Karatay, "Ekonomik İstikrar, Siyasi İstikrara Bağlı"
AK Parti İl Başkanı Abdulkadir Karatay, 1’den 250 kişiye kadar istihdam sağlayan esnafa seslenerek, ekonomik istikrarın devamı için esnafımız yeniden AK Partiyi daha güçlü şekilde iktidara taşıyacaktır. AK Partinin iktidar olması halkın ve esnafın refah düzeyinin daha da artmasına neden olacaktır” dedi.
AK Parti İl Başkanı Abdulkadir Karatay açıklamasının devamında, Ülkemizde devam eden 13 yıllık siyasi istikrarla birlikte ekonomik istikrar da sağlanmış, insanları 2002’den sonra çektikleri kredileri zamanında ödemiş, kredilerde yüzde yüz geri ödeme imkanı sağlanmış, faizlerin düşmesi ile birlikte esnafın işi de büyümüş, gelişimi de artmış, ev ve araba kredilerini siyasi istikrarla birlikte oluşan ekonomik istikrar nedeni ile zamanında ödemiş ve ev, araba sahibi olmuştur. Siyasi ve ekonomik istikrarın oluşturduğu öz güvenle Avrupa ve Amerika’da 2008’de yaşanan ekonomik krizden etkilenmeyen Türkiye’miz büyümeye devam etmiştir. 7 Haziran seçimlerinde özellikle esnafımız ekonominin bozulmaması, 13 yıllık gelişimin heba olmaması için ekonomik istikrarın devam etmesi için sandığa giderken siyasi istikrarında devam etmesi yönünde oyunu kullanacaktır. AK Parti’yi yeniden çok güçlü şekilde iktidara taşıyıp, yıllarda elde ettiği kazanımların daha da artmasını isteyecektir” dedi.
Geçmişi Hatırlattı
AK Parti İl Başkanı Abdülkadir Karatay, 2002 Türkiye’si öncesi ile 2002 Türkiye sonrasını iyi değerlendirmemiz gerekiyor. 1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Eczacılık fakültesini kazanıp okula başladığımda, Memur bir ailenin 3 çocuğu olarak üçümüzde aynı dönemde okuyorduk. Ben Üniversitede iken iki kardeşimde dershaneye gidiyordu. O zamanı değerlendirdiğimiz de memur maaşı ile çok zor şartlardı.
Sıra Bekleme Dönemleri Bitti
Karatay açıklamasında, Geçmişe döndüğümüz zaman diyelim ki eve telefon alacağız. 6 ay sıra beklemek zorunda idik. Türk Telekom yoktu. PTT başlığı altında idi. Vatandaşa telefon ancak 6 ay sonra evine geliyordu. Şimdi baktığımız da evden her ailede her kişi de cep telefonu da var, akıllı telefon da var. Bilgisayar telefonun içine girdi.Evimize televizyon yada buzdolabı almak istediğimizde 8-9 ay maaşını bu beyaz eşyaya yatırıyordu. Şimdi baktığımız da bu beyaz eşyalar memur maaşının 4’de birine denk geliyor. Ekonomik olarak milletimiz ve devletimiz önemli derece de zenginleşti. Refah düzeyi yükseldi. O dönemde maddi durumu iyi olan kardeşlerimiz yada iş adamları araca sahipken, bugün hemen hemen her evde bir yada birden fazla araca sahipler.
Gelir Faize Gidiyordu
AK parti döneminde 2002’den sonra korkunç derece de artma oldu. Biz diyoruz AK parti zamanında kişi başına düşen bireysel gelir 10 Bin 500 e çıktı dediğimizde nerde nerde diyorlar. Ama çevrelerine bakmıyorlar. Baktığımızda herkesin altında arabası, evi, elinde cep telefonu, televizyonundan, buzdolabına, bilgisayarından notebook’un her şeye sahipler. Bunlar kolay kazanılmadı. Ciddi mücadelelerle kazanıldı. Çünkü biz 2002 öncesinde şunu vurguluyoruz. Devletin gelirlerinin yüzde 85’i faize gidiyordu. Esnaf, tüccar, sanayici, memur, işçi kardeşlerimizin maaşından da kesinti var. Buradan elde edilen 100 liralık gelirin 85 lirasını faiz olarak ödüyorduk.
Geriye kalan yüzde 15 ile yatırım yapacak. Maaş ödeyecek, hastane yol yapacak, bu şekilde ileriye gitme durumu yoktu. Ama 2002 yılı sonrasında özellikle AK parti döneminde ve rahmetli Erbakan hocamızın havuz sistemi ile esnafında tüccarında müthiş bir rahatlamaya kavuştu. Memur işçi refah düzeyine erişti. İmkanlarını devlet vatandaşına kullandıkça zenginleşme arttı. Zenginleşme ile birlikte ticarette arttı. Ticaret hep söylüyorum. Bir devletin, bir işletmede gelişme olacaksa hep söylüyorum bunun bir ayağını ilim adamları, bir ayağını bürokratlar, bir ayağını tüccarlarımız oluşturyor. Bizim devlet olarak bütçemiz 2002 yılında 2 bin 200 dolat iken milli hasılamız, Amerika, Avrupa’da Rusya da veya diğer gelişmiş ülkelerdeki bir tane şirketin bütçesi ile eş değerdi. Koca Türkiye Cumhuriyeti devleti yurt dışındaki büyük şirketlerin birisi ile eş değerde bütçeye sahipti. Bu bizim ecziyetimiz açısından önemli bu rakamlar. Hem de ticaretin neyi nereye taşıdığı bakımından da çok önemli. Ticaretle birlikte ülkelerin kalkınması artıyor. Ülkeler, ve kurumlar kalkındıkça ilim adamı yetiştirme şansımız artıyor. Bürokrat yetiştirme şansımız artıyor. Dolayısıyla bizim insanımızı kaynak olarak yetiştirme şansımız artıyor.
Türkiye Dünyaya Açıldı
AK Partinin yaptığı en güzel yatırım ve hizmetlerden birisi de Başbakanımız tüccarımızı aldı, Bakanlarımız sanayicilerimizle, tüccarlarla ülke ülke gezdiler. O gün 35- 36 milyar dolar ihracaat yapan Türkiye bugün 160 milyar dolar ihracaata ulaştı. Bu ne demekti. Faizleri yüzde 85’den yüzde 10’lara çekerekten faizlerin kendi ülkemiz de kalması, bizim insanımızın gidip yurt dışında ticaret yaparak oradaki kaynağı da Türkiye’ye çektik.
Bu doğrudan vatandaşa yansıdı. Bu yeterli mi tabi ki yeterli değil. 2008’de başlayan dünyadaki kriz en büyük krizdi. O zaman Amerika ve Avrupa da büyük şirketler battı. Avrupa da devletler iflas eşiğine geldi. Yunanistan, İtalya, Portekiz, İspanya borç batağının içine geldi. Avurpa ülkeleri krizde çok büyük zarar gördüler. 2008 krizini Avrupa ülkeleri 10-15 yıl sancısını çekecek ve gelişme gösteremeyecek. Bu dönem de Türkiye güzel gelişme sağladı. O zaman tüm dünya sarsılırken, Türkiye o zaman başbakanımızın dediği gibi kriz teyet geçti ve Türkiye dimdik ayakta durdu. Vatandaşımızın bur da hükümete ve devlete olan güveni çok önemli idi. Vatandaş yaşanan krizi çok doğru okudu. Ülkesinin ve devletinin ne kadar güçlü olduğunu bizati müşade etti. Bununla birlikte yatırımını ara vermeden devam etti.
Koalisyonla Yönetim Ülkeyi Batırır
Ekonomik istikrar siyasi istikrarla birlikte niye önemli, iş te o kriz yaşanırken devletine güven duymayan vatandaş hiçbir şekilde yatırım yapmazdı. Bırakın yatırım yapmayı mevcut yatırımlarını bile durdururdu. Bu yaşanan süreçte devletin dimdik ayakta durması hükümetin sağlam adımlar atması vatandaşta da özgüveni beraberinde getirdi. Yatırımlara hiç ara vermeden devam etti.
2002 den önce dünya devletleri büyürken bizim ülkemiz krizle uğraşıyordu. Kimdi o zaman hükümet Anasol-M hükümeti. Milletin devletine güvenmesini hep birlikte gördük. Milletin devletine güvenmesi için samimi dürüst olması, samimi projeler ortaya koyması, vatandaşın önüne vizyonel proje sunması gerekiyordu.
2002 sonrasında ne oldu dünya krizle boğuşurken, Türkiye büyümeye devam etti. Bu ne demekti, bizim yönetimimizin farkı net şekilde ortaya koyduk. Biz olumlu şartlar altında bizler krizle boğuşurken, olumsuz şartların olduğu dünya da devletimizin büyümenin derdinde idi. Bunun en büyük neden siyasi istikrardı. Vatandaş hükümetine devletine güvendi. Siyasi istikrar 13 yıldır bu ülke de sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil koca islam çoğrafyası için çok önemliydi. Bu istikrar devam ettiği sürece vatandaşımızın mevcut düzenini koruyup daha da önemli yatırımlar için hedef koyduğunu, proje geliştirdiğini, vizyon koyduğunu net şekilde görüyoruz.
Kobi’ler Gelişti, Ülke Büyüdü
Bu işe küçük ve orta işletme Birlikleri de olduğunu da söyleyen AK Parti İl başkanı Abdülkadir Karatay, KOBİ 1 den 250 kişiye de kadar çalıştırsa da KOBİ’dir. Kobiler bu siyasi istikrardan çok iyi faydalandı. Aksaray Üniversitesinde 1800 öğrenci varken şimdi 20 binlere ulaştı bu sayı önümüzdeki yıllarda 40-50 binleri bulacak. Üniversite öğrencisi şehrimize geldikçe KOBİ işletmeleri de daha da fazla kazanmaya devam edecek. İlimize gelen her bir öğrenci şehrimize ekonomik olarak katkı sağladı. Öğrenci sayısının artması doğrudan esnafa yansıyacak.
7 Nisan’dan bu yana 3 ekiple siyasi çalışma yaptık ve inanın esnafımızın tamamını gezmeyi bitiremedik. Aksaray’da çok sayıda esnaf var. Aksaray’da ticarette büyüdü esnaf sayısı da arttı. Bu büyüme ekonomik olarak olurken, sebebi de siyasi istikrara güvendendir. Siyasi güvenden dolayı esnafımız işlerini hep büyütmenin gayreti içinde olmuştur.
Ekonomik istikrar bu şehrin ve ülkenin olmazsa olmasıdır. Tarımdaki kredimiz 1.5 Milyon krediden 60 Milyon krediye ulaşmış. %70-80’li geri ödemelerinden % 100 geri ödeme dönemine girmiştir. Ticaret kat kat büyüdü. Ülkemizde kamu ve özel bankalar faizi düşürmesi sebebi ile vatandaşın finans kaynaklarına ulaşmasına daha rahat ulaşmasının sağladı.
Vatandaş kredi ile ev aldı araba aldı. 13 yıl önce kredi alma zordu. Korkunç faizler vardı. Ama AK parti döneminde insanları kredisini çekti ve % 100 şekilde geri ödedi. 2002’den sonra faizlerin düşmesi, ekonomik ve siyasi istikrar esnafa ayrı bir güven vermiştir. Biz bu güvenin devam etmesini istiyoruz. Ülkemizde ki siyasi istikrarla birlikte ekonomik istikrar da aynen devam edecektir” dedi. haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.