Onun kadar kıymetim yok
Engin Alan, "Ancak ne var ki durum karşısında acı gerçek tokat gibi suratıma çarptı. Ülkeyi, devleti, böldürmem’ diyen bunun için savaşan Engin Alan’ın, ’Biz bu ülkeyi, bu milleti böleceğiz’ diyen Sebahat Tuncel kadar bir kıymeti harbiyesi olmadığı gerçeği ile yüzleştim" diye konuştu.
Balyoz Davası’nda mütalaaya karşı savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Korgeneral MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, "Duruşmanın başlangıcında yaptığım birkaç cümlelik ön savunmamın dışında bugüne kadar hiç konuşmadım" diyerek sözlerine başladı. Cumhuriyet Savcılarının 925 sayfalık mütalaayı mahkemeye sunduğunu hatırlatan Engin Alan," Mütalaada, 3 sayfada benimle ilgili delil ve değerlendirmelere yer verilmiş. Ancak geldiğimiz bu noktada bunları uzatmanın bir manası yok olmadığı kanaatindeyim. Mütalaaya karşı beyanlarımı yazılı olarak mahkemeye sunacağım" diye konuştu.
Alan "Zaman tünelinde geçmişten bugüne kadar yaptığım hızlı bir yolculukta kendimle ilgili gördüğüm manzara şudur; tam 40 yılım TSK’da devlete, ülkeye ve millete hizmetle geçti. Uzun yıllar devleti, ülkeyi ve milleti paramparça etmeyi amaçlayan bölücü terör örgütü ile mücadele ile geçti. Bu mücadelede hayatlarını bu vatan için feda eden bir değil, birçok Mehmet’i al bayrağa sarıp kutsal vatan topraklarına Yüce Tanrı’nın şefkat ve merhametine teslim ettim. Gözümü, kolunu, bacağını kaybeden Gazilerim oldu. Onlardan bazıları buraya bu mahkeme salonuna kadar geldi. Kucaklaştık. Hep gözlerime baktılar. "Komutanım ne oluyor’ dercesine. Sadece ’Allah devlete, millete zeval vermesin’ diyebildim. Çünkü söylenebilecek başkaca bir şey yoktu" dedi.
"BİR SABAH UYANDIĞIMDA ’DARBECİ OLDUN’ DEDİLER"
"Göğsüme madalya taktılar" diyen Engin Alan, "Televizyonlarda, gazete sayfalarında yere göğe sığdırılamaz oldum. Sonra aradan yıllar geçti. Bir sabah uyandığımda ’darbeci oldun’ dediler. Bu sefer güzergahım PKK ile mücadele ettiğim dağlar değil, mahkeme, emniyet ve savcılık üçgeni oldu, tutuklandım. Ne hazindir ki hakkımızdaki övgülerin, methiyelerin yerini itibarsızlaştırma ve alçakça saldırılar aldı. Yağmur yağmış salyangozlar ortaya çıkmıştı. En son 11 Şubat 2011’de de ’Siz içeri’ dediniz. Böylece 14 ayı milletin iradesiyle seçilmiş bir milletvekili sıfatıyla olmak üzere hapishanede 22 ay neredeyse 2 yılı geçti ve bugüne geldik" diye konuştu.
"AYNI ANAYASA AYNI CMK"
Alan, şöyle konuştu:
"Sayın başkan manzara bu. Hani siz hep ’Maddi gerçek diyorsunuz’ ya benimle ilgili maddi gerçek bu. Tüm samimiyetimle şerefimle temin ediyorum. Beni burada en çok yaralayan ve canımı yakan konuyu ifade etmeden geçemeceğim. Şimdi size bir resim göstereceğim. (Heyete gazete kupürünü gösterdi) Milletvekili Sebahat Tuncel, PKK’nın Eruh Şemdinli baskınının yıl dönümünde halay çekiyor. Sözcü Gazetesi’nin 17 Ağustos 2012 tarihli haberinde. Bu 29 Ekim, 30 Ağustos kutlamaları değil. 15 Ağustos 1984’te silahlı eylemi başlatmanın ve devlete başkaldırılışının yıldönümü. Milletvekili Sebahat Tuncel hem halay çekiyor, hem de şöyle diyor: "Tek yol vardır o da Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür" diyor. Şimdi bir Engin Alan’ın bir de bu muhterem bayanın durumuna bakalım. Bu çok Sayın Hanımefendi, PKK terör örgütü üyeliği suçundan tutuklu iken 2007’de milletvekili seçildi ve de şayet yanılıyorsam lütfen düzeltin bu mahkemenin farklı üyelerden oluşan heyeti tarafından serbest bırakıldı. Ben de 2011 seçim sonucu milletin verdiği oylarla milletvekili seçildim. Siz ise Anayasa’nın 14. maddesini gerekçe göstererek benim tutukluluğuma devam ettirdiniz. Oysa Anayasa, aynı CMK, aynı TCK 2007’de de yürürlükteydi"
"NE YAPACAKSINIZ SAYIN BAŞKAN?"
"Ancak ne var ki durum karşısında acı gerçek tokat gibi suratıma çarptı" diyen Engin Alan şöyle devam etti:
"’Ülkeyi, devleti, böldürmem’ diyen bunun için savaşan Engin Alan’ın, ’Biz bu ülkeyi, bu milleti böleceğiz’ diyen Sebahat Tuncel kadar bir kıymeti harbiyesi olmadığı gerçeği ile yüzleştim. Sokaklarda Öcalan’a özgürlük, Kürtlere, Kürdistan’a özgürlük, diye bas bas bağıran, devletimin görevini yapmaya çalışmaktan başka bir günahı olmayan şerefli bir polis amirine pervasızca tokatlayan, bayramdan hemen önce yanındaki 8 BDP’li milletvekili ile birlikte Şemdinli kırsalında üstelik milleti geri zekalı yerine koyup sanki tesadüfmüş gibi PKK’lı teröristlerle buluşup, onlarla kucaklaşıp, öpüşüp, koklaşan çok sayın miletvekili Sebahat Tuncel’in yanında, yıllardır bunlar olmasın diye mücadele eden sonunda da akıllara zarar bir darbe teşebbüsü iddiası ile 22 aydır tutuklu yargılanan Milletvekili Engin Alan’ın esamesi okunmaz. İşte bugünün gerçeği, tam da budur."
Engin Alan savunmasını şöyle tamamladı:
"Sizlere gelince ya siz ne yapacaksınız Sayın Başkan? Bu ülkeyi en az benim kadar sevdiğinize inandığım sayın hakimler. Ülkede oluk oluk kan akarken, şehirlerde bombalar patlatılırken, masum insanlar günahsız çocuklar hayatlarını kaybederken her gün 2-3 vatan evladı şehit düşerken buna karşın milletvekili sıfatıyla birileri teröristlerle kucaklaşıp, ’ Onlar terörist değil, gerilla onlar bizim çocuklarımız’ derken siz ne yapacaksınız Sayın Yargıçlar? Az kaldı ne yapacağınızı da hep beraber göreceğiz"
Duruşma sanıkların savunmasının alınmasıyla devam ediyor. vatan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.