Tarihçi Anuş Gökçe: "Kadın, Türk Toplumunda Önemli Bir Yere Sahiptir"
Tarihçi Anuş Gökçe, Türk toplumunda kadının sosyal hayatın her sahasında varlık gösterdiğini belirterek "Her daim erkeğinin yanı başında, ekmeğini yapan, çamaşırını yıkayan, öfkesini dindiren ve sakinleştiren, edepli, görgülü bir şahsiyettir" dedi.
Türk Ocakları Konya Şubesi tarafından ikincisi yapılan Dede Korkut’u Anma, Âşıklar ve Bilgi Şöleni, Konya Türk Ocağı Konferans salonunda yapıldı. Programı Sadık Gökce ve Türk Ocağının Gençlik Kolları Başkanı Arif Yıldırım sundu. Programa, Tarihçi Anuş Gökce “Dede Korkut Hikâyelerinde Kadın Olgusu” konusuyla, Yrd. Doç. Dr. Aziz Ayva da “Dede Korkut’un Efsanevi Kişiliği” adlı sunumuyla katıldı.
Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Türk Ocakları Konya Şubesi Başkanı Dr. Vedat Erden açılış konuşmasını yaptı. Dr. Vedat Erden açılış konuşmasında Dede Korkut hikâyelerinin Türk kültürünün mihenk taşlarından biri olduğunu söyledi. Erden, konuşmasına şöyle devam etti: “Dede Korkut milletimizin köşe taşlarından biridir. Sadık Gökce, Aziz Ayva ve Anuş Gökce hanımefendinin teklifleriyle geçen yıl birincisini, bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Dede Korkut’u Anma ve Âşıklar ve Bilgi Şöleni her yıl devam edecek" dedi.
Daha sonra âşık Cengiz Keleşoğlu bir selamlama yaptı, ardından Köroğlu hoylamasını söyledi. Keleşoğlu, birkaç türkü okuduktan sonra Bünyamin Ayberg Olcay, Şeyma Yüzler, Sümeyye Saçıkara, Bahadır Kürşat, Mehmet Akif Erkan, Gamze Atalay, Mert Yıldız yerlerinden kalkarak her birisi Esat Kabaklı’nın seslendiği sözleri Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’na ait“Şol gökleri kaldıranın /Donatarak dolduranın” adlı şiirinden birer dörtlük okudu.
Zeynep Karagöz’ün “Dede Korkut” şiirini okumasının ardından Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyan Ercan Argabay adlı Kazak öğrenci dombrasıyla birkaç parça söyledi. Salondaki tüm dinleyiciler istisnasız kendinden geçti ve dombranın tınısına ve ezgilerine ritim tuttu. Herkesin sözlerini ezbere bildiği meşhur “dombram” türküsünü söyledikten sonra Kazakistan’da en çok sevilen ve sık sık çalınan enstrümantal “Köroğlu”nu icra etti.
Müziğin ardından Yrd. Doç. Dr. Aziz Ayva konusunu sunmak üzere kürsüye geçti. Aziz Ayva, Dede Korkut’un efsanevi kişiliğinden bahsetti.
Dede Korkut hikâyelerinin bütün Türk topluluklarında severek okunduğunu, Kazakistan’da ise daha fazla okunduğunu belirten Ayva konuşmasına şöyle devam etti:
“Dede Korkut, bazen duası kabul olunan kutlu bir koca, bazen ara bulucu, bazen çocuklara ad veren, bazen bir ozan, bazen de herkesin akıl danıştığı bilge bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Her hikâyenin sonunda ortaya çıkmakta, soy soylamakta, Han’a ve Türk milletine dua etmektedir. Dirse Han hikâyesinde çocuğun azgın bir boğayı yenmesinden dolayı “adı Boğaç” olsun diyor ve hayır dua da bulunuyor. Oğuz boylarının birbirleriyle olan savaşlarında ara buluculuk görevini üsleniyor. Efsanevi bir kişiliği var. Ne zaman doğduğu hakkında kaynaklarda net bir bilgi yoktur."
KADIN TÜRK TOPLUMUNDA ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP
Tarihçi Anuş Gökçe de, Dede Korkut Hikâyelerinde Kadın Olgusu adlı sunumunu yaptı. Anuş Gökce, kadının Türk toplumundaki yerine değindi. Kadının Türk toplumunda hep birleştirici olduğunu, ailesinin huzur kaynağı olduğunu dile getiren Anuş Gökce, konuşmasına şöyle devam etti: “Dede Korkut hikâyelerinde kadının apayrı bir yeri vardır. Bu hikâyelerde kadın, şefkatli bir anne, coşkulu bir şair, canını verecek kadar vefalı bir eş, rakipsiz bir savaşçıdır."
Türk toplumunda kadının sosyal hayatın her sahasında varlık gösterdiğini anlatan Anuş Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hemen hemen her daim erkeğinin yanı başında ekmeğini yapan, çamaşırını yıkayan, öfkesini dindiren ve sakinleştiren, edepli, görgülü bir şahsiyettir. Hiçbir zaman büyüklük göstermez, akıllı, bilge ve yol göstericidir. Kadın ailede şefkat ve merhamet menbaı, huzur iklimin bir limanıdır. Koca bir iş yapacağı zaman eşine danışır. Çünkü eşinin fikri onun için çok değerlidir. Çünkü eşinin fikri ona ışık, yol gösterici olmuştur. Dirse Han, öfkeli bir şekilde hanımın yanına geldiği zaman eşi onu sakinleştirmiştir. Öfkesinin sebebini öğrenmiş, ona “ulu toy ile hacet dile” diye nasihatte bulunmuştur. Ben de bir ’Han kızıyım’ diye beyine karşı gelmemiş, büyüklenmemiştir."
Gökçe, "Deli Dumrul hikâyesinde ise yine kadın, çocuklarına merhametli, şefkatli bir anne, eşine kendi canını verecek kadar candan bağlı bir eş olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadesini kullandı.
Dede Korkut hikâyelerinden örnekler vererek kadının Türk toplumundaki yeri ve önemini anlatan Anuş Gökce’nin Dede korkut kitabından seçtiği şiirlerini yöresel kıyafetler için de Zeynep Ülkü Avcu ve Mehmet Mert Yıldız okudu.
Programın sonuna doğru Yağız Ozan ve Âşık Bizari sahneye çıkarak atıştı. Program, âşıkların söylediği kahramanlık türküleriyle son buldu. Gecenin anısına konuşmacılar Anuş Gökce ile Aziz Ayva’ya ve programı düzenleyen Sadık Gökce’ye plâket verdi. Salonda bulunan kişiler arasında çekilen kura sonucu 20 kişiye Âlim Kahraman’ın hazırladığı “Dede Korkut” kitabı hediye edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.