Asıl Mesele Büyük İsrail Projesi
TÜRKİYE NATO’YA MAŞA OLMAMALI
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, toplantının açılışında NATO’nun IŞİD operasyonlarına ilişkin Türkiye’ye yönelik baskılara değindi. Başkan Kamalak, Türkiye’nin NATO’nun ipiyle kuyuya inmemesi uyarısını yaparak, “Türkiye NATO’ya maşa olmamalı” dedi.
Saadet Partisi’nin Genişletilmiş İl Başkanları, İl Müfettişleri ve Kadın Kolları İl Başkanları Toplantısı yoğun bir katılımla Ankara’da düzenlendi. Kamalak şunları belirtti.
ASIL MESELE BÜYÜK İSRAİL PROJESİ
Yaşadığımız olayların hiçbirisi tesadüfî olaylar değildir. Hepsi büyük bir planın parçasıdır. Asıl plan Büyük İsrail Projesidir. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı bütün haritaları değiştirmişti. Bundan yüzyıl önce, Osmanlı imparatorluğu yıkılmış, Hilafet yok edilmiş, Müslümanlar imamesi kırılmış tesbih taneleri gibi darmadağın edilmişti. Ve bunun ardından İsrail devleti kurulmuştu. Şimdi 2014’teyiz. Küresel taksimin Yüzüncü yılındayız. Ve bugün sınırlar yeniden tanzim ediliyor. IŞİD bahane edilerek, “Böl-parçala ve yok et taktiği” acımasızca uygulanıyor. Zaten bölünmüş bir coğrafya daha da küçük parçalara bölünüyor. “Mikro Devletçikler” kuruluyor. İslam ümmeti, “Kürt, Türk, Şii, Sunni, Arap, Acem” denilerek, her türlü etnik ve mezhebi farklılıklar tahrik edilerek birbirine düşürülüyor. Böylece, bölgemizde adım adım Büyük İsrail Projesi uygulanıyor. Çünkü Büyük İsrail’in kurulabilmesi için, çevresindeki bütün ülkelerin daha da küçültülmesi ve daha da parçalanması gerekiyor. Nihai hedef ise hiç şüphe yok ki Türkiye’dir. Türkiye’nin parçalanmasıdır. 2006 yılında NATO toplantısında ABD’li bir albay Türkiye’nin parçalanmış bir haritasını gösteriyor. İşte NATO bu. İşte Amerika bu. Adamın elindeki harita senin ülkeni ikiye bölmüş, ayrı bir devlet kurmuş. Şimdi biz bu NATO ile bu Amerika ile ortak koalisyon kuracağız öyle mi? Irak’a barış götüreceğiz, Suriye’yi huzura kavuşturacağız öyle mi? Hadi ordan!
TÜRKİYE NATO’YA MAŞA OLMALALI
Amerikan’ın, Avrupa’nın, İsrail’in ipiyle kuyuya inilmez. Türkiye gerekçesi ve bahanesi ne olursa olsun NATO merkezli bir koalisyonda kesinlikle yer alamaz, almamalıdır. Çünkü Amerika ve Batı, koalisyon ortağı değil, ateşin içine sokacağı bir tahta maşa arıyor. Türkiye maşa olmamalıdır, olamaz. Peki, olursa ne olur? Erbakan Hocamızın sözüyle sesleniyorum; “Yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa bile bunun vebalini ödeyemezsiniz!” İlla bir koalisyon kurulacaksa bu koalisyon İslam ülkelerinden olmalıdır. İslam ülkelerinin katılımıyla bir “İslam Barış Gücü” kurulmalıdır. İslam dünyasında akan kanı durdurmak için bu barış gücü ile müdahale de bulunulmalıdır. Türkiye bu iradeyi, bu kararlılığı ortaya koymak zorundadır. Çünkü “La” demesini bilmeyen “illa” diyemez. Tarihi, güce teslim olanlar değil, güce karşı direnenler değiştirmiştir. Eğer Alparslan güce teslim olsaydı, Malazgirt zaferi olamazdı. Eğer Fatih güce teslim olsaydı yeni bir çağ açamazdı. Eğer Erbakan güce teslim olsaydı, son 300 yılda Müslümanların haçlılara karşı kazandığı tek zafer olan Kıbrıs Barış Harekâtını yapamazdı.
YENİ DEMEKLE YENİ OLUNMUYOR
Açık söylüyorum, Yaşadığımız bu süreçte Türkiye bir karar arifesindedir. ABD’ye, uydu mu olacak, yoksa İslam dünyasına öncü mü olacak? Zalimlere payanda mı olacak, yoksa mazlumlara rehber mi tutacak? Son 300 yıldır dünya’ya kan, gözyaşı, işgal, açlık, kaos ve sömürü’den başka bir şey getirmeyen bir medeniyete eşbaşkanlık mı yapacak yoksa, adil bir düzen için lider mi olacak? Avrupa Birliği kapılarında oyalanmaya devam mı edecek yoksa İslam Birliği’ni mi kuracak? Artık bunun kararını vermek zorundadır. Çünkü zaman kalmamıştır. Ateş, kelimenin tam anlamıyla kapımıza dayanmıştır. Öyle lafla peynir gemisi yürümüyor. ‘Yeni’ demekle ‘yeni olunmuyor’ Yeni bir geleceği 1071’de Alparslan gibi olanlar kurabilir. Yeni bir geleceği 1453’de Fatih gibi olanlar kurabilir. Yeni bir geleceği, ‘Bana ne Amerika’dan, bana ne Amerika’dan’ diyenler kurabilir”
haberfark.net
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.