Medeniyetimizim Bekası, Gençliğimiz ile Daim Olacak
KADEM tanıtımı ile açılış konuşmasını Şanlıurfa Temsilcisi Dilşah Beyaz Öztürkmen’in yaptığı söyleşiye Milli Eğitim Müdürlüğü temsilcileri, dernek mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Harran Üniversitesi öğretim elemanları katıldı. Gençlikte fikir inşasının işlendiği söyleşide; Nomofobi, eğitim, sosyal farkındalık, teknolojik gelişmeler, kuşaklar, medeniyetin bekası, değer-erdem, etik-ahlak ilişkisi gibi kavramları sorgulayan Profesör Yılmaz şu konulara değindi;
“Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli bileşeni; eğitimdir. Akademik başarıyla, insani ve ahlaki başarı arasında gelgitleri yaşayan günümüz dünyasında, ülkemiz insanının ortalama ufkunu, fikrini, irfanını yükseltmek ve yüceltmek istiyorsak; bilgiden bilgeliğe, sıradanlıktan entelektüele geçişlerin ilk halkasını oluşturmak durumundayız. Hayatın birbiriyle irtibatlı olan sosyal halkaları ve katmanları içinde medeniyetin baki kalmasını istiyorsak, ilk halkaya gönüllü olarak talip olmamız gerekir. Entelektüellik yalnızca alanında nitelikli bir uzman olmak değildir. Alan bilgisine hâkimiyetle birlikte; edebi, felsefi, sanat, spor, belagat ve estetik boyutlarıyla gündeme dair bilgi ve görgüyü taşıyabilme yeteneğidir. Zaten Türk Eğitim Felsefesinin amaçlarında belirtilen; iyi insan, iyi vatandaş, iyi üretici ve iyi tüketici yetiştirebilme amacı da burada saklıdır. Bir yandan kuşaklar arası evrilmelerle, insanlık yeni bir kuşağın doğuşuna gebeyken, diğer taraftan insanlığın hayatını kolaylaştıran, ihtiyaçlarını ve konforunu sağlayan endüstri devrimleri peşi peşine gerçekleşmektedir. Bu gelişim ve değişim bir takım istemedik bağımlılıkları netice vermektedir. Bunlardan biri de alışılagelen bağımlılıklardan öte dünyada hızla yayılan teknoloji bağımlılığıdır. Modern teknolojiden soyutlanabilir miyiz? Elbette soyutlanamayız. Teknoloji, modern dünyanın bir gerçeği. Aslonan teknolojideki baş döndürücü gelişmeleri ve insanlığa sunduğu ürünleri amacına uygun ve dozajında kullanabilmektir. Kullanırken hayattan ve hayatın en önemli unsuru olan çevremizden kendimizi soyutlamamak, medeniyetimizin ve kültürümüzün en temel olgusu olan insani değerlerimizden uzaklaşmamaktır. Modern dünya sunduğu imkanlarla birlikte, medeniyetimizin bakı kalmasını diliyorsak, aileye, eğitime önem vermeliyiz, fikir dünyamıza yön veren şahsiyetlere saygı göstermeliyiz. Ülkemiz gençliği, on üç milyon nüfusuyla, dinamik unsuruyla Avrupa’nın en önemli gücünü oluşturmaktadır. Gençlik üzerinde dahilden ve hariçten gelebilecek operasyonlar, medeniyetimizin bekasını etkileyecektir. Şahsiyet eğitimi yalnızca günümüz toplumlarının gündeminde ve kaygısında değildir. Yüzyıllar önceki El Farabi, Yusuf Has Hacib, Kaşgarlı Mahmut, Hoca Ahmet Yesevi gibi Türk Bilginlerinin eserlerine bakıldığında kusursuz, ferasetli, cesur ve kâmil insan profilinin tariflerine rastlanır. Şahsiyet ve değerler eğitimi, sadece ülkemizin gündeminde bir konu da değildir, Birleşmiş Milletler, Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) de yakın gündemindedir. Randevuların dakikalara düştüğü, uzaktan cerrahi operasyonların gerçekleştiği, endüstri 5.0 konuşulduğu bu vasatta insanlığın kendisini sorgulaması, mekanikleşen duygularını gözden geçirmesi gerekiyor. Tüm dünya insanlık adına ortak bir dil, dünya insanı inşa etme çabasındadır. İnsanlık, İslamlık ve Müslümanlık arasında açılan makasla birlikte, ahlaki değerleri ve vicdanı sorgulamalıdır. Sonuçta varmamız gereken yer, akademik başarıyla birlikte insani ve ahlaki başarıyı sağlamak adına şahsiyetli bireyler olabilmek, yetiştirebilmektir.”
Söyleşi sonrasında KADEM Şanlıurfa Temsilciliği tarafından Profesör Yılmaz’a plaket takdim edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.