Zekat ve fitre kırıcı olmamalı
Yardımlaşma ve paylaşma ayı olan Ramazan'da insanlar, yardım ve hasenatlarını bolca yapıyor. Ramazan ayı içinde maddi durumu iyi olan insanların vermesi vacip olan fitre ile bu ayı içinde verilmesi tercih edilen ve maddi durumu iyi olanların vermesi farz kılınan zekat ibadetlerinin yerine getirilmesi gerekiyor. Bu ibadetlerin sevabı çok olması için doğru bir şekilde yapılması gerektiğini aktaran uzmanlar, zekat ve fitre veren insanların şeffaf davranarak kimseyi incitmeden vermeleri gerektiğini belirtiyor. İslam'ın 5 şartından biri olan zekat ibadetinin her insana farz kılınmadığını belirten İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, "Zekat ibadeti zengin olan insanlara farz kılınmıştır. Bu şartı taşıyan kişi malının yüzde 2.5'ini ihtiyaç sahibi insana vermesi gerekiyor. Zekat verilmesi gereken kişi bellidir. Herkese de zekat verilmez. Zekatın akrabalardaki ihtiyaç sahibi insanlara verilmesi tavsiye edilmiş. Çünkü insanlar akrabalarını daha iyi tanıdığı için maddi durumlarını daha iyi bileceklerdir. Zekat ve fitre; babaya, dedeye, anneye, çocuklara ve torunlara verilemez. Zekatın akraba veya muhtaç insanlara verilecektir" dedi.'RAMAZAN BAYRAMI NAMAZINDAN ÖNCE VERİLMELİ'Maddi durumu iyi olan Müslümanların mahiyeti altında bulunan eş ve çocukları için fakir insanlara fitre vermesinin vacip olduğunu anımsatan İl Müftüsü Özbuğday, "Fitrenin Ramazan ayı içinde ve Ramazan Bayramı namazından önce verilmesi gerekiyor. Fitre vermekteki maksat; bayram ihtiyaçlarını karşılayamayan fakir ailelerin, maddi durumu iyi olan insanlardan gelen fitre ile bayram ihtiyaçlarını almalarını sağlamaktır. Fitre ücretleri Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından her sene geçim endeksine göre belirlenmektedir. Bu sene en düşük fitre miktarı 7.50 TL olarak belirlendi. Tabi bu en düşük miktar. Geliri daha fazla olan insanların daha fazla fitre vermesi hem fakirin ihtiyacını daha fazla kapatacaktır, hem de kendisinin daha fazla sevap kazanmasını sağlayacaktır" diye konuştu.'TOPLUMSAL BAĞLARI GÜÇLENDİRİYOR'Zekat ve fitre ibadetinin yerine getirilirken fakir ailelerin incitilmemesi gerektiğini vurgulayan Özbuğday, bu ibadetlerin gizli ve kırıcı olmadan yapılması gerektiğini söyledi. Zekat ve fitre gibi yardımlaşma ve paylaşma ibadetlerinin toplumsal bağları güçlendirdiğini de dile getiren İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, "Üzerine vacip ve farz olan insanların bu ibadetlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Kur'an-ı Kerim zekatı zenginin keyfine göre bırakmıyor, 'fakirin zenginin malındaki hakkıdır' diyor. Zengin olan Müslümanların zekat ibadetini mutlaka yerine getirmesi gerekiyor. Zekat ve fitre ibadetleri ibadetin yanın da toplumsal boyutta da olumlu katkıları var. Bu ibadetler sayesinde zengin ile fakir arasında köprü kuruluyor. Toplumsal yardımlaşmayı ve birlikteliğin önemini gösteriyor. Hali vakti yerinde olan insanların çevrelerindeki fakir insanları gözeterek onların ihtiyacını karşılaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.'KİMSEYİ KIRMADAN EN LAYIK OLANA VERİLMESİ GEREKİYOR'İslam Dini'nin, malvarlığına ilişkin ibadetlerden olan zekâta çok önem verdiğini belirten Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Muhammet Tasa ise, "Kur'an-ı Kerim'de namazla emreden ayetlerde, namazdan hemen sonra 'zekâtı da veriniz' emri ısrarla tekrarlanmaktadır. Zekât, malvarlığının arınması için asgari koşuldur. Bu arınmanın sürdürülmesi için asıl tavsiye edilen infaktır. İnfak, zekâtını veren bir Müslüman'ın, İslam ve Müslümanlara destek olacak, din kardeşlerinin sıkıntılarına çare olacak şekilde, karşılığını Allah'tan umarak sermayesinden veya sermaye değerindeki imkânlarından harcama yapmasıdır" diye konuştu."Zekât ve infakın varlık sahibi kişileri ilgilendirirmiş gibi görünmesi Müslüman'ı yanıltmamalıdır" diyen Doç. Dr. Muhammet Tasa, sözlerini şöyle tamamladı: "Hangi bireyin hangi zaman aralıklarında ne kadar varlıklı olacağını ya da kalacağını yalnızca Allah bilir. Bu nedenle yardıma muhtaç insanlar, Allah'ın dilemesiyle yarının varlıklılarından olmaya aday olduklarından infaka alıştırılmalıdır. Zekât veya fitre verirken, yakın çevreden başlamak suretiyle en layık olanlara vermeye, kimseyi incitmemeye, bunun bir ibadet olup, ancak samimiyetle kabul edileceğini unutmamaya dikkat etmelidir. Oruç ibadetini toplumsal olarak yaygın bir etkileşimle yerine getirdiğimiz bu ayda, aynı toplusal etkileşimi mali boyuta yansıtan fitre ile kalıcı olumlu davranışlar geliştirerek Ramazan ayını idrak etmek daha güzel olacaktır."MUSTAFA AKÇA MERHABA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.