Tapuda noter tepkisi!

Harita Mühendisleri İş adamları Derneği tarafından, Dedeman Otel'de 'Büyük Türkiye Yolunda Sürdürülebilir Taşınmaz Yönetim Zirvesi' yaptı. Programa Vali Muammer Erol, Harita Mühendisleri İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Bulut, akademisyenler ve çok sayıda harita mühendisi katıldı. Açılış konuşmasını yapan Hasan Bulut, dernek faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Kamu ve özel sektör işbirliğine dikkat çeken Bulut, "Taşınmazlar ile ilgili düşüncelerimizi çeşitli kamu kurumlarına, bakanlıklara, meclise ve basın aracılığıyla kamuoyuna tanıttık. Yeni kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuyuz. Amaçlarımız ve birtakım hedeflerimiz bulunmakta. Derneği kurarken, harita ve kadastro sektörüne katkıda bulunacağını düşündük. Bu yönde çalışmalar başlatacağız. İnsan dünyaya gelirken 3 tür özgürlükle doğar. Bunlar yaşam özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve mülkiyet özgürlüğüdür. Biz işin mülkiyet özgürlü kısmındayız. Mülkiyet özgürlüğünün öncüleriyiz. Sektörümüz kamu- özel işbirliği ile büyük gelişme sağlayacaktır. Büyük Türkiye yolunda sürdürülebilir kalkınma alanında destek vermeye hazırız. Kendimize bir çalışma stratejisi hazırladık. Bu strateji doğrultusunda, faaliyetlerimize de başladık. Bir çok kamu kurumunu, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ederek derneğimiz hakkında bilgi verdik. Zirvenin ilkini Konya'da yapıyoruz. Bundan sonra da bu tür zirvelerimiz başka şehirlerde de devam edecektir" diye konuştu.

HARİTACILIK BÜYÜK BİR SORUMLULUK

Prof. Dr. Ferruh Yıldız ise, harita mühendisliğinin görüldüğünden çok daha büyük bir görev olduğunu ifade ederek, "1975 yılında Konya Endüstri Meslek Lisesi'nde bu mesleğe ilk adımımı attığımda haritacılığı ilk ve ortaokul atlaslarının çizilmesi olarak anlıyordum. Lise eğitimi sonrasında üniversite eğimleri sonrasında aslında yaptığımız için çok daha büyük işler olduğunu anladık. Biz haritacılığı bir palto olarak görüyorduk. Oysa bu paltonun altında bir ceketin, bir süveterin ve bir gömleğin olduğunu başlangıçta göremedik. Zamanında bu mesleğe tek bir görev yüklenmişti. O da bu ülkenin kadastrol çalışmalarıydı. Türkler tarih boyunca devletler kurarak kendilerini yönetmişlerdir. Devlet olmanın sorumluluğu güvenirliği ve bilgilerin gizliliği de bu temel düşünceden gelmektedir. Tapu ve nüfus kayıtları daima devletin sorumluluğunda ve güvenirliği altındadır" şeklinde konuştu.

LOBİ GÜÇLERİNİ DEVREYE SOKUYORLAR

Basında çıkan tapu işlemlerinin noterlere verilmesi konusunda haberlerin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Yıldız, şöyle konuştu: "Son günlerde kamuoyunda bazı meslek grubu mensuplarının kendilerine yeni iş alanı yaratma gayretleri içinde olduğunu hayretle izliyoruz. Bürokraside lobi güçlerini devreye sokarak kamuoyu yaratma gayreti içerisindedirler. Tapu işlerinin noterlere devredilmesi yönündeki kamuoyu oluşturma çabalarını ciddiye almıyoruz ve devletin yetkili kurumlarının böyle bir değişikliğe de gideceğini tahmin etmiyoruz. Bu yetkinin Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nden alınarak noterlere teslim edilmesi yönünde basında çıkan haberlerin gerçeği yansıttığını düşünmüyoruz. Türk toplumu taşınmaz bir araç değil bir amaçtır. Çünkü herkes birikimlerini genel olarak satın alma yoluyla değerlendirmek ister. Satın aldığı taşınmaz için, 'Kaya gibi tapum var' cümlesi bizim termilojimize girmiştir. Halen eski Osmanlı coğrafyasındaki ülkelerin taşınmaz uyuşmazlıklarında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün Osmanlı arşivlerinden yararlanılarak çözüldüğünü biliyoruz." Yapılan konuşmaların ardından plaket teslim töreni yapıldı. Programın düzenlenmesinde emeği geçenlere plaketleri sunuldu.

BERKHAN PARLAK