Raporun özeti zehirden ölmedi
Adli Tıp'ın 380 sayfalık Özal raporu 'Zehirden ölmedi' sonucunu ortaya koydu. Özal'da bulunan zehirlerin döneminde yaşayan kişilerle kıyaslandığında normal seviyede olduğunu belirten rapora göre radyoaktif zehirlenme şüphesi için Atom Enerjisi Kurumu inceleme yaptı. TÜBİTAK da kadmiyumu araştırdı. Her iki kurum da 'Zehirlenme yok' dedi
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölüm sebebi üzerindeki şüpheleri gidermek üzere feth-i kabir işleminin ardından doku ve mezar yeri örnekleri alarak inceleme yapan Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı 380 sayfalık otopsi raporu 'zehirden ölmedi' sonucunu ortaya koydu. 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 05.12.2012 tarihli, B-03-1 sayılı ve 4416-C numaralı karar, geçtiğimiz hafta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmuştu. 11 uzman üyenin imzasını taşıyan rapor, özellikle 12 sayfalık sonuç bölümünde zehirlenme iddialarını karşılaştırmalı verilerle açığa kavuşturdu. Kararda, 17 Nisan 1993 tarihinde vefat eden Özal'ın ölümüyle ilgili şu ifadeler yer aldı: 'Ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış, iç organlarda ve vücut sıvılarında, gerekli makroskobik, mikroskobik, mikrobiyolojik, serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan, mevcut bilgi ve bulgularla Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kesin ölüm sebebinin tespit edilemediği oy birliği ile mütalaa olunur.'
DDT HERKESLE AYNI SEVİYEDE
Özal'ın vücudundan alınan doku örneklerinde tespit edilen ve halk arasında DDT olarak bilinen tarım zehri DDE'nin fiziksel ve kimyasal etkilere karşı dirençli, çevrede uzun süre bozulmadan kalabilen, çevrede ve çevre canlılarında birikme özelliği gösteren bir madde olması nedeniyle ülkemizde kullanımının 1985 yılından itibaren yasaklandığı belirtildi. Özal'ın vücudundaki tarım zehrinin Kimya Dairesi Toksoloji Şubesi'nde yapılan analizler sonucunda tespit edildiği kaydedildi. Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi tarafından Özal'ın doku örnekleri, mezar içi su, çamur ve kefen parçası örnekleri ile mezar çevresinden alınan toprak örneklerinin, 'GC/MS ve GC/MS/MS tekniği ile yapılan pestisit genel tarama sonuçlarında, DDT olarak bilinen bir insektisitin metaboliti olan P, P'-DDE ve yine bir pestisit olan HCB maddelerine rastlandığının belirtildiği' ifade edildi. Doku örneklerinde tespit edilen tarım zehri üzerinde ayrıca, yaş doku yöntemi ile çalışıldığı ve sonuçların GC/MS/MS cihazında analiz edildiği belirtildi. Özal'ın karaciğeri başta olmak üzere vücudundan alınan doku örneklerinde çıkan tarım zehri DDT oranları ise şöyle:
Karaciğer bölgesinden alınan doku örneği: 2,62 ppm
Barsak benzeri dokular: 3,06 ppm
Beyin dokusu örneği: 0,28 ppm
Mezar içi taban kısmındaki çamur numunesinde: 0,05 ppm
TARIM ZEHİRİNDEN ÖLMEDİ
İhtisas kurulu üyeleri tarafından hazırlanan değerlendirilmede, Özal'ın vücudundaki DDT oranlarının aynı yıllarda, diğer ülkelerdeki oranlarla kıyaslandıktan sonra yapılan değerlendirmede; 'Otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda ve 1976-1996 yıllarında saptanan karaciğer doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile ve literatürde yer alan Postmortem doku düzeyleri ile uygunluk gösterdiği, otopsi sırasında alınan doku örneklerinde saptanan DDE düzeyleri ile literatürdeki veriler kıyaslandığında otopsi örneklerinde saptanan DDE düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda 1976-1996 yıllarında saptanan adipoz doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile uyum gösterdiği ve DDE zehirlenmesinde tanımlanan klinik bulguların Turgut Özal'da tespit edilmediği de dikkate alındığında Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın DDE maruziyetiyle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı ' denildi.
KADMİYUM YÜKSEK ÇIKTI
Ağır metallerin analizlerine ilişkin değerlendirmelerde raporda geniş yer aldı. Kadmiyum dışındaki diğer ağır metallerin oranlarının toprak ve suda tespit edilen oranların altında olduğu belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi: 'Ağır metallerin analizlerinde doku örnekleri, mezar içi su ve çamur örnekleri ile mezar üstünden ve çevresinden alınan örneklerin de ICP-MS tekniği ile yapılan metal analizi sonucunda Kadmiyum(Cd) dışında araştırılan diğer metallerin dokulardaki miktarının, su ve toprakta saptanan değerlerin altında olduğu görülmüştür.' Özal'ın vücudundan alınan doku örneklerinde çıkan Kadmiyum'un, mezar çevresinden alınan örneklerden yüksek çıktığına dikkat çekilerek, 'Dokulardaki Cd miktarının ise mezar etrafındaki toprak örneklerindeki Cd miktarı ile uyumlu olmadığı' denildi.
Kalp kriziyle öldü denemez
Adli Tıp raporunda Özal'ın kalp krizinden öldüğünün söylenemeyeceği de ifade edildi. Özal'ın vefat ettiği sırada hastanede otopsi yapılmamasına dikkat çekilerek, 19 yıl sonra alınan numunelerle, kalp krizinden öldüğünün söylenmesinin doğru olmayacağı kaydedildi. Raporda konuyla ilgili şöyle denildi: '7-9 Şubat 1987 tarihinde koroner arter rahatsızlığı nedeniyle by-pass ameliyatı, 5 Aralık 1987 tarihinde Vitrektomi ameliyatı, 2 Mayıs 1992 tarihinde prostat ameliyatı olduğu anlaşılan Türkiye Cumhuriyeti'nin 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili olarak hazırlanmış, soruşturma evrakı kapsamında bulunan tıbbi belgeler, ifadeleri ile tüm bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde, 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 05/02/1993 tarihinde The Methodist Hastanesi'nde yapılan muayene ve tetkiklerin değerlendirilmesinde kardiyolojik risk profilinin düşük olduğu,ancak ani kardiyak ölümünün hiçbir zaman dışlanamayacağı, tıbbi antesedanı ve ölüm olayının meydana gelişi ile ilgili anlatımlar öncelikle ani kardiyak bir ölümü düşündürmekte ise de; ölüm sonrası otopsi işlemi uygulanmamış, iç organlarda ve vücut sıvılarında,gerekli makroskobik,mikroskobik,mikrobiyolojik,serolojik, toksikolojik incelemeler yapılmamış olduğundan, mevcut bilgi ve bulgularla 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kesin ölüm sebebinin tespit edilemediği oy birliği ile mütalaa olunur.' Özal'ın ölümü nedeniyle Hacettepe Hastanesi'nde yapılan tetkiklerin de incelendiği raporda, 'Zehirlenme lehine değerlendirilebilecek patogonomik (zehirlenmeye spesifik) klinik ve laboratuar bulgusu tespit edilemediği' sonucuna varıldı.
TÜBİTAK: Sebep kadmiyum değil
Raporda TÜBİTAK tarafından yapılan incelemelerdeki bulgulara da yer verilerek 'TÜBİTAK'ta yapılan ICP-MS analizlerinde Cd değerinin 0,046 ppm olarak bulunduğu' ifadeleri kullanıldı. Özal'ın iç organlarında tespit edilen kadmiyum oranlarının literatürdeki verilenlerle kıyaslandığı belirtildi. Kurul üyelerinin kadmiyum oranı üzerinde yaptıkları değerlendirmede ise, Özal'ın böyle bir zehirlenmeden ölmediği sonucuna varıldı. Raporda şöyle denildi: 'Doku örneklerinin ICP-MS tekniği ile saptanan kadmiyum değerlerinin normal popülasyon değerleri ile uyumlu olduğu, toprak kadmiyum değerlerinin de literatür değerleri ile uyumlu olduğu dikkate alındığında, otopsi örneklerinde saptanan ağır metal (kadmiyum dahil) düzeylerinin Türkiye'de normal popülasyonda saptanan doku düzeyleri ve çeşitli ülkelerdeki normal popülasyon sonuçları ile ve literatürde yer alan postmortem doku düzeyleri ile uyum gösterdiği, ağır metal zehirlenmesinde tanımlanan klinik bulguların 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'da tespit edilemediği de dikkate alındığında, Turgut Özal'ın ağır metal (kadmiyum dahil) maruziyetiyle öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı.' Tarım zehrinde olduğu gibi kadmiyum oranının en yüksek oranda karaciğerde bulunduğuna dikkat çekildi. Özal'ın dokularında tespit edilen kadmiyum oranı ise şöyle: Karaciğerde: 0,612 ppm,
Kemik iliği tozunda: 0,441 ppm,
Beyinde: 0,275 ppm,
Sabunlaşmış dokuda: 0,056 ppm,
Lomper Vertebra'da: 0,1999 pmm
Nükleer merkezde inceleme
Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğü yönündeki iddiaları araştırmak üzere Ankara Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 2 Ekim'de feth-i kabir yapılarak vücudundan doku örnekleri alınmıştı. Özal'ın vücudundan alınan numunelerin radyolojik zehirlenme ihtimali göz önüne alınarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Çekmece Nükleer Araştırma laboratuarlarında incelendiği ortaya çıktı. Özal'ın vücudunda tespit edilen tarım zehiri DDT ve Kadmiyum'la ilgili veriler ise Adli Tıp Laboratuarlarında incelendi.
OLAĞANDIŞI SONUCA RASTLANMADI
İhtisas Kurulu'nun raporunda, radyolojik zehirlenme iddialarını araştırmak üzere yapılan testlere ilişkin şu bilgilere yer verildi: 'Feth-i Kabir sonrası Adli Tıp Kurumu morgunda yapılan yüzey gama ölçümlerinin (bockground) normal düzeyde olduğu, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde örnekler üzerinde yapılan gama spektrometrik analiz sonuçlarına göre, görülen ve aktiviteleri raporda verilen tüm radyoizotopların doğal radyoizotop olduğu, doğal seviyesinin üzerinde herhangi bir radyoizotopa rastlanmadığı' belirtildi. Raporda ayrıca yapılan diğer radyolojik testlere de yer verilerek, 'Ek olarak analizi istenen yapay Am-241 aktivitesine de örneklerde rastlanmadığı, P0-210 analiz sonuçları da herhangi bir olağandışı sonuca rastlanmadığı, yapay Am-241 aktivitesine rastlanmadığı, doğal U-238/Th-232/U-235 zincirleri ile kız ürünü izotoplar ile K-40 analizlerinde herhangi bir olağandışı sonuca rastlanmadığı' kaydedildi.
Radyoaktif zehirlenme yok
Raporda merhum Özal'ın mezarından alınan toprak numuneleri üzerinde yapılan incelemelere ilişkin şu tespitlere yer verildi: 'Po-210 toprak ve sularının analizi sonucunda elde edilen sonuçlar, beklenen sonuçlar olduğu, Kemik numunesi için Po-210 analizi sonucunda elde edilen 1.6 Bq/kg'lık doğal Po-210'a ait sonucun insan kemiğinde doğal Po-210 analizi ile ilgili literatür ile karşılaştırıldığında ortalama bir sonuç olduğu' Raporda radyolojik zehirlenme konusunda ise , 'Türkiye Cumhuriyeti'nin 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın radyoaktif madde maruziyetiyle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı' ifadeleri kullanıldı.
11 uzman inceledi
1.İhtisas Kurulu Başkanvekili Uzman Dr. Yüksel Aydın Yazıcı imzasıyla savcılığa sunulan raporda şu isimlerin imzası yer alıyor.
Yeni Şafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.