Hani benim cücüğüm anne!
Çok değil belki bundan 30 sene önce Eskil'de çerezlik olarak güzün yapılan tarhanayla birlikte cücük önemli bir yer tutardı.
Kara soba ya da kuzunenin gözünde ısıtılarak gevretilen tarhanayı yemenin tadı bir başkaydı.
Tamamen doğal olan tarhananın yerini, bugün cips aldı.
Öte yandan özellikle uzun kış gecelerinde evin tek kara ineğinden sağılan süte yatmadan önce mutlaka cücük katılır, içine de kuru üzüm ve tarhana atılırdı.
Ürup tasa katılan süte ise 3 çeşit cücük katık olabilirdi.
Yağlı cücük, güzün koyunun sütten çıkmaya başlayıp gün aşırı sağıldığında sütün en yağlı haliyle güz yoğurdu çalınır ve süzülerek kovalarda bahara kadar katık olurdu.
Yine aynı sütten yapılan bir diğer ürün de yağlı cücüktü. Bulgur önce yağlanır, ardından kurutularak cücük makinesinde ezdirilirdi.
Bulgurun kavrularak oluşturulan bir diğer cücük çeşidi de kokulu cücüktü.
Ailenin maddi durumuna göre kenevir ve menengiç ile cücüklere tad verilirdi.
Ve o zaman insanlara söze başlarken bile, "Yediğin içtiğin senin olsun, anlat bakalım..." diyerek karşısındakini sohbete davet ederdi.
Bugün ise, bırak yediğin içtiğin senin olsuna, uzun kış gününde facebookta çiğköfte partileri paylaşımlarından geçilmiyor.
Hadi paylaşmaya paylaşıyorsunuz da bari yediğiniz cücük olsa!
haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.