Hileli zeytinyağ ile ilgili konsey uyardı
Yayınlanma:
Balda taklit ve tağşiş yapan bazı firmaların teşhir edilmesinden sonra zeytinyağında hile iddiaları da gündeme gelirken, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi tüketiciyi uyardı
Balda taklit ve tağşiş yapan bazı firmaların teşhir edilmesinden sonra zeytinyağında hile iddiaları da gündeme gelirken, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, olası zeytinyağı satışlarını önlemek için organize mücadele ettiklerini bildirdi ve tüketicileri markasız ürün almaması konusunda uyardı.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi ve zeytinyağı uzmanı Ümmühan Tibet, zeytinyağında hile iddialarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, zeytinyağında, baldaki gibi gıda güvenliği boyutunda bir sorun, risk bulunmadığını, sadece kalite sorunu olduğunu söyledi.
Tibet, zeytinyağındaki kalite sorununa dönük çok organize şekilde mücadele ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin, dünyadaki en kaliteli zeytinyağlarının üretildiği ülkelerden biri olduğunu belirten Tibet, ancak tüketimin beklenilen düzeyde olmadığını, bunun için iç piyasadaki tüketimi artırmaya çalıştıklarını ifade etti.
Konsey olarak zeytinyağının kalitesinin artırılması yönünde çalışmalar yaptıklarını anlatan Tibet, zeytinyağında da olası taklit ve tağşişleri önlemek için de çalışmalarda bulunduklarını bildirdi.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi olarak ''kalite kontrol programı'' kurduklarını ve Türkiye'de iç piyasadaki markalı üretimin yaklaşık yüzde 80'ini karşılayan 10 firmayla anlaşma imzaladıklarını anlatan Tibet, bu kapsamda marketlerden ürün aldıklarını ve bunları bağımsız gelişmiş laboratuvarlarda analiz ettirdiklerini söyledi.
Tüketicilerden ya da firmalardan gelen ihbarları da değerlendirdiklerini belirten Tibet, analiz sonucu herhangi bir olumsuzluk tespit ettiklerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bunu bildirdiklerini kaydetti.
Tibet, şöyle konuştu:
''Bu tür organize çalışan hiçbir gıda sektörü yok ülkemizde. Biz (zeytinyağında markaları ürünleri tercih edin, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin kalite kontrol programında olan firmalarımızın, ürünlerini tercih edin) diyoruz. Bir olumsuzluk rastlanırsa, biz onun takipçisiyiz.''
Tüketiciye ''köylüden alalım'' anlayışından kaçınma uyarısı
Zeytinyağında zaman zaman art niyetli kişiler tarafından hile yapılabileceğine işaret eden Tibet, ancak bunların azınlıkta olduğunu, bahsedildiği kadar yoğun olmadığını söyledi.
Zeytinyağının doğal olması nedeniyle Türkiye'de ''köylüden alalım, yerinden alalım'' gibi bir anlayışın oluştuğunu belirten Tibet, bu nedenle piyasada markasız, kontrolsüz, üretim izni olmayan ürünlerin satıldığını ifade etti.
Bunu önlemeye yönelik tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Tibet, bu kapsamda da öncelikle tüketicilerin bilinçli olması gerektiğini, ''markasız, üretim izni bulunmayan, kimin doldurduğu belli olmayan ürünlerden kaçınması'' gerektiğini bildirdi.
Tibet, tüketicinin zeytinyağının tadını beğenmemesi ya da bir hile olabileceği konusunda şüphelenmesi durumunda derhal şikayette bulunması gerektiğini dile getirdi.
Zeytinyağında yapılabilecek hileler
Baldaki tağşiş konusuyla zeytinyağındaki kalite konusunun karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Tibet, şunları kaydetti:
''Baldaki konu, tamamen sahtekarlık, arının üretemediği, mısır şurubu gibi bir uygulamayla insan sağlığı için uygun olmayan bir ürün tespit ediliyor. Zeytinyağında ise içine başka bir bitkisel yağ karıştırılabilir veya diyelim natürel sızma yağı, bu yağ kalitesinde olmayabilir ya da rafine pirina yağı dediğimiz zeytinyağının küspesinden elde yağ, riveria zeytinyağı olarak satılabilir.
Başka yağlarla karıştırılması ya da kalitesiz olması zeytinyağının faydasını azaltıyor. Yapılan hileler bunlar, ama sonuç olarak gıda güvenliği açısından risk içermez. Yani zeytinyağında, baldaki gibi gıda güvenliği boyutunda bir sorun, risk yok, zeytinyağında kalite sorunu var. Biz de bu sorunla çok organize şekilde mücadele ediyoruz.''
''Zeytinyağının donması kalite göstergesi değil''
Tüketicinin zeytinyağının kaliteli ya da kalitesiz olup olmadığını anlamasının mümkün olmadığını anlatan Tibet, tüketicinin ancak zeytinyağının kokusunu ya da tadını beğenmeyebileceğini söyledi.
Zeytinyağının dolapta donmasının o yağın kalitesi konusunda da bilgi vermeyeceğini belirten Tibet, ''Rengi de bir kalite kriteri değildir, zeytinyağının renginin koyu yeşil ya da açık sarı olması, o ürünün daha kaliteli ya da kalitesiz olduğunun göstergesi değil'' dedi.
Türkiye'deki kişi başı zeytinyağı tüketimi yılda sadece 1,5 kg
Sağlıklı bir insanını tüketeceği yağ miktarının yılda 20-25 litreden aşağı olmaması gerektiğine işaret eden Tibet, ancak Türkiye'deki kişi başına zeytinyağı tüketiminin sadece 1,5 kilogram düzeyinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin zeytinyağının ana vatanı olduğunu dile getiren Tibet, ''Bu çok insanın içini acıtan bir konu, Yunanistan'da yılda 20 litre, İtalya ve İspanya'da 16-17 litre Arap ülkelerinde bile 5-6 litrenin üzerinde tüketilirken, zeytinyağının ana vatanı olan bir ülkede bu kadar az tüketilmesi vahim bir durum'' dedi.
Tibet, Türkiye'de zeytinyağı üretimini artırırken, iç tüketimi de düzenli bir şekilde artırmak gerektiğini, bundan hem üreticinin hem sanayicinin hem de tüketicinin olumlu etkileneceğini sözlerine ekledi.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi ve zeytinyağı uzmanı Ümmühan Tibet, zeytinyağında hile iddialarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, zeytinyağında, baldaki gibi gıda güvenliği boyutunda bir sorun, risk bulunmadığını, sadece kalite sorunu olduğunu söyledi.
Tibet, zeytinyağındaki kalite sorununa dönük çok organize şekilde mücadele ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin, dünyadaki en kaliteli zeytinyağlarının üretildiği ülkelerden biri olduğunu belirten Tibet, ancak tüketimin beklenilen düzeyde olmadığını, bunun için iç piyasadaki tüketimi artırmaya çalıştıklarını ifade etti.
Konsey olarak zeytinyağının kalitesinin artırılması yönünde çalışmalar yaptıklarını anlatan Tibet, zeytinyağında da olası taklit ve tağşişleri önlemek için de çalışmalarda bulunduklarını bildirdi.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi olarak ''kalite kontrol programı'' kurduklarını ve Türkiye'de iç piyasadaki markalı üretimin yaklaşık yüzde 80'ini karşılayan 10 firmayla anlaşma imzaladıklarını anlatan Tibet, bu kapsamda marketlerden ürün aldıklarını ve bunları bağımsız gelişmiş laboratuvarlarda analiz ettirdiklerini söyledi.
Tüketicilerden ya da firmalardan gelen ihbarları da değerlendirdiklerini belirten Tibet, analiz sonucu herhangi bir olumsuzluk tespit ettiklerinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bunu bildirdiklerini kaydetti.
Tibet, şöyle konuştu:
''Bu tür organize çalışan hiçbir gıda sektörü yok ülkemizde. Biz (zeytinyağında markaları ürünleri tercih edin, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin kalite kontrol programında olan firmalarımızın, ürünlerini tercih edin) diyoruz. Bir olumsuzluk rastlanırsa, biz onun takipçisiyiz.''
Tüketiciye ''köylüden alalım'' anlayışından kaçınma uyarısı
Zeytinyağında zaman zaman art niyetli kişiler tarafından hile yapılabileceğine işaret eden Tibet, ancak bunların azınlıkta olduğunu, bahsedildiği kadar yoğun olmadığını söyledi.
Zeytinyağının doğal olması nedeniyle Türkiye'de ''köylüden alalım, yerinden alalım'' gibi bir anlayışın oluştuğunu belirten Tibet, bu nedenle piyasada markasız, kontrolsüz, üretim izni olmayan ürünlerin satıldığını ifade etti.
Bunu önlemeye yönelik tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Tibet, bu kapsamda da öncelikle tüketicilerin bilinçli olması gerektiğini, ''markasız, üretim izni bulunmayan, kimin doldurduğu belli olmayan ürünlerden kaçınması'' gerektiğini bildirdi.
Tibet, tüketicinin zeytinyağının tadını beğenmemesi ya da bir hile olabileceği konusunda şüphelenmesi durumunda derhal şikayette bulunması gerektiğini dile getirdi.
Zeytinyağında yapılabilecek hileler
Baldaki tağşiş konusuyla zeytinyağındaki kalite konusunun karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Tibet, şunları kaydetti:
''Baldaki konu, tamamen sahtekarlık, arının üretemediği, mısır şurubu gibi bir uygulamayla insan sağlığı için uygun olmayan bir ürün tespit ediliyor. Zeytinyağında ise içine başka bir bitkisel yağ karıştırılabilir veya diyelim natürel sızma yağı, bu yağ kalitesinde olmayabilir ya da rafine pirina yağı dediğimiz zeytinyağının küspesinden elde yağ, riveria zeytinyağı olarak satılabilir.
Başka yağlarla karıştırılması ya da kalitesiz olması zeytinyağının faydasını azaltıyor. Yapılan hileler bunlar, ama sonuç olarak gıda güvenliği açısından risk içermez. Yani zeytinyağında, baldaki gibi gıda güvenliği boyutunda bir sorun, risk yok, zeytinyağında kalite sorunu var. Biz de bu sorunla çok organize şekilde mücadele ediyoruz.''
''Zeytinyağının donması kalite göstergesi değil''
Tüketicinin zeytinyağının kaliteli ya da kalitesiz olup olmadığını anlamasının mümkün olmadığını anlatan Tibet, tüketicinin ancak zeytinyağının kokusunu ya da tadını beğenmeyebileceğini söyledi.
Zeytinyağının dolapta donmasının o yağın kalitesi konusunda da bilgi vermeyeceğini belirten Tibet, ''Rengi de bir kalite kriteri değildir, zeytinyağının renginin koyu yeşil ya da açık sarı olması, o ürünün daha kaliteli ya da kalitesiz olduğunun göstergesi değil'' dedi.
Türkiye'deki kişi başı zeytinyağı tüketimi yılda sadece 1,5 kg
Sağlıklı bir insanını tüketeceği yağ miktarının yılda 20-25 litreden aşağı olmaması gerektiğine işaret eden Tibet, ancak Türkiye'deki kişi başına zeytinyağı tüketiminin sadece 1,5 kilogram düzeyinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin zeytinyağının ana vatanı olduğunu dile getiren Tibet, ''Bu çok insanın içini acıtan bir konu, Yunanistan'da yılda 20 litre, İtalya ve İspanya'da 16-17 litre Arap ülkelerinde bile 5-6 litrenin üzerinde tüketilirken, zeytinyağının ana vatanı olan bir ülkede bu kadar az tüketilmesi vahim bir durum'' dedi.
Tibet, Türkiye'de zeytinyağı üretimini artırırken, iç tüketimi de düzenli bir şekilde artırmak gerektiğini, bundan hem üreticinin hem sanayicinin hem de tüketicinin olumlu etkileneceğini sözlerine ekledi.
Ekonomi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.