Meram’da "Bahadır Yenişehirlioğlu ile Hayatın Edebiyatseli" söyleşisi
Konya'nın merkez Meram İlçe Belediyesi Şehrin Tasarım Atölyesi tarafından Mecalis-i Seb'a Günleri etkinlikleri kapsamında, "Bahadır Yenişehirlioğlu ile Hayatın Edebiyatseli" adlı söyleşi gerçekleştirildi.
Şehrin Tasarım Atölyesi tarafından düzenlenen Mecalis-i Seba Günleri kapsamında düzenlenen "Bahadır Yenişehirlioğlu İle Hayatın Edebiyatseli" adlı söyleşiyi Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, AK Parti Meram İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevil Tosunoğlu, Meram Gençlik Meclisi Başkanı Sergen Gör, meclis üyeleri ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu bir topluluk takip etti.
"Edebiyatçı kimliğimle ön plana çıkmaktan mutluyum"
Moderatörlüğünü Sami Bayrakçı'nın yaptığı programda edebiyatçı kimliği ile ön plana çıkmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Yenişehirlioğlu, "Edebiyatçılar aynı zamanda sanatçılardır. Ama aktörlük suya yazılan bir şey gibidir, bir süre sonra insanlar unutur. Ben 30 yıl avukatlık yaptım ama hukukçuyum demiyorum. Mesleğimin zirvesinde bıraktım avukatlığı, sırf edebiyat için. Türkiye gerçeklerinde bir mesleği uzun yıllar kurgulamak, o kariyeri oluşturduktan sonra "ben artık istemiyorum" diye elinin tersiyle itmek çok radikal bir hareket. Herkesin başarabileceği bir iş değil. Ama edebiyat benim için öyle büyük bir istekti ki avukatlığı görmedi gözüm. Daha çok para kazanmak beni hiç ilgilendirmedi. Yazmak çok heyecan verici bir şey" diye konuştu.
Sorumluluk sahibi yazarların işinin daha zor olduğuna işaret eden Yenişehirlioğlu, "Mevzu yazdığınız metinlerin geleceğe kalıp kalmayacağı, nesiller boyu okunup okunmayacağıdır. Bu nedenle sorumluluk sahibi yazarların üzerinde yazmak ikinci bir yük. Hem edebi metinlere sadık kalacaksınız, yara açmayıp var olan yaraları da sarma derdinde olacaksınız. Bu ikinci bir mükellefiyet yüklüyor: Hem edebiyatın sınırlarını korumak hem de kendi değerlerinizi ona yüklemek. O yüzden edebiyat ciddi bir iş. Yazmış olmak için değil kendinden emin olduğun zaman yazmak şart" ifadelerine kullandı.
"Abdülhamit bir dizi değil; bir ruh iklimi"
Hem ülkemizde hem de dünyanın farklı ülkelerinde beğeniyle izlenen Payitaht Abdülhamit dizisinde "Tahsin Paşa" rolünde oynayan Yenişehirlioğlu, diziyle ilgili şunları söyledi:
"Çok önemli bir iş yapıyoruz. Abdülhamit bir dizi değil, bir ruh iklimi. Tarihin yeniden keşfi gibi. Önemli zamanlara tekrar geri dönmek gibi. Hayalini kurduğunuz bir şeyi görsel sanatlarla izleyebilir, dokunabilir hale gelmek gibi. Bana yüzlerce geri dönüş oluyor: "Hocam, Abdülhamit Han'ın tahttan indirilişini çekmeyeceksiniz, değil mi" diye. Kültür hafızamızda çok acı var aslında. Ama yıllarca Yahudi kökenli bir karikatüristin "Kızıl Sultan" diye karikatürünü çizdiği ve bizim iç dinamiklerimizle de Kızıl Sultanmış gibi algılanan, sanki her gün 3 - 5 kişiyi asıyormuş gibi gösterilen böyle tarihi bir şahsiyeti tekrar gerçek kimliğiyle yeni nesle gösteriyor olmak ve bunun Kafkas ülkelerinden tut da Körfez ülkelerinden, Balkanlardan, Kuzey Irak'tan, dünyanın pek çok yerinden izleniyor olması ve dünya kadar mesaj almamız bütün yorgunlukları unutturuyor."
"Birbirimize saygı duymalıyız"
En sevdiği iki şairin Nazım Hikmet ve Necip Fazıl olduğunu belirten Yenişehirlioğlu, "Bu iki büyük şair yaşadıkları dönemde asla siyasetle uğraşmamışlar. Birinin ak dediğine diğeri kara demiş. Hatta zaman zaman birbirlerinin gırtlağını sıkacak kadar da kavgacı olmuşlar. Ama Necip Fazıl, cezaevine atıldığında ilk ziyarete giden Nazım Hikmet olmuş. "Var mı bir isteğin, bir cigara getireyim" demiş. Nazım Hikmet Cezaevine atıldığı zaman da ilk koşan Necip Fazıl olmuş; "Bilader bir isteğin var mı" diye. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'nin 15 Temmuz'da bütün refleksleriyle, bütün renkleriyle içte ve dışta bütün düşmanlara karşı gösterdiği bir duruşu var ya. O gece kimse sorgulamadı birbirini. Köprüde kimse sormadı yanındakine; AK Partili misin, CHP'li mi; Kürt müsün Türk mü?, inanıyor musun, inanmıyor musun? diye. Yaşam hakkına bir müdahale vardı. Kadim Anadolu coğrafyasını bölmek, parçalamak isteyen bir girişim vardı. Ve herkes refleksle "dur" dedi" şeklinde konuştu.
"Kültürel erozyondan korunmalıyız"
Çok keyifli bir sohbet olduğunu söyleyen Başkan Fatma Toru, "Geleceğe ve insana yatırım yapmak ki siz bunu en güzel şekilde yapıyorsunuz. Allah, yolunuzu açık etsin. Yüreğinize, kalbinize, dilinize sağlık. Belediye olarak sadece Şehrin Tasarım Atölyesi ile değil Gençlik Meclisimiz, Kadın Meclisimiz, Kadın Aile Müdürlüğümüz, Kültür Müdürlüğümüzle farklı alanlarda pek çok programa imza atıyoruz. Dilimizi, tarihimizi, kültürümüzü bir şuur olarak gelecek nesillere aktarmak için büyük çaba sarf ediyoruz. Yerel yönetimler olarak insanımızın kültürel erozyondan korunması için sadece fiziki belediyecilik değil sosyal ve kültürel belediyeciliğe de önem veriyoruz" dedi.
Bahadır Yenişehirlioğlu, program sonrasında kitaplarını imzaladı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.