsizliğin oranı 2002'de yüzde 6 iken, şu anda yüzde 9 olmuştur. Yüzde 50'nin üzerinde artış vardır” diye konuştu.
Kamalak, konuşmasının sonunda, Türkiye'ye yerleştirilecek olan patriot füzelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, “Adım adım bir savaşa doğru sürükleniyoruz. 2 yıl önce bizim Suriye problemimiz yoktu. Durup dururken, bir Suriye olayı çıkarıldı. Şu an ülkemize patriot füzeleri yerleştiriliyor. Acaba bu füzeleri biz kime karşı kullanacağız? İsrali'e, Rusya'ya, Almanya'ya, İngiltere'ye karşı mı kullanacağız? Kaldı ki füzelerin kontrolü biz de bile değil. Her halükarda bunlar Müslümanlara karşı kullanılacaktır” ifadelerini kullandı.
merhabahaber.com MUSTAFA ÖZÇELİK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.