Konya’da Müslüman kadın ve İslamofobi konuşuldu

Konya’da Müslüman kadın ve İslamofobi konuşuldu
Konya'da, Müslüman kadın ve İslamofobi'nin konuşulduğu "Meclisi Nisa" programı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Aile...

Konya'da, Müslüman kadın ve İslamofobi'nin konuşulduğu "Meclisi Nisa" programı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın katılımıyla düzenlendi.

Konya'nın merkez Meram İlçe Belediyesi'nin ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Partili kadın milletvekilleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile kadınların katılımıyla düzenlenen programın açılış konuşmasını Meram Belediye Başkanı Fatma Toru yaptı.

Fatma Toru, Müslüman kadınların yerleşik kalıpları kırarak, yeni kavramlar, yeni sosyal hedefler inşa etmesi için bir araya geldiklerini söyledi. "Dayatılanı reddetmeli, batının klişelerine teslim olmamalıyız" diyen Başkan Toru sözlerine şöyle devam etti:

"Kadın meselesini bir insanlık meselesi olarak görmeli, değerler çerçevesinde hareket etmeliyiz. Unutulan ilkleri, itibarsızlaştırılan gerçekleri tüm dünyaya anlatmalıyız. Sorunlu bakış açılarını, akılcılıktan uzak kimi geleneksel tutumları, ön yargıları hep birlikte kırmalıyız. Unutmayalım ki kadın ve erkek rakip değil, birbirini tamamlayandır. Bu mücadelede ayrım yapmaksızın birlikte hareket edilmelidir. Daha adil ve yaşanabilir bir dünya için kadın, erkek, genç, ihtiyar her birimiz daha çok sorumluluk almalıyız. Adalet kainatın ruhudur. Bu ruhu kuşanıp tüm yeryüzüne iyiliği getirmek, yeryüzünü fitneden arındırmak için sahaya inmeliyiz. Gerçeğe odaklanmalıyız. Bizi biz kılan değerlere sahip çıkmalıyız. Kendimizi ezberlere mahkum etmeden, bir çağ kapatıp yeni bir çağ açmalıyız. Sadece fikir ve teori üretmekle yetinmemeli, insanlara dokunmalıyız. Irkçılığın, ayrımcılığın, şiddetin, terörün, vicdani ve insani krizlerin had safhada olduğu bir küresel konjonktür içinde olup bitene seyirci kalamayız. Zira bu krizler en fazla kadınları vuruyor. Kadınlar ölüyor, dul kalıyor, çocukları ellerinden alınıyor, aç bırakılıyor, yalnızlaştırılıyor. Kadınlar küresel emperyalist sistemin dayattığı paradigmanın kölesi haline getirilmek isteniyor. Buna güçlü bir itirazımız var. Güç, azim, cesaret, özveri bize bugünler için lazım. Büyük bir birikimimiz, tecrübemiz ve geleceğe dair umutlarımız var. Küresel güç odaklarının tuzaklarını yüreklerimizi birleştirip boşa çıkartmalıyız. Gönül zenginliğimizi bu mücadeleye adamak durumundayız. İşte bunun için buradayız. Bu idealimizi hayata geçirmek için Meclis'i Nisa çatısı altında toplanmış bulunmaktayız."

"İslamofobi bir suçtur"

Toplumlar arasına set çeken İslamofobi'nin ön yargıları tırmandırdığını dile getiren Başkan Toru, bunun apaçık ırkçılık olduğunu söyledi. Başkan Toru, İslamofobi'nin terörü besleyen, körükleyen ve ırkçılığı yaygınlaştıran bir sorun olduğunu vurgulayarak, "İslamofobi bir suçtur. İslamofobi'yi tüm dünya ülkeleri nefret suçu olarak tanımlamalı ve kabul etmelidir. Kişinin dini kimliği nedeniyle hedef haline getirilmesi kabul edilemez. Önlem alınmadığı için bir endüstriye dönüşen İslamofobi, artık bir fitne kaynağıdır. En olumsuz şartlarda bile yaşasak, her türlü stres, buhran ve iç huzuru zedeleyen duygulardan uzak kalmaya çalışmalıyız. Müslüman kadınlar olarak el ele tutuşup, sevgiyle, merhametle, azimle ve kararlılıkla insanın insanca yaşadığı bir dünya kurmak için yola çıkma vaktidir. Yüreğimizi yumruklarımızın içine koyup yürümeliyiz. Yolumuzda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümeliyiz. Yürümeliyiz. Sahtekar Batının kıyımlarına aldırmadan, Müslüman kadının kıyam fitilini ateşlemeliyiz. Hiçbir kadının imtihanına karşı umursamazlık edemeyiz. Irkçılığa ve kötülüğe engel olmalıyız. Müslüman kadınlar olarak iyiliği, erdemi, onuru, adaleti ve kardeşliği taşımalı, yaşamalı, yaymalıyız. İyiliğin ve eşitliğin taşıyıcısı, kötülüğün ve ırkçılığın gidericisi olmalıyız. İnanıyorum ki sevginin ve merhametin egemen olduğu yeni bir geleceğin ışığı Türkiye'den doğacak" şeklinde konuştu.

"Kadının erkekle her alanda beraber olduğunun en güzel örneği 15 Temmuz'dur"

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya konuşmasına, Adana'nın Aladağ ilçesinde kız yurdunda çıkan yangında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelere başsağlığı dileyerek başladı. Kadının her dönemde insanlığın ortak değeri olduğunu, kültür ve inançlarımızın da bu yönün altını çizdiğini ifade eden Bakan Sayan, 15 Temmuz'da şehit düşen kadınları hatırlattı.

Bakan Sayan, "Kadim medeniyetimiz kadının erkekle birlikte toplum hayatının her alanında beraber olduğunu gösteriyor. Bunun en taze örneği 15 Temmuz. O gece yaşananlar dün gibi aklımızda. Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla milletimiz kahramanca direnerek hainlerin hevesini kursağında bıraktı. O gece vatan ve bayrak aşkıyla mücadelenin en ön saflarında yer alan kadınlarımızı rahmetle anıyor ve bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" şeklinde konuştu.

Hükümet olarak toplumsal ön yargıların yıkılması, zihinsel dönüşümün sağlanması ve kadının toplumda hak ettiği yeri alması için sosyal politikalar geliştirdiklerini anlatan Bakan Sayan, "Son 14 yıllık süreçte hak ve özgürlükler için yaptığımız köklü değişikliklerle kadını başarıya taşıyacak fırsatların önünü açtık. Eğitim ve istihdam konusunda ciddi teşvikler getirdik. Eğitim koşullarının iyileştirilmesi, kadının çalışma şartlarının düzenlenmesi, iş yaşamının buna uyum sağlaması ile büyük bir zihniyet dönüşümü sağlandı. Kız çocuklarının eğitim sürecine katılımının desteklenmesi, erken evliliklerin önlenmesi, kadılara yönelik mesleki gelişim programının ve kadın istihdamının teşviki hükümetimizin üzerinde titizlikle durduğu meselelerdir. Haydi Kızlar Okula kampanyası ile 300 bin çocuğumuz okula kavuştu. Yine Anneyiz Okuldayız kampanyası ile anneler çocukları ile eğitim alma imkanı buldu. AK Parti iktidarları kadınlarımızın senelerce makus kaldığı ayrımcılığı kaldırdı. Çalışma hayatında kadının iş ve aile arasında sağlıklı bir denge kurabilmesinin yolu açıldı. Köklü değişiklikler sayesinde ülkemizdeki kadınların tamamı kılık kıyafet konusunda hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan kamuda çalışabilmelerinin yolu açıldı.

"İslam dünyasının kadın hakları açısından çok parlak olduğu söylenemez"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ise konuşmasında, modern dünyada dinin, kadın hakları ihlalinin sebebi, sorumlusu olarak görüldüğünü, hatta İslam'ın en çok kadın hakları gibi konular üzerinden saldırıya uğradığını söyledi. Erdoğan, "Bugün İslam dünyasının kadın hakları açısından çok parlak olduğu söylenemez. Kadınların eğitim durumu ne yazık ki birçok İslam ülkesinde oldukça geri durumdadır. Savaşlar ve zulümler, kadınları, gündelik sorunları üzerinde düşünmekten dahi alıkoymaktadır. Bu noktada, Müslüman idarecilere büyük görevler düşmektedir. İlk emri "oku" olan bir kitabın rehberliğinde, kız çocuklarının eğitimi, bir sorun olmaktan çıkmalıdır. Ancak bu gayretle İslam dünyası kendini yenileyebilir. Yerleşik algılarla mücadele edebilir. Bizler de bu nedenle, eğitim konusunu birinci meselemiz olarak konumlandırdık. Himayemde gerçekleşen çeşitli kampanyalarda kızlarımız için eğitimin temel şart olduğunu sıklıkla vurguladık. Çok şükür ki kız çocuklarının okullaşma oranı son 14 yılda büyük oranda arttı. Müslüman kadının kendi gücünü, kendi iradesini ortaya koyması gerekir. Şahsiyeti, aklı, zekası, sezgi gücü, merhameti, şefkati ve diğer vasıflarıyla varlık göstermesi gerekir. Bizler de kendi ülkemizde bu iradeyi tecelli ettirmeliyiz. Parçası olduğumuz harekette kadınlarımız önemli hizmetler ifa etmiştir. Gerek sivil toplum faaliyetleri ile gerekse siyasi alanda kadın hareketi, toplumsal dönüşümün motoru olmuştur" değerlendirmesinde bulundu.

"Kadınların güçlendirilmesi için seferberlik var"

Emine Erdoğan, İslamofobi'nin Müslümanlara dair algıyı belirleyen temel bir kavram haline geldiğini, kadınların doğuştan sahip oldukları hakları elinden alan uygulamalara karşı yeni bir eylem planı gerektiğini vurguladı. Erdoğan, "Bugün ne yazık ki Mevlana'nın hayat verdiği sevgi medeniyeti, korkuyla özdeşleşmiş durumda. İslamofobi, dünyada Müslümanlara dair algıyı belirleyen temel bir kavram haline geldi. DAEŞ, Boko Haram gibi örgütler, Müslümanların medeniyet iddialarına zarar veren faaliyetler içindedir. Bu algılarla mücadele etmek, doğru Müslüman temsilleri ortaya koymak durumundayız. Ve en önemlisi birlik olmalıyız. Kadını ötekileştiren söylemlere karşı yeni bir söylem, kadınların doğuştan sahip oldukları hakları elinden alan uygulamalara karşı yeni bir eylem planı gerekmektedir. İnanıyorum ki ortak akılla bunu gerçekleştirecek, Mevlana'nın diyarı Konya'da bunun temellerini atacağız. O'nun dediği gibi tek başımıza bir zerreyiz ancak herkesle birleştik mi ummanız ya da madeniz" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Emine Erdoğan ve Bakan Fatma Betül Sayan Kaya'ya günün anısına tablo hediye ederek hatıra fotoğrafı çektirildi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.