Yaşarken kıymeti bilinmeyen değer: "Garip Dede"
Eskil'de İz Bırakan yaşadığı dönemde kıymeti bilinmeyen kıymeti öldükten sonra anlaşılan değerli bir büyüğümüz Mekanı cennet olsun
Bazı şahsiyetler vardır ki sağlığında kıymeti bilinmez ne yazıkki.
Öldükten sonra anlaşılır değeri ama iş işten geçmiştir bi kere.
AŞIK DEDE bunlardan birisidir. Eskil'in Katrancı köyünde yaşamıştır.
Kendisi aşıktır. Bir köye varsa herkes toplanır sadece onu dinlerlerdi.
Aşıktı arada söylerdi. Anlat diyen ya da söyle aşık diyen oldumu;
Ne söyleyim siz deyin :gurbet mi olsun, aşk mı olsun ne olsun siz deyin bana derdi.
İmam Hatip Lisesi 1'e giderdim sanırım yıl 1976...
Şimdiki aklım olsaydı söyledikleri dörtlükleri tek tek yazardım.
Konya(ya geldiği zaman mutlaka Selimiye Camii'nde sabah namazı kılardı.
Anlattığına göre bi keresinde bu camide acaba Allahın veli kulu var mı? diye kendi kendine düşünürken arkasından birisi omuzuna dokunmuş ve: Böyle şeyler düşünme sen sadece namazını kıl demiş.
Zaman zaman 'ölmeli ölmeli üçler mezarlığına konmalı' derdi.
Dediği gibi de oldu Konya'da vefat etti ve üçler mezarlığına defnedildi.L akin mezarının yeri bile belli değil.
Bu husus başta çocuklarının ve de bizim ayıbımız.
Aşık dede: Başta Eskil olmak üzere hamarat ve obruk bölgelerinde bile nam salmış herkes tarafından bilinen biri olmasına rağmen geride ne en ufak bir eşyası ne de bir resmi kaldı.
Biz her şey bitti derken 2009 yılında aşağıda kopyasını vereceğim Konya'da yayın yapan bir gazetede Doç. Dr. Hasan Özönder imzasıyla Aşık Dede'yi anlatan bir makale yayımlandı.
Çok şaşırmıştık zira yıllarda yanında kaldığımızın adamın değerini, kıymetini bilememiştik.
Ama birisinin yanına bir defa varmakla ve kısa bir görüşmekle o adam bu değeri anlatmış ve iki adet şiirini almıştı.
Bu yiğit insana şükranlarımı sunuyorum.
İşte o yazı...
KÜLTÜREL BİR HATIRANIN TEVDİİ
Geçen gün birikmiş evraklarımı elden geçiriyordum. Aman Allahım neler var neler.Tekemmül etmediği için yerini alamamış, dosyasına girememiş notlar, kayıtlar, kupürler, fotoğraflar, tekrar gözden geçirdim. Bazılarını zarfına yerleştirdim.
Bunlar arasında, pelur kağıda acele ile yazılmış iki sayfalık kayıt buldum.
Okuyunca hafızam beni yirmi beş yıl kadar öncesine götürdü.
Dükkanımızda biriyle tanışmıştık. Dar bir zamandı. Ya benim yada onun acil bir işi vardı. Bu sebeple uzun uzadıya konuşma etraflıca not tutma imkanını bulamadığımı hatırlıyorum. Konu nasıl açıldıysa aşık ve şair olduğunu söylemişti. Dedim ya acele bir işim var. Hemen oracıkda ayak üstü bir pelür kağıt alarak edindiğim beş on dakikalık bilgileri kaydetmiştim.
Kendine dair not ettiğim çok kısa bilgi şöyle:
AŞIK DEDE ATUN
Eskilde 1322'de dünyaya gelmiş. Babası: Ahmet, Annesi:Fatma
Mektep veya medreseye devam edememiş. İlk hanımı vefat ettiği için ikinci defa elenmiş
bunlardan 11 çocuğu olmuş.
Şu iki terennümü kaydetmiştim.
Doğuyor gönlümden figanlı seda
Azrail yakaya yapışır bir gün
Hakkın emrini itmezsen eda
İmansız ruhunu kabzeder bir gün.
Zalim oldun ayrılmadın nefsinden
Nice kullar zar ağladı elinden
Türlü isyan yaptın acı dilinden
Onlarıda senden sorarlar bir gün.
Acı dil ile bice gönüller kırdın
Lanet şeytana neşeler verdin
Dünyada insanlığı böyle mi bildin
Korktuğun ateşte yakarlar bir gün.
Aşık çok nasihat eyler bu insana
gardaşlar bundan biraz hisse alsa
Ağa ola, paşa ola, bey ola
Yakasız gömleğe sararlar bir gün.
--------------------------------------------
Tanı kul nefsini tanı
Neden halk eyledi seni
kadim hakka boynun eğri
Yalvar kul mevlaya yalvar.
Bülbülün kanadında yazı
Seherde eyleyen niyazı
Mevlasına geçer nazı
Yalvar kul mevlaya yalvar.
Bülbülün kanadında al var
Seherde mevlaya yalvar
Seher vaktinde bir hal var
Yalvar kul mevlaya yalvar.
Gice uykulardan uyan
Gizli sırlar olur ayan
Boşa gitmez ALLAH diyen
Yalar kul mevlaya yalvar.
Aradan yıllar geçti. Onunla tekrar görüştüğümüzü hatırlamıyorum. Buruşturup atmaya kıyamadığım bu notlarımı belki ileride bir meraklısına lazım olur diye sizlerle paylaşarak, bu mütevazi kültür emanetini makaleme tevdi etmeyi uygun buldum.
Rabbime hamd ediyorum ki bu yazı iyiki elimize geçtide azda olsa hatırası kaldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.