BBP Genel Başkanı Destici Konya'da
Bir takım temaslarda bulunmak üzere Konya’ya gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin il teşkilatını ziyaret etti. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Destici, yeni yapılan bir düzenlemeyle milletvekillerinin üniversite hastanelerinde hoca ve özel oda farkı ödemeyecek olmalarına ve bazı tetkiklerin farklarının da Meclis tarafından ödenmesine tepki göstererek, “Büyük Birlik Partisi olarak iktidarlarında emekli de yaşa takılanların mağduriyetlerini derhal gidereceğimize namus sözü veriyorum. İkincisi de kamuda taşeron olarak çalıştırılan bu işçilerimizin tamamını devlet garantisi altına alacağız. Bu iki hususu buradan söylüyorum. Ve sizler aracılığıyla da milletimizle paylaşmak istiyorum” dedi.
“MİLLETİN BEKLENTİLERİNE, EMEĞİNE YAZIK OLDU”
İki yıl önce BBP olarak Meclis’te kurulan Anayasa Komisyonu’nun aslında anayasa yapma değil, anayasa yapmama komisyonu olduğunu net bir ifadeyle söylediklerini belirten Destici, “Meclis Başkanı Cemil Çiçek ile de görüştüm. Dört parti, eşit üye, oy birliği, karar buradan bir sonuç çıkmaz, bunun adı anayasa yapmama komisyonudur dedim. Bana aynen şu şekilde cevap vermişti ‘Milyonda bir ihtimalde olsa bunu denemek gerekir’ demişti. Ben buradan Sayın Meclis Başkanı’na soruyorum, milyonda bir de mi şans kalmadı? Çünkü ‘milyonda bir şans dahi olsa denemek gerekir’ diyen Meclis Başkanı artık bu komisyonun anayasa yapmayacağını ifade ederek, siyasi genel başkanlarına da mektup yazacağını bildirerek komisyonu adeta lav etti. Milletin beklentilerine, emeğine yazık oldu. 3 trilyon lira para harcandı” diye konuştu.
İktidar partisi sözcülerinin anaya yapmak için zeminin müsait olmadığını söylediklerini ifade eden Destici, “Bu millet size 2002’de anayasayı tek başına yapma çoğunluğu verdi, o zaman da mı zemin müsait değildi. İkinci dönemde referandum yoluyla yapma hakkı verdi, o zaman da mı müsait değildi. Şimdi uzlaşarak yapma, tek başına iktidar bu hakkı verdi. Ne oldu Sayın Başbakan; eğer diğer partiler çekilirse ya da uzlaşamazsak biz kendi taslağımızı getiririz sözü nerede kaldı. Sayın Başbakan son dönemlerde ‘dün dündür, bugün bugündür’ anlayışıyla siyaset yapıyor. Dün söylediklerinin tamamen üstünü çizmiş vaziyette. Dün dediği hiçbir sözün arkasında durmuyor. Biz Büyük Birlik Partisi olarak bu sözün takipçisiyiz. AK Parti’nin taslağını görmek istiyoruz. Bunların yeni demokratik sivil anayasa yapmamasının esas ana sebebi şudur; Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu’dur. Ne AK Parti, ne CHP, ne de MHP hiçbiri istemiyor. Çünkü bu sistemden geçiniyorlar” şekline konuştu.
BARZANİ’NİN ZİYARETİ
Barzani’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin çözüm ortaklarının arasını bozmuş gibi göründüğünü söyleyen Destici, “Barzani’nin ziyareti yapılış, karşılanış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının seviyesine çıkarılış itibariyle de kabul etmeyeceğimiz bir ziyarettir. Onun ötesinde dün Barzani’yi peşmerge lideri olarak ilan edeceksin, PKK’ya destek vermekle suçlayacaksın, Irak’ın bütünlüğüne kastetmekle suçlayacaksın ve orada ‘defakto bir duruma müsaade etmeyiz, bir oldubittiyi kabul etmeyiz’ diyeceksin ama ondan sonra bir devlet başkanı gibi ağırlayacaksın. Sen Irak’ın bir bölgesine Kürdistan dersen, birileri de çıkar senin ülkenin bir bölgesine Kürdistan der. Bunun yolunu sen yaptın Sayın Başbakan. Bu da ilk defa söylenmiyor, Türkiye’de siyasi parti eş başkanları bunu çıkıp söylüyor zaten net bir şekilde” dedi.
Görüşmelerin ardından ülkesine dönen Barza’nin Abdullah Öcalan’a af gelebilir dediğini hatırlatan Mustafa Destici, “Sayın Başbakan dedi ki; ‘Biz böyle bir şey konuşmadık’ dedi. Lakin Sayın Başbakan siz ‘Dağdakiler inecek, hapistekiler çıkacak’ derseniz Barzani de elbette 'Apo’ya af gelecek' der. Yani yine bunun yolunu siz yapmış oldunuz. Yani Barzani’ye bunu siz söyletmiş oldunuz. Barzani ile olan ilişkiler tamamen ekonomi ilişkileri üzerine kurulmuştur. Şu anda PKK, KCK bölücü ayrılıkçı unsurlara gösterilen şefkat, hoşgörü maalesef yıllardır bu ülkenin birliği ve beraberliği için çalışanlara gösterilmemektedir” ifadelerini kullandı.
DERSHANELERİN KAPATILMASI
Hükümetin dershanelerin kapatılmasını izah edemediğini savunan Destici, “Yani açıkça niye kapatıyorsunuz. Gezi olaylarında bir söz var. ‘Cancağızım sen anlamadın mı işin aslı Gezi değil, başka bir şey’ diye. Burada böyle bir şey var. Bu aslında dershane meselesi değil, başka bir şey gibi gözüyor. Eğer siz iyi izah etmezseniz bu başka bir şey gibi okunuyor, başka bir şey gibi anlaşılıyor. Bir taraftan özgürlük diyeceksin, herkes çocuğunu istediği okula gönderebilir diyeceksin öbür taraftan da ben dershaneyi kapatıyorum diyeceksin. Sen dershaneyi kapatıyorum demekle dershane kapanmaz. Veliler yine çocuklarına özel ders aldırırlar. Olan orta düzey ve fakir çocuklarına olur. Çünkü dershanedeki bir saatlik dersin maliyeti 3 lira ile 5 lira arasında değişir. Ama özel dersin maliyeti 50 liradan başlar, 300 liraya kadar gider” diye konuştu.
YEREL SEÇİMLER
Yaklaşan yerel seçimlerin bir genel seçim provası olduğunu bildiklerini kaydeden Destici, “Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir prova olduğunun farkındayız. Büyük Birlik Partisi olarak bu seçimleri tabi ki birileri genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi provası olarak görüyor ve öyle yapılmasını istiyor. Biz bu oyunun da farkındayız. Bütün vatandaşlara çağrımız da şudur; bu bir yerel seçimdir. Yerel seçimde hangi aday size daha iyi hizmet getirecekse hangi parti daha iyi bir adayla sizin karşınıza çıkmışsa desteklenmesi gereken odur” dedi.
MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN ÖLÜMÜ
Muhsin Yazıcıoğlu’nun geçirdiği helikopter kazasından sonra iki helikopterin olay yerine geldiği ve tekrar havalandığı iddialarının sorulması üzerine Destici, “Bu bizim bir iddiamız ve yorumumuz değil. Bu o dönemde muvazzaf bir askerin gizli tanıklığına dayanıyor. Bizzat belgesiyle, bilgisiyle, şahitliğiyle bunu savcılarla paylaştık. Bu soruşturma dosyasında var ve soruşturuluyor. Şu anda kamuoyunda ne konuşuluyorsa bunların hepsi soruşturma dosyasında var. Bu dosya artık millete mal olmuştur. Ve neticede gerçek neyse ortaya çıkacaktır. Bu çıkacak bir gün ortaya. Ben buna inanıyorum. Tabi şu anda kamuoyuyla paylaşamadığımız bilgiler de var. Ama daha önce de söyledim 7 ana şüphe var. Bunlardan 4’ü somutlaştırıldı, 3’ü somutlaştırılamadı. Bu üçünün tamamı da Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri ile ilgili. Dolayısıyla da bu üç şüphe somutlaştırılmadan ya da bizim milletin vicdanında karşılık bulmadan evet tatmin oldum dedirttirmeden bu dosya kapatılamaz. İkincisi oradaki hava hareketliliği, çünkü devletin en tepesinde bile bu helikopteri uçaklar düşürdü ama yanlışlıkla mı düşürdü, bilerek mi düşürdü gibi bir algı oluşmuşsa bunun ortadan kaldırılması lazım” diye konuştu. Asker kaçaklarına da değinen Destici, şu anda silah altında 400 bin asker olduğunu ve neredeyse bu sayının iki katı asker kaçağının bulunduğunu söyleyerek, sistemi eleştirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.