Türkiye İsrail askeri ilişkileri askıya alındı!
Rapora tepki gösteren Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
- İsrail bundan 15 ay önce Gazze’ye yardım gönderen 32 ülkeden katılımcının yer aldığı yardım konvoyuna bir saldırı düzenlemiştir.
- 8’i Türk biri ABD vatandaşı 9 sivili öldürmüş, bir çok kişiyi yaralamış ve tutsak almıştır. - Somut gerçekler değişmedi. İsrail’in bu saldırısı uluslararası sularda gerçekleşti.
- Bütün medeniyetler savaş için bile adil savaş kuralını getirmiştir.
- Savaşın meşru olduğu hallerde dahi masum sivillerin ödürülmesi insanlık suçu olarak görülmüştür. İsrail ise savaş değil barış zamanında sivilleri katletmiştir. Üstelik bunu uluslararası sularda gerçekleştirmiştir. İsrail’in işlediği suç basit bir suç değildir.
- Hiçbir kimse bu suçu örtemez, mazur gösteremez. Hiçbir ülke hukukun üstünde değildir. - İnsanlığı katledenler er ya da geç hukuk önüne çıkar. Ne İsrail hükümeti ne de saldırıyı gerçekleştirenler hukukun üstündedir.
- Adaletin yerini bulması amacıyla süratle harekete geçtik. BM’yi ve GK’yi acil toplantıya çağırdık. Oradaki konuşmada insanlığın Akdeniz’in sularında boğulduğunu belirtmiştim. Nitekim 1 Haziran günü GK bir başkanlık açıklaması kabul etti ve şeffaf soruşturma çağrısında bulundu.
- BM İnsan Hakları konseyi de soruşturma sürecine girdi. BM Genel Sekreteri de panel oluşturdu. Biz de tam işbirliği içinde olduk raporumuzu sunduk. İsrail ise sürekli çalışmalarını geciktirdi.
- Tazminat talep ettik, Gazze ablukasının kaldırılması gerektiğini vurguladık.
- Şartlar yerine gelmezse ilişkilerin normalleşmeyeceğini vurguladık. Farklı zamanlarda toplam 4 tur görüşme gerçekleştirdik.
- İlk kez 2010 Aralık’ta gerçekleştirilen görüşmeler çerçevesinde 2 ayrı anlaşma üzerinde mutabakata varıldı, ancak İsrail kabinesindeki anlaşmazlıklar nedeniyle bunları imzalamadı.
- Palmer Komisyonu’nun gecikmelerinin hepsi İsrail hükümetinin talebi sonucu gerçekleşmiştir. Ancak son olarak gündeme gelen 6 aylık uzatma kabul edilmemiştir.
- TR ve IL’nin taraf olmadığı, Sadece Palmer ve Uribe’nin imzaları taşıyan raporun 1 Eylül’de basına sızmış olması da düşündürücüdür. Maalesef bu süreçte İsrail tarafı devlet ciddiyeti ve mahremiyeti içinde davranmamıştır. - Rapor sadece imzasını taşıyanların görüşünü yansıtır.
- Yolcuların ciddi anlamda kötü muameleye maruz kaldıkları, kişisel eşyalara hukuk dışı el konuşmasıyla konsolosluk yardımına erişime engel olunduğu belirtilmektedir.
- İnsan Hakları Konseyi’nin veri toplama misyonu ablukanın hukuka aykırı olduğunu ortay akoymuştur. Bu hem İHK’de onaylanmış hem de uluslararası hukukun kabulünü görmüştür.
- Hukuki olmaktan ziyade siyasi Saiklere dayandığı ortadadır. Türkiye bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Konuyu uluslararası hukuki mercilere götürmeye kararlıyız.
- Taleplerimiz bellidir, yerine getirilmedikçe İsraille ilişkiler normalleşmeyecektir. İsrail’İn eylemlerinin sonuçlarına katlanmasının ve bedel ödemesinin zamanı gelmiştir.
ASKERİ ANLAŞMALAR ASKIDA
İlişkiler ikinci katip düzeyine indirilmiştir, bunun dışındaki tüm görevliler ülkelerine gönderilecek Askeri anlaşmalar askıya alındı Türkiye Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için önlem alacak Gazze ablukasını tanımamaktadır. Uluslararası Adalet Divanı’na götirecek. BM’de girişmlere başlıyoruz. Türk ve yabancı Tüm mağdurlara mahkemede destek verilecek
5 MADDELİK EYLEM PLANI
1- İsrail, Türkiye ilişkileri ikinci katip düzeyine indirilecektir. Çarşamba günü itibariyle tüm büyükelçilerimizi İsrail bölgesinden geri çekeceğiz.
2- Türkiye ile İsrail arasında ki askeri anlaşmaların tümü askıya alınmıştır. 3- Doğu Akdeniz'de Türkiye her türlü önlemi alacaktır.
4- Türkiye, İsrail'in Gazze'ye ablukasını hiç bir şekilde tanımamaktadır.
5- İsrail saldırısının Türk ve diğer milletler olarak araştırılmasına izin verilecektir. Amacımız bu yanlışları düzeltmek adına İsrail'i sevk etmektir' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.