'Ne yaptın o kadar çok parayı?'
"25 yıl boyunca Inter'de, Parma'da, Blackburn'da, Galatasaray'da, Bursaspor'da, Sakaryaspor'da top oynadım. Benim dört buçuk milyon dolarım yok, Halk Bankası müdürünün var" diyor.
Vah vah!
Dert etmiş.
Sanırsınız ki ne malı var ne mülkü.
Sonra bir de, "Herkes bilir, ben inançlı biriyim" diyor.
Eyvallah!
Lakin hangi inanç, henüz hakkında kesinleşmiş karar bulunmayan bir kişiye iftira atmaya cevaz verir?
Caiz midir bu yaptığın beyim?
Bu apaçık bir iftira değil de nedir?
Kaldı ki, o dört buçuk milyon doların ne parası olduğu belgeleriyle mahkemeye sunuldu.
Tamam, bu belgelere inanma!
Lakin sabırla bir bekle bakalım, mahkeme ne karar verecek?
İnançlı birine de yakışan bu değil midir?
Sen geçmişte de benzer bir iddiayı 14 yıllık arkadaşın için dillendirmiştin.
Hakan'ım Şükür'üm; 2007 yılında Antalya'da arsa ve konut işine girmiştin!
İşlerini takip etmesi için vekalet verdiğin 14 yıllık arkadaşını seni dolandırmakla suçlamıştın.
O da seni iftiracılıkla.
Mahkemede o arkadaşından bir buçuk milyon euro talep ediyordun.
Dahası var; o arkadaşın hakime "ona üç yüz bin euro borç verdim" iddiasında bulunmuştu.
Sen ne demiştin bir hatırla:
"20 yıllık profesyonel futbol hayatımda çok büyük paralar kazandım. Gerek şimdi, gerek 10 yıl önce bile bankalarda paralarım vardı. Bugüne kadar kimseden ne borç, ne de ödünç para aldım"
Bi de hele, o çok büyük paralar, dört buçuk milyon dolardan küçük mü?
Hakan'ım Şükür'üm ne oldu o çok büyük paralara?
2007'den bugüne yorumculuktan bile çuvalla para kazandın.
Gözümüz yok, Allah daha çok versin de ne yaptın o kadar parayı?
Amaaan neyse!
Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış.
Ve son bir not.
Hakan Şükür o davayı kaybetti.
Davayı, Şükür'ü "kendisine iftira atmakla" suçlayan 14 yıllık arkadaşı kazandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.