İklim değişikliği beslenme alışkanlıklarımızı değiştirecek
Bilim insanlarının son yıllarda yaptığı araştırmalar iklim değişikliğinin beslenme üzerine etkisini gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Gıda Birliği Gıda Güvenliği Örgütü bazı böcekleri yenilebilir sınıfında görüş bildirirken, Ekmek Uzmanı Mine Ataman, Türkiye'nin buna ihtiyacı olmayacağını belirterek, "Biz denemeyebiliriz bence, bizim çok değerli protein kaynaklarımız var. Kara mercimeğimiz, börülcemiz, kuru fasulyemiz onlarla ekmeklerimizi yapalım. Kurtları sadece hayvanlarımıza verelim. Hem doğaya sahip çıkalım, soframıza sahip çıkmış olalım" dedi.
Amerika'nın Baltimore kentinde bulunan John Hopkins Yaşanılabilir Gelecek Merkezi'ndeki bilim insanları 140 farklı ülkenin beslenme şekillerini ve bunların iklimi nasıl etkilediği üzerine bir araştırma yapmıştı. Ortaya çarpıcı sonuçlar çıkarken yeni bir görüş Avrupa Gıda Birliği Gıda Güvenliği Örgütü "nden geldi. Avrupa Gıda Birliği Gıda Güvenliği Örgüt, bazı böceklerin yenilebilir sınıfında olduğu görüşünü bildirirken Ekmek Uzmanı Mine Ataman, Türk yemek kültüründe yoğun olarak tüketilen ekmeğin iklim değişikliği etkisiyle farklı un çeşitleriyle hazırlanabileceğine dikkat çekti. Anadolu'da zengin protein içeriğine sahip besinlerin olduğuna dikkat çeken Ataman, iklim değişikliğinin beslenme üzerine etkilerini anlattı.
Ataman, "Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Gıda Birliği Gıda Güvenliği Örgütü bazı böcekleri yenilebilir sınıfında görüş bildirdi bunlardan bir tanesi de un kurtları. Un kurtları, çok yüksek protein özelliklerine sahip ama kültürümüze çok uygun değil ama hiç korkmamak gerekiyor Anadolu'da da Türkiye'de de buna ikame çok değerli protein kaynakları var. Hamsi mesela bunlardan bir tanesidir. Deniz ürünleri protein değerleri bakımından çok yüksek ama bakliyatlar da bu anlamda çok zengin. Hiç bizim un kurduna ihtiyacımız yok diğer diğer ürünlerle keyifli, mis gibi ekmekler yapabiliriz. Un kurdu ülkemizde üretiliyor ama şuanda sadece hayvan beslenmesinde kullanılabiliyor. Un kurtları, aslında Uzak Doğu'nun yemek kültürü içerisinde çok var. Canlı olarak, ızgara yaparak tüketilebiliyor. Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Örgütü de önerilerinde diyor ki; ya canlı olarak, ızgara olarak tüketebilirsiniz öncelikli olarak un mamullerinde ekmekte, makarna da deneyebilirsiniz diyor" dedi.
Un kurtlarının Türkiye'de tüketilmesine gerek olmadığını belirten Ataman, "Biz denemeyebiliriz bence, bizim çok değerli protein kaynaklarımız var. Kara mercimeğimiz, börülcemiz, kuru fasulyemiz onlarla ekmeklerimizi yapalım. Kurtları sadece hayvanlarımıza verelim. Hem doğaya sahip çıkalım, soframıza sahip çıkmış olalım. Dünya un kurtlarıyla yapılmış ekmek yer mi bilmiyoruz ama bizim ona ikame o kadar güzel ürünlerimiz var ki, biz bırakalım un kurtlarını hayvanlar yesin. Biz onun yerine kara mercimeğimiz var, hamsimiz var, yakında onunda nasıl olsa bol bol hasadını göreceğiz biz onlardan ekmek yapalım. Sofralarımızı da, damağımız da lezzetlendirelim. Gıdaların, midemize olduğu kadar gözümüze de hitap etmesi gerekiyor. Aynı zamanda kültürümüze de uygun olması gerekiyor. O yüzden şimdilik un kurtları yenilir yutulur cinsten değil. Biz biz olalım kara mercimekli, hamsili ekmeklerimizi yemeye devam edelim" açıklamasında bulundu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.