Osmanlı'ya yahudüler ihanet etti
Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, “100. Yılında Filistin Cephesi Hezimeti ve Sonuçları” dile geldi.
Tarihçi Prof. Dr. Caner Arabacı, Necip Fazıl’ın “Yıkılası İsrail enkazını göreyim, sana devlet diyenin suratına tüküreyim!” mısralarıyla başladığı konuşmasında, “İsrail hakikaten devlet değil. Devlet misyonu gereği adaleti sağlayacaksınız, huzuru sağlayacaksınız, ülkenize gelenleri adam gibi karşılayıp uğurlayacaksınız. Ama bunlar yok. Hâlâ çete mantığı… Yahudilerin en iyi bildiği şey para ve ticaret. Siyaset ve devlette yoklar. Devlet misyonunu henüz üstlenememiş ki, zulümle abâd olanın sonunun berbat olduğunu atalarımız çok iyi belirtiyor” dedi.
İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sohbette, kalp ameliyatı olarak eski sağlığına kavuşan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar, akademisyenler, çok sayıda üniversite öğrencisi ve katılımcılar hazır bulundu. Kudüs üzerinden İslâm âlemine âdeta test eden bir saldırı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Caner Arabacı, Türk milletinin Kudüs’te 401 yıldan beri değil, 1000 yıldan beri var olduğunu hatırlattı. Kudüs’le ilk Haçlı Seferlerinde 88 yıllık bir ayrılık olduğunu kaydeden tarihçi Caner Arabacı, “Kudüs haçlıların elinde farklılıklara tahammül etmeyen, hıristiyanların dışındakilerin yaşamasına izin vermeyen bir şehir durumuna düşüyor. Hâlbuki İslâm’ın ve Müslümanların elinde Kudüs bir barış şehridir. Dünyaya birlikte yaşama kültürünün model şehridir” dedi. Kudüs’ün bizden ayrılışının 100. Yılında olduğumuzu kaydeden Arabacı, Osmanlı ordusunun Kudüs’ü 9 Aralık 1917’de terk ettiğini belirterek “İnşallah bu ayrılık çok uzun sürmez” temennisinde bulundu.
OSMANLI’YA YAHUDİLER İHANET ETTİ
Filistin Cephesi’nde bölge insanının Osmanlı’nın yanında yer aldığını belirten Arabacı, “Falih Rıfkı, Ateş ve Güneş adlı kitabında, Arapların Osmanlı ordusunun yanında yer aldığını ve ihanet etmediğini anlatır. İhanet nerede oldu? Haziran 1916’da Filistin’de değil bin kilometre ötede Mekke’de oldu. Yalnız Osmanlı’ya bir ihanet eden var. Beş bin Yahudi İngiliz ordusunda yer alıyor. Ve Osmanlı’ya karşı fiilen savaşıyor. Bununla da kalmıyorlar. Şam’dan Kudüs’e kadar bütün bölgede Yahudi istihbarat örgütleri (NİLİ ve Hakana) cirit atıyor ve İngilizlere bilgi sızdırıyorlar. Meselâ aynı dönem Yahudilerden oluşan 700 kişilik bir Sion Katır Birliği, Çanakkale’de İngiliz saflarında bize karşı savaştı. Kudüs’ün Güvercinleri diye geçen ay bir kitap okumuştum. Bizim yazarımız utanmadan ihanet edenin Araplar olduğunu yazmış. Şimdi Filistin bölgesinde bilinçli, planlı ihanet eden bir halk var. Ve bu halk Siyonist Yahudiler.
Eğer biz Filistin Cephesi’ne 1916’da 20.000’i ikiye katlayan asker ve mühimmat gönderebilseydik Filistin ve Kudüs şu an zulüm altında olmazdı” dedi.
Arabacı, Mekke’de Şerif Hüseyin’in etrafına topladığı 3,500 civarında isyancı ile Osmanlı’ya, isyanı önleyebilecek tedbirleri almayan Osmanlı idaresinin hatalarından da faydalanarak ihanet ettiğini söyledi.
FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ KRAL ABDULLAH ENGELLEDİ
Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ilgili olarak BM’nin 1947’de iki devletli bir açıklama yaptığına dikkati çeken Arabacı, Yahudi Profesör Avi Shlaim’in yazdığı ve Türkçe’ye de çevrilen “Filistin’i Bölüşmek” adlı kitaptan şu bilgileri aktardı. “BM Filistin’de iki devletli bir çözüm önermişti. Filistin Devleti ve Yahudi Devleti adı altında iki devlet kurulacakken Filistin Devleti’nin kurulmasına en büyük engel Ürdün Kralı Abdullah’tan gelir. Burada Filistin Devleti kurulmasın, Filistin ve Kudüs Ürdün’e bağlansın, der. Şerif Hüseyin’in oğlu Kral Abdullah, Filistin Devleti’nin kurulmasına İsrail’i kuracak olan Siyonist örgütle beraber engel olur.”
Arabacı, 1948, 1958, 1967, 1973’de Arap-İsrail savaşlarında Arapların hep yenildiğine işaret ederek bunun sonucunda Filistin halkının, kendi topraklarında mülteci durumuna düştüklerini dile getirerek “Şu an yeryüzünde Filistinli mülteci miktarı 900.000 değil, beş milyon 900 bindir. Yeryüzünde büyük devlet olma adalet sağlamayla, huzur ve güven sağlamayla gerçekleşir. Yeryüzüne hükmeden devletler (BM’nin 5 daimi üyesi de buna dahildir) yeryüzünde adalet sağlamıyorlar, zulme sahip çıkıyorlar. Amerika bunun başında. Birleşmiş Milletlerin İsrail aleyhine 90 küsur kararından hiçbirini benimsemedi ve uygulamaya koymadı. En sonunda Kudüs’ün İsrail’in başkent olma işini geçen hafta ilan etti ki, zulme sahip çıkış devam ediyor. Filistin ve Kudüs dramında haçlıların rolü çok açık. Fakat İsrail’in en büyük yardımcısı ise Arap liderler” dedi.
“KURTULUŞU TÜRK MİLLETİNDEN BEKLİYORLAR”
Soru-cevap bölümünden sonra Arabacı, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Kudüs’ün gitmesine göz yumma Konya’nın, İstanbul’un ve hatta Mekke ve Medine’nin gitmesine göz yummak demektir. İsrail devlet gibi davranmıyor. İsrail devlet değil, İsrail güçlü, silahlı bir çete mantığıyla davranıyor. Kudüs’te Müslümanlar evlerinde, cami avlularında Türk bayrağını dalgalandırıyorlar. Filistinliler, İslâm âleminde kurtuluşu yine Türk milletinden bekliyorlar.”
ŞİİR OKUMALARI
Tefsir Uzmanı Muammer Koşdaş Hoca’mızın Tafsir Sohbetleri’nin ardından Şiir Okumaları’nda şairlerimiz, Filistin ve Kudüs’le ilgili şiirlerini okudular.
12 Aralık 2017 – Konya Halk Kütüphanesi Konferans Salonu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.