MHP 'liderler zirvesine' sıcak bakmadı
MHP Konya milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Faruk Bal, CHP Genel Başkanı tarafından Cumhurbaşkanı’na yapılan liderler zirvesi çağrısıyla ilgili, “Parlamenter demokraside siyasi sorumlu hükümettir, Başbakan'dır. Dolayısı ile bunu liderler zirvesi ile Cumhurbaşkanı ile de paylaştırabilecek bir görüşü doğru bulmuyoruz” dedi.
Bal, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na yönelik açıklamalarını eleştiren Bal, Başbakan'ın komisyona süre koyamayacağını söyledi. "Başbakan bu komisyonun başkanı değildir” diyen Bal, komisyonun çalışma usullerini komisyonun kendisinin belirlediğini söyledi. AK Parti'nin komisyon çalışmalarını tıkadığını savunan Bal, "AKP başkanlık sistemi ile 41 maddede komisyonu tıkamıştır" dedi.
Bal, AK Parti'nin başkanlık sisteminden vazgeçmesi durumunda90 madde üzerinde uzlaşı sağlanabileceğini ifade etti. Komisyonun ya görevini tamamlayarak ya da bir partinin çekilmesi ile sona ereceğini belirten Bal, "AKP'nin komisyondan çekilme dışında başka bir inisiyatifi yoktur. Bu bir yasama işidir. Başbakanın bu işi yönetmeye hakkı yoktur" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın "Anayasayı geri kalmış ülkeler 6 ayda yapıyor" sözlerine atıfta bulunan Bal, "Geri kalmış ülkelerde küresel güçler onların ellerine anayasası tutuşturuyor onlar da organlarından geçirirler. Buna örnek, Irak, Mısır anayasası" dedi.
İlerlemiş olan ülkelerde ise anayasanı uzun süreçte hazırlandığını ifade eden Bal, Finlandiya'da 6 yıl, Portekiz'de ve İspanya'da 10 yılı aşan bir sürede yeni anayasa hazırlanıldığını ifade etti. Bal, "Başbakanı tercih ettiği geri kalmış ülkelere göre anayasa yapmak" dedi.
Komisyon faaliyetleri hakkında bilgi veren Bal, AK Parti'nin başkanlık sistemi nedeniyle önünü kestiği maddelerin dışında diğer maddeleri görüştüklerini söyledi. Komisyon'daki BDP'li üyelerin verdikleri önergeleri de eleştiren Bal, "BDP'nin önerilerinde makul bir düzeyde ifade edildiğinde insanı çıldırtacak kadar ucube teklif ve öneriler bulunuyor. Bunlardan bölücülükle ilgili madde sayısı 38'tir" diye konuştu.
BDP'nin savaş zararlarının tanzimiyle ilgili önerisini okuyan Bal, "Türkiye kiminle savaşmıştır kime karşı savaş kaybetmiştir? Madde metninde anlaşılıyor ki PKK savaş kazanmıştır, Türkiye savaşın mağlubiyeti olarak bu alçak ve şerefsiz maddeye koymaya mahkum edilmek istenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti geçmişte bu kadar badireler atlatmış bunca önemli başarılar kazanmış olmasına rağmen bugüne kadar bu kadar alçak bir teklifli karşı karşıya kalmamıştır. Mondros Mütarekesi ve Sevr Anlaşmasın da bile bu kadar alçak teklifle karşılanmamıştır" diye konuştu.
Bal, basın toplantısında soruları da yanıtladı. Bir gazetecinin, “Tutuklu vekilleri hatırlatarak bir soru sormak istiyorum. AKP’nin hafta sonu milli iradeye saygı başlığında mitingler yapılacağını açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Bal, “AKP, toplum mühendisliğini gerçekleştirebilmek, gerçeklerden ziyade kamuoyu algısını parti çıkarını oluşturabilmek için her sözü söylüyor. Ama söylediği sözün arkasında da durmayan bir partidir. Tutuklu milletvekilleri ile ilgili söylediği sözler de bundan ibarettir. Eğer niyet halis olsaydı, şimdiye kadar tutuklu vekiller ile ilgili gerekli adımlar atılır, onlarda milletin verdiği görevi yerine getirebilecek hale gelirlerdi" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Gezi Parkı eylemleri ile ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün liderler zirvesi yapması yönündeki çağrısının anımsatılması üzerine Bal, "CHP'nin tavrı 's' harfi özdeştir. Yani sağa sola yalpalayarak giden bir hali bulunmaktadır. Vermiş olduğu demeçlerde ortaya çıkmış olan toplumsal soruna karşı koyduğu tavrı bugün artı ertesi gün eksi olarak değerlendirmektedir. Dolayısı ile Taksim’de başlayan ve öfke patlaması olarak ortaya çıkan olaylarda ülkenin sosyal çatışmalar içerisine itilmemesi noktasında sorumluluğu olan CHP bu sorumluluğunun gereğini yerine getirememektedir. Bazı alanlarda da tahrik edici bir pozisyonu takınmakta. Cumhurbaşkanı’nın liderleri toplaması gerektiği şeklindeki görüşü doğru bulmuyorum. Bu sorumluluğu Cumhurbaşkanı üzerine yıkma şeklinde anlaşılır. Bizim sistemimizde, Parlamenter demokraside, siyasi sorumlu hükümettir, Başbakandır. Dolayısı ile bunu liderler zirvesi ile Cumhurbaşkanı ile de paylaştırabilecek bir görüşü doğru bulmuyoruz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.