Koyunculuk yüz güldürüyor
Koyunculuk teşvikleriyle son 2 yılda koyun sayısı tekrar artmaya başladı
Etinden, sütünden, yününden ve gübresinden yararlanılan, anaç üretimlerde yılda birden fazla kuzu verebilen, çok yönlü getiri sağlayan koyunların sayısı Türkiye genelinde gün geçtikçe azalıyordu. 1991 yılında Türkiye genelinde 54 milyonun üzerinde koyun varken, 2008 yılında bu sayı 22 milyona kadar düşmüştü. Son birkaç yılda küçükbaş hayvancılığa yönelik teşviklerle birlikte koyun üretimi yeniden artış eğilimine girdi.
TEŞVİKLER TERSİNE GÖÇÜ BAŞLATTI
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Konya Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Öztürk, devletin 2008 yılında şimdiye kadar yapılmamış bir şeyi yaparak 5 yıla kadar vadeli ve faizsiz kredi imkanı tanıdığını belirtti. Bunun da koyunculuk sektörüne olumlu yansıdığını dile getiren Öztürk, “Çeşitli nedenlerden dolayı köyünden göç etmek zorunda kalan ve büyük şehirlere yerleşen birçok insan tekrar köyüne dönmeye başladı. Özellikle ova köylerinde koyunculuk tekrar canlanmaya başladı. Önceden bir köyde koyunu olmayan hane sayısı bir elin parmak sayısını geçmezken, şimdi koyunculuk yapan hane sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor. Ama inşallah teşviklerle birlikte koyunculuk yapanların sayısı da, koyun sayısı da istenilen seviyeye en kısa sürede ulaşacaktır” diye konuştu.
BİR KOYUN, BİR CUMHURİYET ALTINI
Son 2-3 yıldır fiyatların üreticileri memnun edecek seviyede olduğunu dile getiren Fettah Öztürk, “Bir koyunun muhammen bedeli bir cumhuriyet altınıdır. Şu an ise anaç koyun fiyatları 600-800 TL arasında değişmektedir. Koyunun yanında kuzusu veya kuzuları varsa bu rakam daha da artmaktadır. Koyun, çok yönlü getiri sağlayan mübarek bir hayvandır. Fakat, üreticilerimiz yeterince istifade edemiyor. Yetiştiricilerimiz, yayla kültürüne sahip. Geleneksel olarak üretim yapılıyor. Yenilikler takip edilmiyor. Koyun, son 2 yıla gelinceye kadar atadan kalan bir mirastan ibaretti. Ama son 2 yıldır biraz da olsa kıymeti anlaşıldı. Artık para kazanma işi haline geldi. Özellikle ova köylerinde koyunun önemi anlaşılmaya başladı. Ama teknolojinin getirdiği imkanlar fazla kullanılmıyor. Otomatik suluk ve yemlik sistemleri, kırpma makineleri, sağma makineleri gibi teknik destekle bu iş daha kolay yapılabilir. Koyunculuk, işin hakkını verenler için büyük sermayeler istemeyen ama iyi para kazandıran bir meslek haline geldi” ifadelerini kullandı.
EN ÇOK KOYUN KARAPINAR’DA VAR
Konya’nın düz bir ova olması nedeniyle koyunculuk için en ideal yer olduğunu dile getiren Konya Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Öztürk, “Konya, karasal bir iklime sahip. Yani, kışın aşırı soğukla, yazın ise aşırı sıcakla karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum insanları olduğu kadar hayvanları da etkiliyor. Koyun ise bu hava şartlarından en az etkilenen hayvanlar arasında yer alıyor. Öte yandan Konya’nın düz bir ova olması da koyunculuk açısından bir avantaj. Konya, koyunculuk yapmak için en ideal yer. Şu an en çok koyun Karapınar’da bulunuyor. Ardından sırasıyla Karatay, Ereğli, Cihanbeyli, Kulu, Selçuklu, Çumra, Meram, Ilgın, Kadınhanı, Sarayönü, Yunak, Çeltik ve Emirgazi geliyor. Anaç koyun sayısı bu şekilde artmaya devam ederse, kaybettiklerimizi en yakın zamanda geri kazanabiliriz” dedi.
KEÇİDE YANLIŞ POLİTİKA UYGULANIYOR
Keçi üretimine ilişkin de değerlendirme yapan Fettah Öztürk, 1956 yılında 1 milyon 600 bin olan keçi sayısının büyük bir düşüş kaydederek, 80 bine kadar gerilediğini ifade etti. Keçinin ormanlara zarar verdiği yönündeki yanlış kanılar nedeniyle keçi üretiminin sürekli engellendiğini söyleyen Öztürk, “Keçi üretimi dağlık alanlarda yapılıyor. Burada en büyük sıkıntı orman arazilerinin istenildiği gibi kullanılamaması. Ormanlık bölgelerde keçi yetiştirenlere çok büyük cezalar veriliyor. Keçi üretiminin azlığına bağlı olarak keçi sütü ve keçi sütü mamullerinin fiyatı da tavan yapmış durumda. Şu an nadir bulunmakla birlikte keçi sütü marketlerde 2,5 TL’ye satılıyor. Keçi sütünden yapılan keçi peynirinin fiyatı ise 18-19 TL’den daha aşağı düşmüyor. Üstelik bu fiyatlar üreticiye yansıyan fiyatlar da değil. Temelde bakıldığında koyun ve keçi üretiminin desteklenmemesinden dolayı köylerden kentlere göçler hız kazandı. Küçükbaş hayvancılık bir sorun olarak kendisini gösterdi” diye konuştu.
KÜÇÜKBAŞ ÜRETİMİNDE AVRUPA’YLA YARIŞIRIZ
Küçükbaş hayvan sayısında büyük düşüşler yaşanmasına rağmen Türkiye’nin Avrupa ülkeleri sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer aldığına dikkat çeken Fettah Öztürk, “Yaşadığımız büyük kayıplara rağmen yerimizi koruyabiliyoruz. Avrupa ülkeleriyle yarışabileceğimiz ve onları geçebileceğimiz en önemli alanlardan birisi de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğidir. Bu nedenle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin daha çok teşvik edilmesi gerekmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.
RASİM ATALAY Merhaba
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.