TÜRKİYE’DE ENGELLİ KADININ DURUMU
İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Türkiye Sakatlar Derneği Genel Merkez Engelli Kadın Kurulu 8 Mart Cumartesi (2014) günü, Dünya Kadınlar Günü’nde ”TÜRKİYE’DE ENGELLİ KADININ DURUMU” adlı ortaklaşa bir panel düzenledi.
Panel de, katılımcılarında sorunları dinlenerek cevaplandırılmaya çalışıldı…
Erişim – ulaşım, şiddet, taciz gibi birçok sorunlarına hala cevap bulamayanlar bir nebzede olsun rahatlatıldı, İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Başkanlığı’nda yapılan panel de.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Yunus Söylet’ in "Türkiye’de Engelli Kadınların Durumu" adlı Panel açılış konuşmasının ardından, sırasıyla diğer konuşmacılarda yerlerini aldı.
İstanbul üniversitesi engelliler uygulama ve araştırma (ENUYGAR) Merkezi Müdürü Prof. Dr. Resa Aydın konuşmalarını bitirdikten sonrada.
Türkiye Sakatlar Derneği adına Av. Turan Hançerli.
İstanbul Barosu Engelli Hakları Komisyon Başkanı Av. Güler Polat Engelli Kadınların Hakları konuşmasını yaptılar.
Merkez çalışanı ve Sosyolog Didem Engeler, Engelli Kadınların yaşadıkları sorunları yaptığı konuşmasının eşliğinde, görsel sunumuyla da katılımcılara anlattı.
Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Genel Merkezi Engelli Kadın Komisyonu başkanı; Pervin Giyik "Türkiye'de Engelli ve Kadın Olmak" konuşmasını yaparken…
Ülkemizde kadın olmanın başlı, başına zor olduğunu anlatırken bunun yanı sıra engelli bir kadın olmanın daha aşılamaz bir sorun olduğunu vurguladı.
Özellikle kadın engellinin aile içinde dışlandığına da değinen Giyik engelliyi yalnızlaştırma, ayırımcılık, itilip kakılma, temel ihtiyaçlarının karşılanamaması, yoksulluk, kendi gereksinimlerini ifade edememek, taciz, cinsel istismarlarına ve barınma birçok ihtiyaçlarının olduğunu ve Engellilik meselesinin bitmeyen, tükenmeyen bir sorun olduğunun dile getirdi.
Başkan Giyik Türkiye’de, neredeyse her evde bir veya birkaç engelli var. Genel bakışta engelli kadınların haklarını aramak için kurulsak da bütün engelliler bizim için aynı sorunları yaşıyor ve elimizden geldiğince onları kollayacağız, dedi.
Son bölümde, sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.
Bana göre en merak edilen konu ve soru, şuydu ve gözyaşları içinde; Üç (3) çocuğunun engelli bakıma muhtaç olduğunu anlatan bir anneden geldi.
37 yıldır bakıma muhtaç olan üç çocuğuna bakmaktan dolayı sigortasının hiç başlangıcı olamayan annelerin, neden bu emeklilik hakkından yoksun ve ayrı tutulduğuydu!
Kenarda köşede unutulmuş, aynı evde ağır birkaç engelli çocuğuyla tek başına bırakılmış ve çalışma hayatına bu özel durumundan dolayı hiç atılamamış olan annelerin, daha mağdur durumda olduklarını ama evde engellisine bakan annelerin yine emeklilik yasası çıkartılırken bu yasadan da ayrı tutulduklarını yine mağdur edildiklerini dile getirdi!
O kadar doğru bir soruydu ki.
Ne olacak bu (evde bakıma muhtaç engellisine bakan annelere çıkan emeklilik yasası)?
Neden sadece sigorta başlanıcı olanlara özgü ve ne olacak çalışamayan hiç sigorta başlangıcı olmayan annelerin hali?
Onlar neden yasanın dışında bırakıldı?
Ve yine çok önemli bir diğer konu olan; kimsesi olmayan, kalacak ve yaşayacak yerleri olmadığı için, ben öldüğümde bakıma muhtaç engelli çocuğumu nerede, nereye kime bırakırım soruları ne olacak?
Her şeyden önce kadın bir anneyse ki, şüphesiz her şekliyle annedir. Kadınların yaşadıkları en büyük sorun, “maddiyata da bağlı şiddet ve kimsesiz, yalnız başına bırakılıp mücadelesin de desteklenmemesidir ” Kadın hakları deyince akla ilk gelenler eşitlik, özgürlük, haksızlık ve dayak…
Ve yine, bir araştırmaya göre erkekler anneleri gibi kadın tercih ediyorlar öyleyse sizleri, bizleri yönetimleri yasaları çıkaranların, herkesin dogma sebebi bir anne ise onları yalnız ve çaresiz bırakmayalım.
Geçmekte olan, Dünya kadınlar gününü bir güne sığdırmayalım.
Aysel Oturak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.