İşçinin hakkını unutmayın
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan Konya ekonomisinin önemli bir gelişme gösterdiğini ancak önemli eksikliklerin olduğunu belirtti. Arslan, “Konyalı işverenler, işçiler ve işçi hakları noktasında kendilerini gözden geçirmeli” dedi
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, sendikasızlaşmanın kayıt dışı işçi çalıştırmayı beraberinde getirdiğini belirterek, "Türkiye, OECD ülkeleri içinde kayıt dışı istihdamı en yüksek ülke" dedi. Mevlana Kültür Merkezi'ndeki "İnsan Kaynakları ve İstihdam Fuarı" kapsamında düzenlenen programda konuşan Arslan, “Konya sürekli gelişen ve değişen bir şehir. Ancak sendikalaşma ve çalışanların hakları noktasında çok büyük eksiklikleri var. Konyalı işverenler işçiler ve işçi hakları noktasında kendilerini gözden geçirmeli” dedi.
KONYA'DA ÖZEL SEKTÖRDE SENDİKACILIK YOK
Konya'nın Türkiye ortalamasının üzerinde işyeri sayısı açılan ve daha az işyeri kapanan bir şehri olduğunu belirten Arslan, “Konya her alanda değişim dönüşüm ve gelişim gerçekleştiren bir şehir. İstihdam ve kalkınma konusunda ciddi adımların atıldığı, gelecekle ilgili umut veren bir şehir. Ekonomik büyümesi ile 4 tane üniversitesi ile, modern görüntüsü ile, sanayileşme hamlesiyle marka bir şehir olma yolunda ilerliyor. Geleceğe güvenle bakan güvenli bir şehir Konya. Başbakan “Eğer İstanbul dışında bir şehirde yaşamak zorunda kalsaydım bu şehir Konya olurdu” diyor. Ben 30 yıldır Ankara da yaşıyorum. 30 yıldır Konya'ya ne zaman döneceğimi düşünüyorum. Konya'da başarılı bir şehirleşme, başarılı bir ekonomik büyüme var. Ticarette sanayide önemli adımlar atılıyor. KOP gibi, Mavi Tünel gibi önemli projeleri mevcut. Tüm bunlara bakıldığında başarılı bir grafik ortaya çıkıyor. Tabi bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzüne bakıldığında ise daha yapılacak çok şeyin olduğunu görüyoruz. Örneğin Konya’nın 1,2 milyar dolar ihracatı var. Konya büyüklüğünde başka illerin ise ihracatının daha fazla olduğun görüyoruz. 1,2 milyar dolar ihracat Konya'ya yakışmıyor. Daha büyük düşünmeli. Uluslararası piyasa ile rekabet edebilecek kurumsal bir yapı oluşturulmalıdır. Bu yapının oluşturulabilmesi için uluslararası ekonomik sistemin kriterleri yerine getirilmelidir. Bunun en önemli ayağı ise sendikadır. Kayseri ve Konya nüfus ve sanayi bakımından birbirine yakın şehirler. Ancak Kayseri sendikalaşmasını tamamlamış bir şehir. Konya'da ise sanayi bölgesinde özel sektörde hiç bir kuruluşta sendika yok. Kayseri’de 10 bin Hak-İş üyesi var. Konya'da en son grev 1995'te yapılmış. Onu da belediye işçileri yapmış. Sendika olmadığı için hakkını arayanda yok” diye konuştu.
SENDİKACILIK MAZLUMUN YANINDA OLMAKTIR
Sendikacılık denildiğinde Konya'da iki egemen düşünce olduğunu söyleyen Arslan, “Birinci görüş sendikacılığın bizi kültürümüzde olmadığını düşünen, değerlerimizde bulunmadığını söyleyenler savundukları. Bizim değerlerimiz insan hakkı üzerin kurulu. Peygamber efendimize peygamberlik gelmeden önce Mekke'de erdemliler hareketine katılmıştır. Bu hareket Mekke’yi dışardan gelenlerin can ve mal güvenliğini korumak, mazlumun hakkını savunan bir harekettir. Yıllar sonra sahabeler bu konuyu Peygamber efendimize hatırlattıklarında şimdi yeniden kurulsa yine katılırım demiştir. Haklarını alamayan insanların hak arayışı bizim dinimizde de kültürümüzde de vardır. Yok diyenler Ahiliği nereye koyacaklar. Peygamber efendimiz işçinin alnının teri kurumadan hakkını verin demiştir. Peki vermeyenler olduğunda ne yapacağız? Kim mücadele edecek haksızlıklarla. Sendikaya ikinci sıkıntılı bakış ise 12 Eylül öncesi sendika algısını devam ettirenlerde mevcut. Sanıyorlar ki sendika olan yerde kavga olur. Bizler işletmelerin rakibi değil ortaklarıyız. Kimse ile kavga etme niyetimiz yok. Tek hassasiyetimiz çalışanların hakları. Sen insanlık dışı çalışma şartlarında sigortasız güvencesiz işçi çalıştırırsan işte o zaman sendika senin karşında olur” ifadelerini kullandı.
BU YAPI SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAPI DEĞİL
Yeni bir sendikal anlayış geliştirdiklerini söyleyen Arslan, Biz işletmelerin rakibi değil ortağıyız, işletmelerin geleceğini birlikte inşa edeceğiz. Biz mülkiyete, yönetime karşı değiliz. Biz ezilenin yanında mazlumun yanında olmaya çalışıyoruz. Mazlumun yanında olmak ise bizim kültürümüzün kodlarında var. Sendika konusunda Konyalı işverenler kendilerini hesaba çekmeli gözden geçirmeli. Oturalım konuşalım. Bu yapı sürdürülebilir bir yapı değil. Sendikasız, iş güvencesiz bir sistem devam etmez. Bu şartlar altında üretim yapan bir firma uluslararası arenada rekabet edemez, varlığını sürdüremez. Bir İsveçli dostum ülkesinin gelişmişliğini güçlü sendika, güçlü işveren kültürüne bağlıyordu. Çalışanlarınız olmadan, insanların haklarını gözetmeden başarılı olamazsınız. Geçen gün Başbakan geldiğinde Konya'nın ekonomi ödülleri verildi. Soruyorum sizlere neden çalışanları temsilen kimse yoktu orada. Sorsan kendisine ben bu karı işçilerim sayesinde elde ettim der. Peki nerede işçilerin. Aldığın ödülde onların hiç katkısı yok mu. Sen kendin lüks içinde yaşarken onları asgari ücrete talim etmek reva mı. Adaletsiz ve haksız bir sanayi ve ticaret algısı var. Bu algı sürdürülemez. Sonra da sanayiye işçi bulamıyoruz diye yakınıyorlar. Kabul ediyoruz Türkiye'de bir ara eleman sıkıntısı var. 90'lı yıllarda yapılan yanlışların sonuçlarına katlanıyoruz. Peki işçi bulma sıkıntınızda, uzun çalışma saatlerinin, çağ dışı çalışma şartlarının, kayıt dışı istihdamın hiç mi etkisi yok. Her gün 50 işçinin girip 50 işçinin çıktığı, hiç sürekli çalışanı olmayan fabrikalar var. Bu sürdürülebilir bir yapı değildir, İhsanları modern köleler haline getirmeyin” dedi.
merhabahaber.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.