AK Parti'li Aslan o kavgayı anlattı! Psikoloğa gideceğim...
İşte o röportajın bir kısmı;
İlk gündeme gelen olay Kamer Genç’le yaşadığınız tartışmaydı. Neydi sizi bu kadar kızdıran?
Kamer Bey belli bir süredir eleştiri sınırlarını aşarak, hakarete, iftiraya varan tahkir edici bir üsluba yöneldi. Rencide edilmiş hissettim.
Neden diğer milletvekilleri dururken siz tepki gösteriyorsunuz?
Oturuma ara verildiğinde başka milletvekilleri de benzer küfürleri ediyor. Ben radara yakalandım.
Kayıt olmadığı zaman Kamer Genç’in size bir hakareti oldu mu?
Hayır, bireysel bir hakareti olmadı ama önceden beri biriken şeyler vardı. Üç dönemdir Meclis’teyim, onlarca konuşma yaptım. Geriye bakın, tek bir öfke anım yok. O cümleleri de söylediğimden emin değilim.
Hatırlayamıyor musunuz?
Hayır, hiçbirini hatırlamıyorum. Görüntü ve ses kaydı yok. 3 kişi duyduğunu iddia ediyor. Meclis tutanaklarında olduğu için kabullenmek zorunda kaldık. Yine de arkasında durmuyorum. Bunların bana da partime de asla yakışmadığını söyledim, özür diledim. Keşke bu Meclis dışına yayılmasaydı.
Günlük hayatta çok küfreder misiniz?
Kullanmadığımı söylesem inandırıcı olmaz. Sonuçta peygamber değilim, bir insanım. Bunun bedelini ödüyorum zaten. Komisyon başkanlığından istifa ettim. Disipline sevk edildim. Kınama cezası aldım. Meclis’ten, tüm kadınlardan ve halktan özür diledim. En ağır ceza da, yıllardır arkasında durduğum siyasi liderin beni kamu önünde şiddetle kınaması oldu. Bundan daha ağır bir ceza olabilir mi?
"TACİZ OLARAK ALGILADILARSA ÖZÜR DİLERİM"
Geçen hafta da uyurken çekilen fotoğraflarınız yüzünden kadın gazetecilere ağır sözler söylediniz.
Son 15 gün Meclis sabah 4’e 5’e kadar çalıştı. Zaman zaman 10-15 dakika dinlendik. Ne hikmetse yine ben radara yakalandım! (Gülüyor). Fotoğrafı kimin çektiği önemli değil ama altına ’horladı, başında ninniler söylendi’ gibi alayla tahkir karışımı sözler yazıldı. Resmin kendisi sempatik olabilir fakat amaç seçmenin ve toplumun önünde küçük düşürmekti.
Öyle olsa dahi o şekilde bir tepki göstermeye hakkınız var mı?
Tepki göstermedim, hatta ilk gördüğümde umursamadım. Meclis’ten çıktım, üç dört gazeteci arkadaş bahçede oturuyordu. Yanlarından geçerken ’Vekilim resmin çıkmış, çok artistik olmuş’ diye espri yaptılar. Onlar bana takıldı, ben de onlara takıldım. Olay bundan ibaret... Gidip gazetecilere bağırdığım kesinlikle doğru değil.
’Bacak arası’ benzetmesi yapmanız yakışıksız değil miydi?
Şimdi kafama vuruyorum, ’Lan oğlum, espri yapacaksan başka cümle mi yok?’ diyorum. Ramazan’ın ilk günüydü. Oruç tutmanın da etkisi var. Fakat samimiyetle söylüyorum, kesinlikle taciz, hakaret, aşağılama niyetim yoktu. Onlar samimi dostlarım. Bunu habere dönüştürenlerin o arkadaşlar olduğuna inanmıyorum. Bunu taciz ve hakaret olarak algıladılarsa özür dilerim, haklarını helâl etsinler.
Gazetecileri Meclis bahçesine sokmamakla tehdit etmişsiniz.
Bahçenin ve kulisin huzuru kaçtı, bütün milletvekilleri tedirgin oldu. "Üçüncü dönemim bitti, ileride bir daha vekil olursam meclis başkanı olacağım, sizi buraya sokmayacağım" dedim.
Bu tehdit değil mi?
Öyle bir üslupla söylemedim. Meclis bahçesine ve kulislere gazetecilerin girmemesi gerekir ama fiilen bu ayrıcalık oluşmuş. Yeri geliyor, kendi partimizdeki arkadaşları eleştirdiğimiz oluyor. Bu ortamda gazetecilerin olması doğru değil. Meclis başkanı istemedikçe, bunu engelleme gücüm ya da yetkim yok.
O gazetecilerle daha sonra konuştunuz mu?
Hayır, Meclis’e gelmediler. Karşılaşırsak neden böyle algıladıklarını soracağım.
Şimdi nasıl hissediyorsunuz?
’Küfürbaz ve tacizci vekil’ diyorlar. Küfürbazı geçtim ama bir kız babası olarak ’kadın tacizcisi’ sıfatını duyduğum anda hissettiğim huzursuzluğu tarif edemem. Bunu hak etmedim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.