Akademik Birlik Platformundan AYM’nin kararına tepki

Akademik Birlik Platformundan AYM’nin kararına tepki
Akademik Birlik Platformu, "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" veya "Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi" olarak isimlendirilen bildiriye imza atan bazı...

Akademik Birlik Platformu, "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" veya "Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi" olarak isimlendirilen bildiriye imza atan bazı akademisyenlerin Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından ceza almalarının hak ihlali olarak değerlendirilmesini derin bir üzüntü ve endişe ile takip ettiklerini açıkladı.

Akademik Birlik Platformu Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat Ertekin, Akademik Birlik Platformunun dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de devletimizin ve milletimizin yanında olduğunu belirterek, "2015 ve 2016 yıllarında, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, uluslararası destekçileri olan terör örgütünün; kamu düzenini ortadan kaldırarak silahlı çatışmaya geri döndüğü, hendek ve çukurlarla sokak giriş ve çıkışlarını kapatarak sözde "özyönetim" ilan ettiği günler hala hafızalardadır. "Barış" söylemini dillendirerek bölgeye ve ülkemize tamamen düşmanlık tohumları eken; bölgede yaşayan tüm halkı baskı ve tehdit yoluyla sindiren; temel hak ve özgürlükler ile kişi güvenliğini yok sayan, bunları şiddet ve tehditle ortadan kaldırmaya çalışan terör örgütüne karşı, kanunların verdiği yetki ve sorumlulukla mücadele eden güvenlik güçlerimizi sivilleri hedef alıyormuş gibi göstererek, "yıkım', "katliam', "işkence" gibi ifadeler kullanarak; Türkiye'yi vatandaşını sürgün eden, katliam ve işkencelerle kasıtlı ve planlı kıyım yapan bir ülke olarak tanımlayan, eylemleri ile uluslararası alanda ülkemizin itibarını sarsmak amacı taşıyan, teröristleri eleştirmeyen, koruyup kollayan "Barış İçin Akademisyenler Bildirisi" veya "Bu Suça Ortak Olmayacağız Bildirisi" olarak isimlendirilen bildiriye imza atan bazı akademisyenlerin Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından ceza almalarının, hak ihlali olarak değerlendirmesini derin bir üzüntü ve endişe ile takip etmekteyiz. AYM, bildirideki ifadelerden dolayı, "subjektif ve soyut değerlendirmelerle ceza verilmesinin" ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetmiş böylece yeniden yargılama yapılması ve tazminat ödenmesi kararlaştırılmıştır. Akademik Birlik Platformu olarak; "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlerin düşüncelerini, ifade özgürlüğü olarak görebilmemiz mümkün değildir. Terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan açıklamalar yapmak dünyanın hiçbir ülkesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Nitekim bu bildiriye imza atan akademisyenler; "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, vatandaşlarını fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm ettiğini; ağır silahlarla saldırdığını, kasıtlı ve planlı kıyım yaptığını; uluslararası hukuku çiğnediğini, başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere tüm bölge insanımıza karşı katliam gerçekleştirdiğini beyan etmişlerdir. Bu beyanların akademik özgürlük olarak kabul edilmesi, Türkiye'nin en büyük Akademik Platformu olarak bizlerin kabul edemeyeceği subjektif bir değerlendirmedir. Yine aynı bildirinin AYM tarafından; PKK terörünün övülmesi, terörizme destek gösterisi, şiddet kullanımına, silahlı direnişe ya da başkaldırıya doğrudan veya dolaylı teşvik olarak nitelendirilmemesi üzüntü vericidir" dedi.

Prof. Dr. Ertekin, Anayasa Mahkemesinin almış olduğu kararın, başta aziz şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz olmak üzere, tüm Silahlı Kuvvetler mensuplarımızı ve kamuoyu vicdanını derinden yaraladığını ifade ederek, "Silahlı Kuvvetlerimizin yurtiçi ve yurtdışında, ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları çerçevesinde yürüttüğü terörle mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Bu operasyonlar devam ederken bölge insanımızın demokratikleşme ile eş zamanlı olarak ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaların hızlandırılmasının gerektiğine inanmaktayız. Bu vesile ile alçak terör örgütü eylemleri sonucu şehit olan tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı bir ömür diliyoruz. Bin yıldır şehit düştüğümüz bu topraklarda, kurduğumuz üçüncü devletimiz olan "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin" ilelebet payidar kalması için; bu ülkenin "yerli ve milli akademisyenleri" olarak 11 Ocak 2016 tarihinde 6000 akademisyen ile "Teröre Karşıyız" bildirisinde ifade ettiğimiz gibi, terörle mücadele eden devletimizi suçlayıp, terör örgütünü aklayan her türlü açıklama ve bildirinin, ülkemizin huzuruna, birlik ve beraberliğine kasteden her türlü oluşumun, dün olduğumuz gibi bugün ve gelecekte de karşısında olduğumuzun bilinmesini isteriz" ifadelerini kullandı.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.