Kar altında ok atarak hünerlerini sergilediler
Yozgat'ta geleneksel Türk kıyafetlerini giyip yay ve okunu kuşanan vatandaşlar, ok atarak kar altında hünerlerini sergiledi.
Türk kültürünün en değerli miraslarından olan okçuluğu gelecek nesillere aktarmak için çalışan Nuri Irgav, ata sporunu genç yaşlı birçok insana öğretiyor. 3 yıl önce ok yapımı ile geleneksel Türk okçuluğu serüvenine başlayan ve Yozgat Üçok Çapanoğlu Geleneksel Türk Okçuluk Spor Kulübü'nde atıcılık eğitimi alarak kendisini geliştiren Irgav, antrenörlük belgesini de alarak ata sporu olan okçuluğu ücretsiz olarak birçok insana öğretiyor. Pandemi nedeniyle 3 aydır çalışmadığını söyleyen Nuri Irgav, geçimini evinde ok ve manda boynuzundan okçu yüzüğü "zihgir" yapıp satarak sağlıyor. Bu süre zarfında çeşitli yaşlardan kadın ve erkek okçuluğa gönül veren birçok kişiye geleneksel Türk okçuluğunu da öğreten Irgav, binlerce yıllık bu mirası gelecek nesillere taşımak için uğraşıyor. Okçuluğa gönül veren vatandaşlar, geleneksel Türk kıyafetleri giyip ok ve yayını kuşanarak açık havada ok talimi yapıyor. Çeşitli yaşlarda kadın ve erkek birçok insan, yaklaşık 40 metre uzaklıktaki hedefi "Ya Hak" nidalarıyla vurmaya çalışıyor. Türk tarihinin adeta yeniden canlandırıldığı kentte vatandaşlar marifetlerini sergiliyor.
Ata sporuna sahip çıkmak için okçuluğu öğrendiğini belirten Muhammet Kadir Akca, "Boş zamanlarımızda kendimizi geliştirmek için atalarımızdan bize kalan bu mirası 21. yüzyılda canlandırmak için çalışıyoruz. Bu bize büyük bir onur katıyor. Okçuluk üzerine çalışmak bizi çok mutlu ediyor" dedi.
Üniversitede öğrenci iken okçuluk sporuna başladığını söyleyen Seher Bolat ise, "Bayan olarak hiç zor olmuyor. 2.5 yıldır bu sporu yapıyorum. Üniversite zamanında öğrendim, elimden geldiğince bu spora sahip çıkmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.
"Türklükle özdeşleşen bir spor"
Uğur Güçlü de 3 yıldır bu sporla uğraştığını söyleyerek, "Okçuluk atalarımızın bize bıraktığı sporlardan birisi. Metehan'dan beri gelen ve Türklükle özdeşlesen bir spor, biz de elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Hem kendimiz öğrenmek hem de gelecek nesillere ulaştırmak için çalışıyoruz" dedi.
"Ok yapımı meşakkatli iş"
Ok yapımının meşakkatli bir iş olduğunu belirten Nuri Irgav, evde menzil, puta, darp oku yaptığını söyledi. Irgav, "Pandemi nedeniyle 3 aydır işe gitmiyorum, evde ok yapıyorum. Mutfağımı atölyeye çevirdim. Bu süre zarfında okçuluk işlerimi geliştiriyorum. Bilmediğim her şeyi öğreniyorum. Pandemi süresinde ok ve zihgir yaparak geçimimi sağlıyorum. Geleneksel Türk okçuluğunu merak edip isteyen herkese ücretsiz öğretiyorum" dedi.
"Okçuluğu herkese öğretmek istiyorum"
Yozgat'ta okçuluğa olan ilgiyi artırmak istediklerini vurgulayan Irgav, "Osmanlı döneminde rekoru 847 metre ile Tozkoparan İskender kırmıştır ve bu rekor hala kırılamıyor. Şu an benim kendi yaptığım oklar 450 metre mesafeye gidiyor. Bunu 500-600 metre arasına taşımak için çalışıyorum. Geleneksel Türk okçuluğunu herkese öğretmeye ve tanıtmaya çalışacağım. Kentte okçuluğa yoğun bir ilgi olsun istiyorum" diye konuştu.
Okçu yüzüğü zihgir hakkında da açıklamalarda bulunan Irgav, "Manda boynuzu, çeşitli ağaçlardan yapılan bir yüzüktür. Okçu yüzüğüdür ve yayın ipini bununla çekeriz" dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.