Koku Alma Bozukluğu “Depresyon” Habercisi Olabilir!
Koku alma duyumuz, bozuk yiyecekler ve doğalgaz kaçağı gibi bazı tehlikeli durumlardan haberdar olmamızı sağlamasının yanı sıra taze bir ekmeğin veya güzel bir parfümün kokusunu sunarak da bizi mutlu kılıyor. Ancak koku algılaması hayat kalitemizde önemli bir role sahip olmasına rağmen koku fonksiyon bozukluğunun genellikle farkında olmuyoruz. Koku alma sorunları denilince aklımıza ilk olarak da burunla ilgili problemler ve üst solunum yolu enfeksiyonları geliyor. En sık da bu nedenlerle gelişiyor koku almayla ilgili problemlerimiz. Ancak koku alma bozukluğu bazen hiç düşünmediğimiz hastalıkların habercisi de olabiliyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Bayram Veyseller, koku fonksiyon kaybının alzheimer, parkinson ile multiple skleroz gibi bazı nörolojik ve major depresyon gibi psikolojik hastalıkların da habercisi olabileceğine dikkat çekerek, “Koku alma bozukluğu bu hastalıkların belirtileri tam yerleşmeden ilk olarak ortaya çıkan bulgu olabiliyor. Dolayısıyla koku fonksiyon kaybının koku testi ile erken tanınması, bu tür ciddi hastalıkların tanısının erken dönemde konulmasını sağlayabiliyor. ” diyor.
Nedeni çoğunlukla burunla ilgili bir sorun olsa da…
Koku algısı kaybı, şüphe duyulan hastalıklarda tanıyı destekleyen ve bazı hastalıkları açıklamada kılavuzluk eden önemli bir belirtiyi oluşturuyor. “Koku alma bozukluğuna yol açan nedenler arasında en sık olarak burun ve sinüs hastalıkları geliyor. Alerjik nezle, burun polipleri, sinüzit, ileri derecede burun kemiği ve kıkırdağı eğrilikleri, burun travmaları ile burun eti büyümeleri sık rastlanılan burun kaynaklı koku alma bozukluğu nedenlerini oluşturuyor” diyen Doç. Dr. Bayram Veyseller üst solunum yolu viral enfeksiyonları ile kafa travmalarının da en sık görülen koku alma bozukluğu etkenleri arasında yer aldığını belirtiyor. Bunların yanı sıra daha ender olarak hipotirodi ve diyabet gibi endokrin hastalıkları, toksik kimyasallara maruz kalmak, karaciğer yetmezliği ve tümörler de koku alma yetimizde sorunlar oluşturuyor.
Bu üç hastalığın öncül belirtisi olabiliyor
Koku alma bozukluğu bazen de nörolojik ve psikolojik hastalıkların öncül belirtisi olabiliyor. Örneğin beynimizin parkinson ile alzhemier hastalıklarından etkilenen en önemli bölümlerinden biri, koku alma duyusundan sorumlu olan bölge. Dolayısıyla bu hastalıklarda “koku alma bozukluğu” yakınmasının da görüldüğü ortaya konmuş. Doç. Dr. Bayram Veyseller “Hatta, özellikle parkinson hastalığında hareket bozuklukları gibi nörolojik belirtiler başlamadan önce koku almama yakınması başlayabiliyor ve erken teşhis için koku testinin yapılması öneriliyor” diyor. Koku duyusunun hafızamızla da ilgili yakından ilişkisi oluyor. Alzheimer hastalığında ilk bulgulardan birini koku alma duyusunda azalma oluşturuyor. Bu nedenle unutkanlık şikayeti olan hastalara da koku testi yapılması öneriliyor.
Ayrıntılı “Koku testi” çok önemli
Koku testi günlük hayatta sık olarak karşılaştığımız kokuların hastaya koklatılarak kokuların tanınma ve ayırt edilme oranlarının saptandığı bir test. Amaç koku ayırt etme ve koku algılama seviyesi saptanarak koku algılanmasında kayıp olup olmadığının saptamak, eğer kayıp varsa bunun nedeninin ne olduğunu bulmak, hastalıklara erken teşhis koymak ve tedaviye olan yanıtı takip etmek.
8 farklı koku kullanılıyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Bayram Veyseller koku kaybı veya azalması şikayeti ile gelen hastada yapılan testin yaklaşık 15 dakika sürdüğünü vurgulayarak şu bilgileri veriyor: “Test materyalleri sabun ve bebe pudrası gibi toplum tarafından tanınan maddelerden oluşuyor. Şişeler içerisinde yer alan 8 farklı koku kullanılarak hastanın kokuları ayırt etmesi isteniyor. İkinci testte ise hastanın şişelerde yer alan kokusuz ve kokulu şişeleri ayırt etmesi söyleniyor ve bu test ile koku algılama eşiği hesaplanıyor. Bu iki testin sonucunda koku fonksiyon bozukluğu seviyesi tespit ediliyor. Koku fonksiyon bozukluğu saptanmasından sonra bunun olası nedenleri araştırılıyor. Gerek görülürse tomografi veya MR çekilerek koku fonksiyon bozukluğuna yol açabilecek burun, sinüsler ve beyinle ilgili hastalıkların incelenmesi yapılıyor. Ardından altta yatan etkene yönelik tedaviler uygulanıyor. Örneğin koku fonksiyon bozukluğu burun hava geçişine engel olan bir durumdan kaynaklanıyorsa, bu engelin kaldırılması için cerrahi yönteme başvuruluyor. Son yıllarda özellikle koku alma hissinin yeniden kazanılmasıyla ilgili koklama egzersizleri uygulamasında da ümit verici sonuçlar sağlanıyor.” haberfark.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.