Ünal Aysal'dan bir acı itiraf daha

Ünal Aysal'dan bir acı itiraf daha
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal tüm kulüpler adına mesaj gönderdi. Türk futbol kulüplerinin sermaye artırmamasıı durumunda futbolun batacağını söyledi.

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, son dönemlerde futbol gündeminde kendine önemli bir yer bulan sermaye artırımı ile ilgili olarak bir kez daha açıklamalarda bulundu. Galatasaray ilk sermaye artırımını başarıyla tamamladı. Kasasına buradan yaklaşık 275 milyon lira koydu. Bunun 125 milyon lirası borsadaki yatırımcıdan geldi. Şimdi ikincisi yolda. Fakat tartışmalar da bu ikinci sermaye artırımı kararıyla alevlendi.

Küçük yatırımcının mağdur edildiğini söyleyen bir grup kulübü ve Aysal'ı mahkemeye verdi. Peki Aysal bu konu hakkında ne düşünüyor. Akşam gazetesine röportaj veren Ünal Aysal her konu hakkında soru kabul edeceğini söyledi ve ekledi; "Eski şirketlerimden bile sorabilirsiniz. Bu işin içine onu bile çektiler. Yani Aysal bu konuda son derece açık. Kimsenin kafasında en ufak bir soru işareti kalmasın istiyor. Başkan'la yaklaşık 1 saat konuştuk. Aysal'ın asıl mesajı çok net. Galatasaray'ın sermaye artırımı konusunda yapılan itirazların Galatasaray'ı durdurmak için yapıldığını belirtiyor. Bu konuda da devleti bir anlamda göreve çağırıyor."

HER ŞEYİN BAŞI EKONOMİ
Başkan'ın vizyonunda her şeyin başında finansal başarı var. Sermaye yapısı güçlü olmayan bir kulübün başarıya ulaşması da mümkün değil. Bütün operasyonu bunun için yaptık diyor. Fakat son dönemde SPK'nın bazı kişilerin etkisinde kalıp düzenlemelerde değişikliğe gitmesinden çok rahatsız. Dileğim, sadece Galatasaray'ın değil, bütün kulüplerin güçlenmesi, Avrupa'da el ele yol alması diyor başkan ve ekliyor: "Bütün kulüplerin ciddi bir sermaye yapısına ihtiyacı var. Devletin de kulüplerin sermayelerinin güçlenmesi konusunda engel çıkarma değil, bu kulüpler üzerinde baskı kurması lazım. Hepimizi. Bizi zorlaması lazım. Ne yaparsanız yapın sermayenizi güçlendirin diye. Beşiktaş mesela sermaye artıracaktı fakat SPK'nın düzenlemesi nedeniyle artıramıyor. Kendisini kurtarması için sermayesini artırması gerekiyor. Sermayesi düşük olan bir kuruma hiç kimse beş kuruş para vermez." Başkan yaklaşık 1.5 yılda neler başardığını, finansal olarak neler yapmak istediğini şu ifadelerle anlattı:

HİSSEDARININ GÜVENMEDİĞİ ŞİRKETE HİÇ KİMSE GÜVENMEZ
Herşeyden önce kulüplerin sermaye yapılarının güçlü olması camiaların hem ahlaki hem de kültürel gelişimine katkı sağlar. Kulüplerin yanlış yollara sapmasına mani olur. Kurumsallaşmanın önünü açar. Kendi sermayedarının güvenmediği bir şirkete hiç kimse güvenmez. Bankalar da güvenmez ve kredi de vermez. Galatasaray çok büyük bir camia. Galatasaray sadece bir spor kulübü değil. Bizim korumak istediğimiz değerler, diğer kulüplerin korumak istedikleri değerlerden biraz daha farklı. Herkesin kendisine göre stratejisi var. Bizimkisi herşeyden önce kulübün ismini ve marka değerini korumak. Ve istikbalini garanti altına almak. Benim önceliğim de bu zaten.

ÖDEYEMEYENLERE YARDIMCI OLDUK
Peki sermaye artırımına neden gittik? Geldiğimde Sportif A.Ş'nin sermayesi eksi 251 milyon liradaydı. Bunu o gün bir kişi ihbar etseydi şirket o gün teknik iflasa girerdi. Bizim 251 milyon liranın üzerinde bir kaynağa ihtiyacımız vardı. Gelir yaratamayacağımız için sermaye artırımında karar kıldık. 19 Nisan 2012'deki Genel Kurul'da sermayenin 600 milyon TL'ye çıkarılması önerisine 410 adet hissenin temsilcisi aleyhte oy kullanırken, 153 milyon 452 bin 955 adet hisse sahibi olumlu oy kullandı. Ve sonra yatırımcılara çağrıda bulunduk. Herkes güle oynaya geldi. Çoğu yatırımcı parasını da ödedi. Ödeyemeyenlere de biz yardımcı olduk. Yüzde 10 fazlasıyla ellerindeki hisseleri satın aldık.

BÜTÜN KULÜPLERİN HİSSELERİ DÜŞTÜ
Bu dönemde hisse senetlerinin değerleri de düşmeye başladı. Sadece Galatasaray'ın değil, herkesin hisseleri değer kaybetti. 1 Temmuz 2011'den 26 Şubat 2013'e kadar Fenerbahçe hisseleri yüzde 45, Beşiktaş ve Trabzon hisseleri yüzde 56 gerilemiş. Bu üç takım da hisse senedi satmadı. Galatasaray'ın hisse değeri ise yüzde 65 düşmüş. Yüzde 9 fark var. Yani ben bu kadar hisse senedi sattım. Benimle onların arasında sadece yüzde 9'luk bir fark var. Hisse satışından gelen para Sportif A.Ş'nin günlük harcamalarına ve borçlarına gitti. Bugün 328 milyon dolarlık borç 207 milyon dolara geriledi. Galatasaray'ın güvenilirliği geri geldi. Borç ödenebilir hale geldi. Bankalar nezdinde itibarımız yerine geldi. Camianın kendine güveni geldi. Türkiye'nin en büyük kulübü olan Galatasaray, bir itibar kaybından kurtuldu.

KİMSE BEŞ KURUŞ VERMEZ
Sadece Galatasaray için değil, bütün kulüpler için ciddi bir mesaj verilmesi gerekiyor. Bütün kulüplerin ciddi bir sermaye yapısına ihtiyacı var. Devletin de kulüplerin sermayelerinin güçlenmesi konusunda engel çıkarma değil, bu kulüpler üzerinde baskı kurması lazım. Hepimizi zorlaması lazım. Ne yaparsanız yapın sermayenizi güçlendirin diye. Beşiktaş mesela sermaye artıracaktı fakat SPK'nın düzenlemesi nedeniyle artıramıyor. Kendisini kurtarması için sermayesini artırması gerekiyor. Sermayesi düşük olan bir kuruma hiç kimse beş kuruş para vermez.

BORÇ 12 YILDIR İLK KEZ GEÇEN YIL GERİLEDİ
Sportif tarafta süreklilik çok önemli. 2000'de UEFA Kupası'nı kazandık. O günden beri bir şey yok. Galatasaray 2000'den beri 12 yıl boyunca sürekli para kaybetti. Borç 20 milyon dolardan 328 milyon dolara çıktı. 12 sene içinde bir tek sene borçta düşüş yok. İlk defa geçen sene borç üçte biri oranında aşağı çekildi. Bugün bütün kulüplerin durumu böyle. Eğer kurumsal yapılarını düzeltmezlerse, finansal yapılarını sermaye artışlarıyla destekleyemezlerse borçlanmaları ve borçtan da felakete sürüklenmeleri son derece doğal.

BİR AİLE BABASI BASİRETLİ TÜCCAR BİZİ ANLARDI
Ben Galatasaray'ın başına geldiğimde 328 milyon dolar borç vardı. Bunun 78 milyon dolarının o an ödenmesi zorunluydu. 2014'e kadar hiç gelirimiz yok. Ya temlikli ya da yenmiş. En önemlisi Sportif A.Ş'nin 251 milyon lira eksi sermayesi vardı. O dönemde Sportif A.Ş'nin kayıtlı sermayesi 2 milyon 788 bin liraydı. Yani şirket teknik olarak iflas etmişti. O an insanlar bir aile babası ya da basiretli tüccar gibi davransa, o aşamada bizim ne yapmamız gerektiğini anlardı. Önceliğimiz hisse satışı değildi. Fakat yine de gerek olabilir diye bunun için yetki istedim.

BUGÜN EN BÜYÜK HİSSEDARIN 3 MİLYON LİRALIK HİSSESİ VAR
Hisse satışından önce hisse reposunu düşündük. Bunun için Rus VTB Bank'la birkaç kez görüştük. Fakat bu bizim için hem maliyetli olacaktı hem de daha sonradan Türkiye'de bunun için bir mevzuat olmadığını öğrendik. O arada SPK'dan bize uyarı mektupları gelmeye başladı. Borçlarınızı ödeyin diye. Bunun üzerine İMKB'de hisse satışına giriştik. ASlında su SPK'nın bizi istemeyerek zorladığı bir işlemdi. Temmuz 2011'den Aralık 2011'e kadar yaklaşık 90 milyon dolarlık hisse sattık. Derneğin hissesi yüzde 82'den yüzde 55'e indirildi. Ama bunu bir anda yapmadık. 5 aya yaydık. Çok açık bir süreçti. Bunları da aslında halk aldı. Bugün Sportif A.Ş'nin 15 bin irili ufaklı hissedarı var. En büyük hissedarımızın elindeki hisse bedeli 3 milyon lira. Eskiden olduğu gibi bir AIG durumu yok yani. Hiçbir fonun eline geçmedi hisseler. Çok dikkatlı davrandık.

FENERBAHÇE DE AYNISINI YAPTI
Fakat zamanla bunun yeterli olmadığını gördük. İkinci sermaye artırımına gitmek için başvuruda bulunduk. SPK'ya müracaatımızın üzerinden 5 ay geçmiş. 5 ay boyunca her gün bir belge istemişler. Ne isterlerse de hepsini vermişiz. En sonunda bu iş oldu diye bakarken, SPK'dan bir mektup geldi. Biz kural değiştirdik ve bunu yapamazsınız diye. İleride gelecek bir alacağın bugüne discount edilerek yüzde 11'le, onu bir reel alacak haline getirilmesi ve bunun da sermayeye eklenmesine itiraz edildi. Bu ilk defa yapılan bir işlem değil. Fenerbahçe bir yıl öncesinde aynısını yapmış. 30 senelik kira alacağını bugünkü değerine getirmiş, işi halletmiş. Yanlış hatırlamıyorsam 150 milyon liralık bir işlem. Şikayet etmek için söylemiyorum. Doğru yapmışlar kanuni bir işlemdir. Örnek olarak söylüyorum.

SPK ASLINDA BİRÇOK FİRMANIN ÖNÜNÜ KESTİ
İkinci sermaye artışımız ölümcül bir konu değil. Birincisi ölümcüldü.İkinci sermaye artırımının arkasındaki neden, Galatasaray'ın 5 yıllık nakit programını şekillendirebilmek. SPK şimdi bunu nakit olarak yapabilirsin dedi. Bu sadece bizim değil, birçok firmanın önünü kesti. Biz de bunu nakit de yaparız dedik. Bunun hesabını yapıyoruz. Nasıl ve ne kadarlık yaparız, buna çalışıyoruz ve bunu yapacağız. Bunun için kredi almayacağız. Gelirlerimizi ayarlıyoruz. Evet bunu bir ay içinde yapamayacağız ama belki üç belki beş ay içinde yapacağız.

UEFA, FUTBOL GELİRİ FUTBOLA GİDECEK DİYOR
Diyeceksiniz ki durduk yere bu locaları ve tribünleri kulübe neden devrediyorsunuz. UEFA'nın Financial FairPlay kuralları da futbolla ilgili her türlü gelirin ve geleceğin gelirlerinin futbol takımına ait olmasını şart. Biz bir yerde de bunun gereğini yerine getirmiş olduk. Orada 14 tane amatör şube var. O paralar amatör şubelere de gidiyordu. Ama şimdi artık gitmeyecek. Sportif AŞ'ye geçti. Yani ana kural şu: Futbolun gelirini futbola yatıracaksınız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.