"Halkından Kopuk Sözde Halkçılar"

Ak Parti Aksaray Gençlik Kolları Başkanı Av.Abdülsamet Kılıç yazılı yayınladığı basın bildirisinde;

Daha öncede belirttiğimiz gibi kendi ülkesini tanımayan milletinden kopuk yaşayan CHP’lilerden milletin lehine ve iyiliğine yapılan işlere destek vermesi elbet beklenemez. Ak Partinin milli menfaatleri korumasını, PKK terörünü bitirmesini, İsrail’in özür dilemesini, IMF ye olan borcu bitirmesini, merkez bankasının kasasını doldurmasını, hızlı trenleri, yapılan yolları, açılan tünelleri, eleştirmeleri hazımsızlığın açık bir göstergesidir. Çözüm sürecinin başarılı şekilde sonuçlanması ve bu sürece milletimizin büyük destek vermesi özellikle şehit yakınlarının destek vermeleri Ak Parti olarak alnımızın akıdır diyen Kılıç, Türkiye için hayırlı olan faydalı olan ne varsa Ak Parti bunu yapmaktadır. Muhalefet ise ne yazıktır Ak Partiye değil Türkiye’ye muhalefet yapmaktadır. Geçtiğimiz gülerde İsrail’in tarihte ilk kez bir ülkeden özür dilemesi bu ülkenin de Türkiye olması en çok CHP’yi üzmüştür. Zira CHP’li yetkililer Mavi Marmara olayında vatandaşlarımızı şehit eden İsrail yönetimini haklı görecek kadar basiretsiz bir tutum içerisindeydiler. Akdeniz'e bakarak, 'Güneydoğu'nun incisi Mersin' nutukları atan, İzmir’e Akdeniz’in incisi diyen, Kağıthane'yi Kağıttepe yapıp, Gültepe'yi ilçe olarak ilan eden, seçim propagandası yapıp oy kullanamayan, Fenerbahçe’nin efsanesi Lefter'i, 'çok iyi bir kaleci' yapacak kadar halka uzak olan, biz Başbakan gibi sözümüzün arkasında duramayız diye itirafta bulunan bir zihniyetin, Esed sevgisini, insani değerlerle izah etmeye kalkışması komik duruma düşmekten başka bir şey değildir. 60 bin insani katletmiş birisi için CHP milletvekili Aytuğ Atıcı, 'Esed çok içten konuştu' demiştir. Muhtemelen bu içten konuşma arasında çocukların, kadınların nasıl katledildiğini de anlatmıştır CHP’ye. Son 2 yıl içinde CHP, 2 kez Çankaya Köşkü'ne çıkmıştır. Kendi Cumhurbaşkanı ile 2 kez görüşen CHP, Beşar Esed'le tam 4 kez bir araya gelmiştir. Bu parti Türkiye'nin partisimidir, yoksa Suriye rejiminin partisimidir. Bu milletvekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin milletvekillerimi yoksa Esed'in vekillerimidir. Esed, 'Ben kazanırsam Erdoğan kaybedecek' dediği için Esed’e bel bağlamış durumdalar. Aslında CHP, Esed'de kendini görmektedir. Zira kendileri de Dersim'de savaş uçakları ile halkın bombalamışlardı, Esed de aynısını yapıyor. Dersim'de bombalananlar Kemal Bey'in mensubu olduğu aşiretten olduğu da aşikârdır. İstanbul'da yürüyen merdivene tersten binen Kemal Bey ve ekibinin siyaset serüveni de aynen öyle tersinden işlemektedir. Zira İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler'den 'ana dil' görüşmeleri sırasında Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz' gibi ırkçı sözleri Adıyaman milletvekili Sayın Salih Fırat istifaya götürmüştür.

 CHP'li Hüseyin Aygün, teröristlere çocuk muamelesi yapmış ve Twitter hesabına "Kurtuluş Savaşının Anadolu'daki Rumlara etnik temizlik için yapıldığını düşündüğünü" yazacak kadar zararlı bir düşünce içindedir. Aradaki tezatı kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz. Milletvekili Şafak payev’in “Hükümet ilaç buluşu yapabilen bilim gençliğine yatırım yapacak. Dindar, kindar, çok çocuklu, yoksul nesillere değil” açıklaması yapmıştır. İşte bu zihniyetin din düşmanlığı hiç bitmeyecektir. İnsanın dinini inancını yaşamasını CHP’liler halen hazmedememektedirler. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, 29 Ekim törenleri sırasında, askerlere, 'Sizin korumanız gereken Cumhuriyet'e biz sahip çıkıyoruz' diye seslenmiştir. Askerin cumhuriyeti darbe yaparak koruduğu hafızalardadır. Darbe olduğunda tankın üzerine çıkacağını söyleyen CHP Genel başkanı bu söz karşısında adet çark etmiştir. Yukarıda CHP’nin küçük bir analizini yaptık. CHP’nin bu halini Aksaraylı hemşerilerimizin takdirlerine bırakıyor saygılar sunuyoruz.