"Empati kurun! Veliler okulların açılmasını istemiyor!"
Geçtiğimiz sene coronavirüs nedeniyle eğitimde sekteye uğrayan okulların 31 Ağustos'ta açılacağı geçtiğimiz haftalarda açıklanmıştı. Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "31 Ağustos tarihinde okulları uzaktan eğitimle açıyoruz. 21 Eylül'de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda yüz yüze eğitimin başlamasına karar verdik" dedi. Vaka sayısının sürekli arttığı Türkiye’de yüz yüze eğitimin 21 Eylül’de başlayıp başlamayacağı da merak ediliyor. Yüz yüze eğitimin başlaması için vaka sayısındaki artış eğiliminin azaltılması öncelikli gerekçe olarak gösteriliyor.
VAKA SAYISI BİNLERİ AŞMIŞ DURUMDA
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, 21 Eylül’de başlaması düşünülen yüz yüze eğitimde nihai kararı, Bilim Kurulnun vereceğini, Bakanlığın kendi kafasına göre hareket etmesinin de mümkün olmayacağını söyledi. Türkiye’deki vaka sayılarını en net olarak bilim kurulunun bildiğini aktaran Yiğit, ilk etapta okullarda yüz yüze eğitim yapılmaması kararının çok yerinde olduğunu kaydetti. Vaka artışının artışını devam ettirmesi durumunda 21 Eylül’de de yüz yüze eğitimin yapılamayacağını söyleyen Yiğit, “Vaka sayısı arttığı halde, yüz yüze eğitime geçiş kararı tam anlamıyla faciaya davet olur. Biz, hiçbir çocuğumuzun canının yanmasını istemeyiz. Lütfen bu konuda yetkililer de bir empati kursun. Öğrencilerimizin sağlığı bizim için her şeyden önemli. Veliler endişeli. Bir kısım veli, ‘okullar açılsın, çocuğumuz okula gitsin’ dese de, velilerin büyük bir kısmı çocuğunu okula göndermek istemiyor. Özellikle belli yaş gurubunda sosyal mesafeye dikkat etmek mümkün değil. Dediğim yaş gurubu için maske takma hassasiyeti oturtmak zor iş. Öğretmen, bu meselelerin hangi birine yetişebilir? Mart ayında ilk vaka görüldü, kısa süre sonra alınan bir karar ile okullar kapatıldı. Bugün vaka sayısı binleri aşmış. Doğrusu biz 21 Eylül’de de okullarda yüz yüze eğitime geçişin mümkün olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİ ADINA BİR ÇALIŞMA YOK!
“Uzaktan eğitim sisteminde aksaklıklar var” diyen Yiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilgisayarı, interneti olmayan çocuklarımız var. Bu çocuklarımız uzaktan eğitim sisteminden yararlanamadı. Bu gibi durumlarda işin en kolay kısmı suçlamaktır. Oysa sahadaki gerçekliği de bilmek gerekir. MEB’e verilen ödeneğin bu süreçte çok daha fazla artırılması gerekir. Uzaktan eğitim veren öğretmenlerimiz ve bakanlığın görevlendirdiği eğitimciler ve öğrencilerimiz ilk etapta bu sisteme çok yabancıydı. Çünkü böyle bir süreç, ülke olarak ilk kez karşılaştığımız bir durumdu. Uzaktan eğitim sisteminin eksikliklerini ilk etapta hoş karşılayabiliriz. Peki sonrasında ne yapıldı? Eksikliklerin giderilmesi adına, hatalardan ders çıkarıldı mı? Yeni eğitim-öğretim sezonu başlamadan sistemdeki alt yapı çalışmasının hızlandırılıp, eksiklikleri gidermek gerekirdi. Çünkü pandeminin uzun süreceğini herkes biliyor. MEB’e bakıyoruz, eksikliklerin giderilmesi adına hiçbir alt yapı çalışmaları yok. Bu durum da doğal olarak bizleri üzüyor.”
EMRE ÖZGÜL merhaba
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.